Anadolu Kartalı’nın Fildişili kanat oyuncusu Moryke Fofana Yeşil Beyaz Konya Dergisi’nin son sayısına konuk oldu. Konya’ya transfer sürecinden taraftarla kurduğu iyi iletişime kadar pek çok konuda samimi açıklamalarda bulunan Fofana’nin keyifli söyleşisi sizlerle
Aslında Norveç’ten Fransa’ya transfer olmadan önce girmişti Konyaspor’un gündemine. Pazarlıklardan sonuç alınamayınca FC Lorient yolunu tuttu. Fransa’da istediği başarıyı yakalayamadı ve yolu yeniden Konyaspor ile kesişti. Bu sefer hikaye yarım kalmadı ve devre arasında Konyaspor formasını sırtına geçirdi. Konyaspor oyuncu grubunun aksine farklı oyuncu profili ortaya koyan Fofana kısa sürede taraftarın sevgisini kazanmayı başardı. Kısa Konyaspor serüvenine şimdiden 2 kupa sığdırmayı başaran Afrikalı oyuncuyu sizler için tanımaya çalıştık.
AİLEMİN YOKLUĞUNDA FUTBOLA TUTUNDUM
1991 yılında Afrika’nın güzel ülkelerinden biri olan Fildişi Sahilleri’nde doğdum. Grand Bassam benim doğduğum küçük kasabanın adı. 7 yaşından beri futbol oynuyorum. Ben küçükken babam çalışmak için yurt dışına çıktığı için büyükannemin yanında yaşamak zorunda kaldım. Onlarla yaşadığım için annemi de çok fazla göremedim. Bu yüzden futbolun benim hayatımda önemli bir yeri var. Çok küçük yaşlardan itibaren ailem yanımda olmadan büyüdüm. Annemin ve babamın yokluğunu fazlasıyla hissettim. 12 yaşından bu yana sürekli şehir değiştirmek zorunda kalıyorum. Onların yokluğunda her antrenmana çıktığımda kendimi, ‘Bunu yapmak zorundayım, daha çok çalışmalıyım. Çünkü babamın çalışmasını daha fazla istemiyorum’ diyerek kendimi motive ettim. Ailemin uzağından olmak futbola tutunmamda önemli bir faktör oldu. Afrika’da futbol oynamak tabi çok kolay değil. Ben ilk eğitimleri aldıktan sonra Norveç’e transfer oldum. Sonrasında Fransa ve ardından Konyaspor’a geldim.
25 DERECEDEN -15 DERECEYE GİTTİM
Afrika’da futbol oynamanın zorluğunu söylemiştim. Norveç’e gittiğimde benim için en büyük farklılık sıcaklık oldu. Afrika’da 25 derecede futbol oynarken, Norveç’e bir anda –15’e gittim. Bu sıcaklık farkı benim bir yıl boyunca alışma süreci geçirmeme neden oldu. Çok zor oldu.
FRANSA’DA BİRÇOK SORUN YAŞADIM
Norveç Ligi benim için bir geçiş süreci oldu. Sonrasında Fransa’ya Lorient’e transfer oldum. Fransa benim çok hoşuma giden bir yerdi. Ailem oradaydı. Dil açısından hiçbir sorun yaşamadım. Ama orada bazı problemler yaşadım. Sağlık sorunlarım oldu, hastalandım, sakatlık yaşadım. Antrenörümüz sürekli olarak değişti. Bunun gibi problemlerin ardından ilerlemem ve kendimi geliştirmem gerektiğini düşündüm. Konyaspor’dan da teklif gelince bunu değerlendirdim.
KONYASPOR’A TRANSFERİM ÇOK HIZLI GELİŞTİ
Konyaspor’a transferim biraz hızlı gelişti. Zaten ben Fransa’dan ayrılmak istiyordum. Konyaspor’dan teklif geldiğinde de bu fırsatı değerlendirmek istedim. Teklif geldiğinde Afrika’daydım ve hemen karar vermem gerekiyordu. Bu yüzden Konyaspor’a transferim hızlı oldu.
‘NEDEN TÜRKİYE’YE GİDİYORSUN?’ DEDİLER
Buraya ilk geleceğimde biraz eleştiri aldım. İnsanlar, ‘Neden Fransa’yı terk ediyorsun? Neden Türkiye’ye gidiyorsun?’ gibi şeyler söyledi. Ama baktığınızda Türkiye Ligi artık her oyuncunun buraya gelmek istediği ve burada oynamak istediği bir lig. Çok teknik ve dayanıklılığın olduğu, hareketliliğin olduğu bir lig. Organizasyon seviyesinin sürekli olarak arttığı. Kalitenin yükseldiği ve diğer oyuncuların da gelmek isteyeceği bir lig oldu burası. Bunları düşünerek geldim buraya. Konyaspor açısında bakmak gerekirse; Burası çok iyi organizasyona sahip olan bir camia. Bunun daha da artacağını düşünüyorum. Ben bunları bilerek ve düşünerek geldim bu takıma. Buraya gelen her yabancı kolaylıkla uyum sağlayamıyor ama ben çok zorluk yaşamadım.
KÖTÜ DÖNEMLERİ GERİDE BIRAKTIK
Geçen sezon antrenörümüz Aykut Kocaman’ın gitmesinden sonra yeni bir hoca yeni bir sistem geldi. Şimdi yeniden antrenörümüz değişti. Tabi bu futbol. Futbolda iyi dönemleriniz olur, kötü dönemleriniz olur. Biz iyi dönemdeydik. Şimdi kötü başladık ama iyi bir döneme geçiş yapacağımıza inanıyorum. Kötü başlayıp iyi bitirmek vardır, iyi başlayıp kötü bitirmek vardır. Bana sorarsanız, kötü başlayıp iyi bitirmeyi tercih ederim. Çünkü sonunda güzel bir şeyler elde ediyorsunuz. Benim bu konuda inancım tam. Zaman içinde ilerleyip ligi iyi bir yerde bitireceğimize inanıyorum. Kötü dönemlerimizi geride bıraktık.
KOLAY BİR SÜREÇ DEĞİL
Yeni bir hoca yeni bir uyum süreci kolay değil tabi ki. Ama biz elimizden geldiğince alışmaya çalışıyoruz. Bu kolay bir süreç değil. Ben takımın ilerleyeceğine, gelişeceğine inanıyorum.
O MUTLULUĞU ANLATMAK ÇOK ZOR
Türkiye Kupası’nı ve Süper Kupa’yı kazandık ama bunları açıklaması çok zor. Öncelikle çok büyük bir mutluluk olduğunu söylemem gerekiyor. Hayatımda ilk kez bu şekilde kupalar kaldırıyorum. Umarım gelecekte yine Konyaspor ile veya başka oynayacağım takımlarla kupa kaldırmak nasip olur. Açıklaması ve anlatması çok zor olsa da çok büyük bir mutluluk yaşadık takım olarak.
TARAFTARIMIZIN BANA TEZAHÜRAT YAPMASI BENİ ÇOK MUTLU ETTİ
Taraftarımız bana yaptıkları ve desteleri için çok teşekkür ediyorum. Bu beni çok mutlu etti. Ama tabi ki bir oyuncunun sezon içinde bütün maçlarda iyi oynaması imkansızdır. Ben elimden geldiğince mümkün mertebe performansımın iyi olduğu maç sayısını artırmayı istiyorum. Hepsinden iyi olmaya çalışıyorum. Ama Fofana’nın şahsından ziyade takımın başarısı çok daha önemlidir. Fofana’nın başarılı olup kaybedilmiş bir maç olmaktansa, hep beraber başarının elde edildiği bir maç olmasını çok istiyorum. Dürüst olmak gerekirse taraftarımızın bana tezahürat yapması, beni sevmesi beni çok mutlu etti. Umarım ilerleyen maçlarda da gelip bizi desteklerler. Onların bize vereceği desteğe ve cesarete ihtiyacımız var. Umarım taraftarımızın verdiği destek ile ligde ilerleyemeye devam ederiz.
ANTRENMAN DIŞINDA EVDE OLUYORUM
Burada vaktimi genelde evde geçiriyorum. Bu sadece buraya özgü bir şey değil. Oynadığım takımlarda genelde böyledir. Burada insanlar bana karşı her zaman nazik ve kibar. Antrenman dışında genellikle evimde oluyorum zaten.
NE ZAMAN, NEREDE, NASIL İSTERSEN İBADET EDEBİLİYORUM
Biz küçükken dedem ve ninem bizi her zaman ibadet etmeye götürürdü. Dini inancım ve bağlılığım küçüklüğümden ve ailemden gelen bir şey. Konya’nın da çok inançlı bir şehir olduğunu biliyorum. Bu noktada çok mutluyum. Çünkü ne zaman, nerede ve nasıl istersem ibadetimi yapabilirim. Bu beni çok mutlu ediyor. Bunun dışında ibadet etmenin şöyle bir güzelliği daha var; Biliyorsunuz kişisel ve ulvi bir konu. İbadet ederken, neden ibadet ettiğinizi unutursunuz. Bunu yapabildiğim için mutluyum.
İNSANLARI MUTLU EDEN BİR FOFANA OLMAYA ÇALIŞIYORUM
Futbolda tabi eleştiriler de oluyor. Ben her maçta gol atan bir Fofana olsaydım belki şimdi Real Madrid’de oynuyor olurdum. Eleştiriler her zaman olacaktır. Futbolun şöyle bir gerçeği var; Her zaman ilerlemelisiniz, bu futbolun kuralıdır. Takım olarak ve bireysel olarak ilerleme kaydetmek zorundasınız. Ben bunun için çok çalışıyorum. Her maç gol atan, insanları mutlu eden ve seyrettiklerinden keyif almalarını sağlayan bir Fofana olmaya çalışıyorum. İnsanlar eleştirecektir tabi. Bazen zor maçlarda iyi performans sergilersiniz. Rahat maçlarda hata yaptığınız da olur. Ama eleştirilerde haklı nedenlerin olması gerekiyor.
TAKIM İÇİNDE BİR PROBLEM YOK
Takım içinde arkadaşlarımızla herhangi bir problemimiz yok. Yerliler ve yabancılar diye bir ayrım da yok. Öyle bir şey olamaz zaten. Takım içinde oynayanlar, oynamayanlar olur ama herhangi bir problemin olması söz konusu değil. Benim gittiğim bütün takımlarda bu böyledir, hiçbir sorun olmaz.
EN BÜYÜK İDOLÜM BABAMDIR
Kendime bir idol seçeceksem bu her zaman için babam olur. İlk tercihim her zaman için babamdır. Onun dışında birilerini söylemem gerekirse Eto’o ve Adebayor gibi Afrika futbolunun önemli isimlerini söyleyebilirim. Hem saha içinde hem saha dışındaki yaptıkları ile karakteri ve oyuncularıyla hepimize örnek olmuş kişiler.
KONYASPOR İÇİN MÜCADELE EDİYORUM
Futbolda tercih diye bir şey yoktur. İleride ne olacağını bilemeyiz. Bugün Konyaspor’dayım. Hangi ekipteyseniz o gerçekle yaşarsınız. İlerleyen zamanlarda başka takımlardan teklif gelebilir tabi ki. Şu an Konyaspor için mücadele ediyorum.
