Konya, spor camiasının saygın isimlerinden İsmet Karababa’nın, hatıralarını kaleme aldığı Bay Fair-Play kitabı okuyucu ile buluştu. Yıllarca Konya spor camiasına her alanda hizmet veren ve Dünya Fair-Play Ödülü’nü alan ilk Türk olan İsmet Karababa’nın Bay Fair Play: İsmet Karababa kitabı büyük ilgi gördü. Geçmişte amatör bir maçta yaşanan olayın ardından o yıl dünyanın en büyük fair-play ödülünün sahibi olan İsmet Karababa, daha sonra çalıştırdığı Konyaspor PAF takımını üst süte şampiyonluklara ulaştırmış ve bu dönemde hiç kırmızı kart görmeyerek ikinci kez fair-play ödülüne layık görülmüştü.

Bir döneme damga vuran Karababa, daha sonraki süreçlerde Konyaspor’a hizmetlerde bulundu. TÜFAD Konya Şube Başkanlığı da yapan Karababa, güzel oyun olarak nitelendirdiği futbolun güzelliklerini yeni nesile hatırlatabilmek için hatıralarını kaleme aldığını, insanların büyük ilgi göstermesinden de memnun olduğunu söyledi. 

1982 yılına kadar Türkiye’de Fair-Play kavramının bilinmediğini, kendisinin ödül alması ile birlikte kavramın yaygınlaştığını anlatan Karababa, kitabı yazma amacının da gençlere Fair Play olgusunu sevdirmek olduğunu ifade etti.

VİCDANEN RAHATIM

Kitabın içeriğinden bahseden İsmet Karababa şunları söyledi: “Kitap iki bolümden oluşuyor. Birinci bölüm benim hayatımı anlatan bölüm. İkincisi ise yaptığım çalışmalarım, antrenörlük yaşamım ve karşılaştığım olayları anlatıyor. Kitabımda en önemlisi Fair Play adında üstlendiğim görevleri açıklamam ve vicdanen rahat olduğum konuları kitabımda yer vermem”

MUTLU VE GURULUYUM

Bay Fair Play adlı kitap hakkında düşüncelerini söyleyen İsmet Karababa,“Şehrime kazandırdığım Fair Play ödüllerinin Sinan Erdem’den takdir kazanması da beni ayrıca mutlu etmişti. Sinan Erdem’in, ‘Konya bizim centilmenlik abidemizdir’ görüşünü ortaya koyması. Daha sonra Dünya Fair Play Başkan yardımcısının, ‘Fair Play’in başkenti Konya’dır’ açıklaması da beni çok gururlandırmıştı. Kitapta, şimdiki futbol düzeni, Fair Play adına yapılan veya yapılmayan işler, gençlerin şu anki Fair Play’e yakınlığı, Kulüplerin Fair Play adına yaptıkları ve yapmadıkları gibi birçok konuyu kitabımda anlattım. Bay Fair Play adlı kitap derslerde de kaynak kitap olarak işlenecek.” dedi. 

OLUMLU TEPKİLER ALIYORUM

Kitabı yazdıktan sonraki süreçte gelen tepkilerden de bahseden İsmet Karababa, “Kitapla ilgili olumlu tepkiler alıyorum. Böyle bir kitabın Türkiye’de ilk olması ve önemli olayların kitapta anlatılması beni sevindiriyor. Amacım Fair Play olgusunu yayabilmek. Ayrıca gençlere bu konular hakkında Fair Play’in ne olduğunu anlatabilmek.” diye konuştu. 

FAİR PLAY’İN NE OLDUĞUNU BİLMİYORDUK

Futbolculuk kariyerinde Konya 1. Amatör Küme’ de Derbentspor forması giyerken, Çumraspor karşısında önemli bir karşılaşmaya çıkan İsmet Akbaba, bu karşılaşmada çok önemli bir olaya imza attı. Kaleci olan İsmet Akbaba gelişen Çumraspor atağında golü kalesinde gördü ancak pozisyonda hakem topun çizgiyi geçip geçmediğini görmedi. Çumraspor’lu oyuncular gol diye itiraz ederken hakem, İsmet Karababa’nın yanına geldi. Pozisyonu İsmet’e soran hakemin aldığı cevap şu şekildeydi: “ Hocam top çizgiyi geçti. Kurtaramadım.”  Bu konu hakkında açıklamalarda bulunan İsmet Akbaba konuşmasına şöyle devam etti: “Bu olaya kitabımda geniş olarak yer veriyorum. Başkan gerçekleşen olaydan sona normalde hiç devre arasında soyunma odasına inmezdi ancak o karşılaşmanın devre arasında soyunma odasına indi ve bir yandan takıma moral verirken bir yandan da İsmet en doğrusunu yaptı. Önemli olan doğruluktur dedi. İkinci bir 45 dakika daha var çıkın maçınızı oynayın açıklamasında bulunmuştu. Benim gerçekleştirdiğim olay bir başlangıç. Fair Play’in Türkiye’de gündeme gelmesi 1982’de gerçekleşti. Benim olayımda 1982’de gerçekleşti. O zamanlar kimse Fair Play’in ne olduğunu bilmiyodur. Daha sonradan ne olduğunun farkına vardık.

ÜZÜNÇ VERİCİ

Fair Play’in günümüzdeki olayından da bahseden deneyimli futbol adamı, “Benim en çok üzüldüğüm olay sporun ve sporu yönetenlerin bu olaya Fair Play adına bir çaba harcamamaları. Onların ilgilendikleri sporun sadece skora dayalı olduğu düşüncesi ve diğer bütün doğrulukları reddetmeleri ve uğraş vermemeleri beni çok üzüyor. Fair Play güzelliğini 163 ülke arasından alarak ülkemize getirmenin gururunu yaşarken, ayrıca bu alınan Fair Play ödülünden sonra yabancıların Türkler hakkındaki ön yargılarını kaldırırken, sporu yönetenlerin bu olaylara gereken hassasiyeti göstermemesi üzünç verici.” ifadelerini kullandı. 

MADDİ KAZANÇ OLSUN DİYE YAZMADIM

Genç sporculara ve şimdiki nesile Fair Play olgusunu anlatan İsmet Karababa, şunları söyledi: “Kitabı okuyanlar kendilerini bulacak.  Özellikle birinci bölümde kendi yaşantılarında kendilerini bulacak. Kitabı ben duygusuyla ya da maddi açıdan bir kazanç olarak yazmadım. Beni yazmayın, bura da önemli olan gençlerimize, sporcularımıza, sporun değerinden öneminden ve dürüstlüğünden bahsetmek onu anlatmak.” diye konuştu.

ONU EN GÜZEL ATİLLA TÜRKER ANLATTI

İsmet Karababa’nın aldığı Fair-Play ödülü bir döneme damga vursa daha sonra unutulmaya yüz tuttu. Karababa’nın örnek kişiliğini ve aldığı sayısız ödülü ise en iyi anlatan isim ünlü spor yazarı Atilla Türker oldu. 

Yazdıkları ile spor basınına yön veren usta kalem Atilla Türker, İsmet Karababa’nın hikayesini son olarak Ajansspor’da anlatmıştı.

İşte Atilla Türker’in o yazısı: İnanılmaz bir süreçteyiz.

Korkunç günler yaşıyoruz.

İnşallah en kısa zamanda el birliği ile atlatacağız.

Her konuda dikkatli ve duyarlı olmamız gerekiyor.

Tabii moralimizi de çok iyi tutmamız gerekiyor.

Yaşama tutunmamız şart...

İzninizle... Bir yaşam öyküsü aktaracağım bugün size.

Yıl 1982... Ocak ayının 15’i...

Konya 1. amatör kümede kader maçı oynanıyor. Derbentspor ile Çumraspor arasında... Yenilen takım küme düşecek.

Maçın 41. dakikası... Derbentspor kalesi önünde bir karambol oluyor.

Bayram vuruyor, kaleci İsmet dokunuyor... Top çizgi üstünde dolanıyor... Eller havaya kalkıyor.

Çumrasporlu futbolcular “Gooolll” diye bağırıyor... Derbentsporlu oyuncular “Top çizgiyi geçmedi” diye haykırıyor.

Saha karışıyor... Hakemin etrafı sarılıyor.

Hakem Sabri Demir “Ben de göremedim” diyor.

Herkes birbirine bakıyor.

Hakem formülü buluyor:

“Kaleci İsmet’e soralım... O bize doğruyu söyler.

Hakem soruyor:

- “İsmet, gol mü, değil mi?”

İsmet tereddütsüz cevaplıyor:

- “Hocam, top çizgiyi geçti, kurtaramadım. Gol...”

Demir gol kararını veriyor.

Devre oluyor...

Derbentsporlu futbolcular “Yaktın bizi” diye kaleci İsmet’in etrafını sarıyor.

Kulüp Başkanı Erol Kişnişçi, “Önemli olan dürüstlüktür... İsmet’i kutluyorum” diyor.

Karşılaşma 1-0 sona eriyor.

Derbentspor yediği bu golle küme düşüyor.

Konya İl Spor Müdürü Bahtiyar Demir, bu mevzuyu Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’ne (TMOK) bildiriyor. TMOK, İsmet Karababa’yı ödüllendiriyor.

Aynı TMOK, UNESCO’ya (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu) bir yazı gönderiyor.

UNESCO da gereğini yapıyor.

Ne mi oluyor?

Modern olimpiyatların kurucusu Baron Pierre de Cobertin adına ilk kez düzenlenen Fair-Play Ödülü İsmet Karababa’ya veriliyor.

Dünyadaki çok seçkin isimlerden oluşan büyük jüri, Karababa’yı oy birliği ile ödüle layık görüyor.

163 ülkenin adayları arasından sıyrılan Karababa, bu ödülü kazanan ilk sporcu olmanın onuru ile tarihe geçiyor.

Karababa ödülünü Paris’te alıyor.

Alkışlar arasında...

Büyük bir coşkuyla...

Büyük bir onurla...

Türkiye’nin gururu oluyor.

Ve bir süre sonra...

Karababa futbolculuğu bırakıyor... Antrenörlüğe başlıyor.

Zeki, çevik ve ahlaklı sporcu yetiştirebilmek için teknik adamlığa soyunuyor.

İlk görev yaptığı kulüp haliyle Konyaspor oluyor.

Konyaspor altyapısında harika işlere imza atıyor. Milli takımlarımıza çok sayıda oyuncu kazandırıyor. 5 yıl içinde Konyaspor genç takımı 4 kez şampiyon oluyor.

Ve de... Konyaspor genç takımı aralıksız 84 maçta hiç kırmızı kart görmüyor.

TMOK yine gerekeni yapıyor. Ne mi yapıyor? Konyaspor’un bu pırıl pırıl gençlerini “ülkemizin örnek takımı” ilan ediyor.

Ve ardından yine UNESCO devreye giriyor. UNESCO da Konyaspor genç takımını “Dünyada örnek takım” seçiyor.

Paris’te yine muhteşem bir tören düzenleniyor. Yine İsmet Karababa’nın adı anons ediliyor.

Karababa için bu kez “Dünyanın en centilmen futbolcusu, dünyanın örnek takımını yarattı” deniliyor.

Salonda bulunan herkes ayağa kalkıyor, Karababa alkışlar arasında bu şahane ödülü de alıyor.

Bu ödülden 2 yıl sonra... Ne mi oluyor? Karababa’nın Konyaspor’daki görevine son veriliyor.

Sebep? Sebep yok...

Normal şartlar altında Konyaspor Kulübü’nün en müstesna köşesine heykeli dikilmesi gerekirken... Konya’daki bazı cambazların uğraşı sonucu işini kaybediyor.

Fakat şu var. Her ne kadar Konyaspor Kulübü’nün malum bazı yöneticileri hiçbir zaman kadir kıymet bilmese de... Konya’daki antrenörler gerekli duyarlılığı gösteriyor.

İsmet Karababa, Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği’nin Konya Şubesi başkanlığına seçiliyor.

Halen de bu saygın koltukta büyük bir onurla oturuyor.

İlginç bir yaşam öyküsü değil mi?

Onuruyla, gururuyla, acısıyla, tatlısıyla...

Kitap olur.

Evet, oldu.

İsmet Karababa’nın yaşam öyküsü bir kitap oldu.

Hem de şahane bir kitap...

Okullarda ders niteliğinde okutulması gereken bir kitap.

Birbirinden ilginç anılar... Olaylar... Kupalar... Başarılar... Haksızlıklar... Türk futbolundaki çarpıklıklar... Ve de çarpıcı mesajlar.

Dolu dolu...

Elinizden düşüremeyeceğiniz bir eser bu...

Yarından itibaren tüm kitapçılarda bulabilirsiniz.

Karababa gecesini gündüzüne katarak bu kitabı hazırladı.

Her cümle üzerinde titizlikle durdu.

Dünyanın en centilmen sporcusuna yakışır mahiyette bir kitabı bizlere sundu.

Kitabın adını tahmin etmişsinizdir mutlaka...

-“BAY FAIR PLAY”

Evet... Bataklığa dönen spor camiamızda...

Ne mutlu bize ki... Sayıları az da olsa...

İsmet Karababa gibi nilüferler de yetişiyor.

 

SPOR SERVİSİ

Editör: TE Bilişim