31 Mayıs 2017 gece yarısı Eskişehir’den otobüs, hızlı tren ve otomobilleriyle şehre giriş yapan şampiyonluk sarhoşu mağrur Konyaspor taraftarının geleceğe dair sonsuz umut ve hayalleri vardı. Nasıl olmasın ki? Tarihi şampiyonluklarla dolu İstanbul takımları dâhil neredeyse tüm camialar, başta maddi sorunlar olmak üzere pek çok dertle boğuşurken, güçlü ekonomisi, taraftar desteği ve bir sistem dâhilinde yıldızlaşan oyunculardan oluşan takımıyla örnek gösterilen bir kulübe sahiptiler. Tarafsız gözler dahi Konyaspor’u, Anadolu’dan gelecekte çıkabilecek “potansiyel şampiyon adayı” olarak görüyor ve Türk Futbolu’nun genel ahvali de buna uygun bir zemin sağlıyordu.

Fakat beklenen olmadı ve Konyaspor, tarihin kendisine altın tepside sunmuş olduğu bu fırsatı değerlendiremedi. Yapılan yanlış transferler ve günü kurtarmak adına can havliyle alınan kararlar sonucunda Konyaspor sonraki 3 sezonun ikisinde son anda kümede kalırken kalan sezonu da tatsız tuzsuz bir şekilde tamamladı.

Maksadım geçmişin tatsız anılarını hatırlatıp, daha önce üzerinde pek çok kelam edilen hataları tekrar kaşıyarak keyfinizi kaçırmak değil. Lakin hatalarla dolu 3 sezonun sonunda, Konyaspor yeni bir genel kurula giderken, yapılan hataları tekrar hatırlamakta da fayda var.

KURUMSALLAŞMADA NE DURUMDAYIZ

Konyaspor geçtiğimiz 3 seneyi başta kulübü taraftara açma, şeffaflık, profesyonel kadrolara kulübü emanet etme gibi konularda maalesef boşa geçirdi. Bunun yanında taraftar mağazası, kulüp imajı ve sosyal medya kullanımı alanlarında da gayet başarılı işlere imza attığını söyleyebiliriz. Fakat ne yazık ki Konyaspor’un belki de yıllardır kapalı bir kutu olarak 150-200 kişinin inisiyatifinde idare edilmesi alışkanlığından vazgeçilemedi. Her genel kurul öncesi, birilerinin sorumluluk üstlenip çizilen karamsar tablodan kulübü çıkarması, bunu yaparken de projelerinden ziyade belediye vb kuruluşların icazeti ve desteği altında göreve soyunması beklendi.

Geniş kapsamlı ve şehrin tüm dinamiklerini içinde barındıran şirketleşme çalışmalarında da bu genel kurula giderken bir sonuç çıkmış değil. Zaten asıl hata da, kurulması düşünülen Spor A.Ş’nin bir araya gelmesi neredeyse imkansız bu kadar kurum yerine taraftarın da dahil olabileceği bir oluşumla kurulmamasından kaynaklanıyor.

Kulluk yönetimi, geçtiğimiz 2 yılda taraftarların sesine en çok kulak veren, onların basit bazı taleplerini derhal hayata geçiren bir profil sergiledi. Fakat özellikle sportif anlamda başta transferler, idari ve mali yapılanma, kulübün haklarını medya ve federasyon üzerinden savunma gibi alanlarda da başarısız kaldı. 

Hilmi Kulluk yönetiminin tekrar aday olmama kararına rağmen, her genel kurulda yönetim değiştirip, her şeyi sil baştan yapmaktansa, hatalarından ders alıp, eksiklerini tamamlamış bir yönetimin istikrar adına göreve devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Yeni sezonun yaklaşık 40 gün sonra başlayacağını da hesaba katarsak, belirsizlik ve istikrarsızlığı azaltma adına bunun en doğru yol olacağı aşikâr.

TRANSFERDE NASIL BİR POLİTİKA İZLENMELİ

Konyaspor geçtiğimiz sezonu istatistiklerle, saha sonuçları arasındaki tezatlarla geçirdi. Pek çok maçta rakiplerinden daha çok topla oynayan, oyuna hâkim olan ve pozisyon da bulan bir takım görüntüsü vermesine rağmen, basit hatalar, hakem kararları ve bitirici oyuncu eksikliğinden dolayı akıl almaz puan kayıplarına uğradı.

Attığı gollerin neredeyse tamamında organizasyon ve takım oyununun izleri gözükmesine rağmen özellikle kaleci ve bireysel savunma hatalarıyla inanılmaz basit goller yiyerek, hem puan hem de moral kaybına uğradı. Geçtiğimiz yıl Jahoviç ve Yatabare’li forvetinden özellikle ligin ikinci devresinde verim alamayan Konyaspor, bu sezon ise daha önce Konyaspor’da bir sezonda gol ve asist olarak 40 gole katkı veren, bu sayede de Konyaspor tarihinin en büyük rakamsal transfer satışına konu olan Riad Bajic ile de gol sorununa çözüm bulamadı. Devre arası yapılan Thuram transferi ise o kadar oyuncu izlemesinden sonra tam bir transfer fiyaskosu oldu.

Kısaca bir takımın ana omurgası denilebilecek; kaleci, defans, orta saha ve forvetlerden beklediğini bulamadı Konyaspor. Buna karşın kenar oyuncularının bu lig için yeterli ve potansiyelli oyuncular olduğunu düşünüyorum. Klasik tabirle “atanı ve tutanı olmayan”  Konyaspor’un diğer mevkilerdeki oyuncu kalitesi bir noktadan sonra bir anlam ifade etmedi. 

Aklımızın erdiğince mevki mevki bir değerlendirme yaparak yazımızı tamamlayalım.

 Önceki yıllarda Konyaspor’un milli takıma layık gösterilen performanslarıyla yıldızlaşan oyuncusu olan Serkan Kırıntılı, sezonu tabiri caizse, Riad Bajic ile birlikte Konyaspor’un olumsuz anlamda kaderini tayin eden oyuncu olarak geçirdi. Gördüğü kırmızı kartlar, yediği basit goller, taraftarla girdiği haddi aşan diyalogları ile Konyaspor tarihinde yıldızlaşmak yerine kötü anılan bir oyuncu olarak anılmayı tercih etti. Sezon bitmeden şehri terk eden Serkan’ın ve oynadığı maçlarda güven vermeyen kümede kalınan kritik 6 haftanın 5’inde 3’er gol yiyen Ertuğrul ile de yolların ayrılması gerekiyor. Yani kaleye iki transfer kaçınılmaz.

Defansta, topla oyun kurabilen ayağı yumuşak aynı zamanda hava toplarına da hakim mümkünse sol ayaklı en az 2 transfer ihtiyacı var. Sezon boyu vasat altı performans sergileyip son haftalarda kendine gelen Skubiç’i yedekleyebilecek bir sağ bekte mutlaka alınmalı. Oyuncu zenginliği yaşadığımız sol bek içinse bir transfere gerek olmadığını düşünüyorum.

Orta sahanın ortasında Johnsson’un da ayrılması ile zaten sezon boyu oyun kurabilecek, kritik pas trafiği oluşturabilecek vasıflardan uzak birbirinin benzeri düz oyunculardan oluşan bölgenin de en az 2 tane kaliteli oyuncu ile takviye edilmesi şart.

Konyaspor’un Hurtado ile yolların ayrılacağı hesaba katılırsa, forvet arkası ve kanatlarda Miya, Miloseviç, Ömer Ali ve Shengelia gibi aslında her takımın isteyebileceği fakat devamlılık problemi olan, oyun kilitlendiği zaman çoğunlukla çaresiz kalan ve açık alanı daha çok seven bir oyuncu profili var. Yine de; sol ayaklı, adam eksilten ve isabetli orta yapan bir sol açık veya 10 numara oyuncunun alınması gerekiyor. Kişisel kanaatim, orta sahanın ortası için bahsettiğim tipte oyuncu takviyesi yapılabilirse bahsettiğim 4’lünün de performanslarının artacağı şeklinde.

Son olarak forvette yer alan Bajic’in kiralık sözleşmesi sona erdiği için gideceğini de hesaba katarak Erdon ve Thuram’la da yolları ayırıp o bölgeye birisi net golcü, diğer ikisi de takviye edici hızlı forvet ve istikbal vaat eden yedek forvet olmak üzere en az 3 transfer yapılmalı.

Sonuç olarak kaleye 2, 1 sağbek, 2 stoper, 2 merkez orta saha, 1 sol açık veya 10 numara ile 3 forvetle toplam 10-11 tane isabetli transfer ile Konyaspor’un beklenmedik şekilde kimlik değiştirebileceği kanaatindeyim.

Netice olarak pek çok taraftarın yapmış olduğu buna benzer tahlillerden ziyade teknik heyet ve yönetimin olaylara nasıl yaklaşıp, kısa zaman kalan yeni sezona ne tür hazırlıklar yaptıkları daha önemli. 21 takımla yapılacak yeni sezonda anlaşılan yayın gelirlerindeki havuzda da kulüp başına azalma olacağı için hem yetenekli hem maliyeti uygun transfer yapmak kolay değil. Bu da yönetim ve teknik kadronun asli işi

Konyaspor’un yeni sezonla birlikte özellikle son zamanlarda kaybolmaya yüz tutan taraftar birlikteliğini sağlayıp en azından rahat bir sezon geçirmesini diliyorum.

Editör: TE Bilişim