Aslında hikaye bilindik. Baba oğlunun okuyup dükkanın başına geçmesini ister oğlunun gözü konservatuardadır. Ya da ziraat mühendisliğidir babanın ideali, oğul ise ünlü bir gazeteci olmak istemektedir. Ama filmlerdeki senaryo gerçek hayata uymuyor kimi zaman. 

İzzet Arabacı…  Babasının dövüş sporlarına olan sevgisi nedeniyle küçük yaşlarda kick boksa yönlendirilmiş. Geç başladığı sporda 7 Türkiye birinciliği, dünya ikinciliği gibi başarılar kazanarak hem babasının  hem de Konya'nın, hatta bütün Türkiye'nin gururu olmuş. Türk kick boksunun en önemli değeri İzzet Arabacı sizlerle

Belediyelerin spor okulları  ya da kursları ile ilgili genel bir ön yargı vardır. Sırf devlet teşvikleri ve zorunlulukları nedeniyle yapıldığına inanılır. Belki de eskiden bu şekilde bir anlayışla verilen bu hizmet son dönemde Türkiye'nin spor alt yapısını oluşturuyor. Bu okul ve kurslardan pek çok milli sporcu yetişiyor. Yeni nesiller spor ile iç içe büyüyor. En önemli örneklerinden biri de İzzet Arabacı. Belediyenin kick boks kursu ile başlayan spor hayatı, dünya şampiyonluğu iddiası ile devam ediyor.  

İZZET ARABACI'YI TANIYABİLİR MİYİZ?

İsmim İzzet Arabacı. 1996 Konya doğumluyum. 10 yıldır kick boks yapıyorum. Milli sporcuyum. Bu spora küçük yaşlarda babamın yönlendirmesi ile başladım. Kendisinin dövüş sporlarına karşı bir ilgisi vardı. Ancak yapamadığı için benim bu spor ile ilgilenmemi istedi. 11 yaşında yeni taşındığımız mahallede belediyenin açmış olduğu kick boks kursları vardı. Ben onları dışarıda izledim ilk başlarda, sonrasında bende de bu spora karşı ilgi olmaya başladı. Ben de kayıt oldum ve ilk olarak orada başladım spora. Antrenörüm de burada benim yeteneğimi keşfetti. Bu şekilde ilerleme kaydetmeye başladım.

1 AYDA KONYA ŞAMPİYONU OLDUM

Antrenmanların ardından müsabakalara da yavaş yavaş katılmaya başladım. İlk olarak Konya Şampiyonası'nda yarıştım. Buradaki en büyük rakibim aynı salonda çalıştığım siyah kemerli bir arkadaşımdı. Ve bu müsabakaya çıktığımda ben daha bir aylık bir sporcuydum. Ama üstün bir puan farklı ile maçı kazandım ve Konya şampiyonu oldum. 

7 TÜRKİYE ŞAMPİYONLUĞUM VAR

Konya Şampiyonu olmamın ardından Türkiye Şampiyonası'na katıldım. Önceki yıllarda minik ve yıldızlardan bir tecrübem yoktu benim. İlk olarak gençlerde Türkiye Şampiyonası'na katıldım. Burada 5 maç yaptım. 67 kiloda yaptığım maçlardan 4'ünün nakavt ile kazandım. Final maçında Avrupa ve Dünya dereceleri olan bir sporcu ile karşılaştım ve puan farkı ile maçı kaybettim. Bu benim için bir dönüm noktasıydı. Orada yediğim dayak beni hırslandırdı. Sonraki şampiyonaların hepsinde şampiyon oldum. Şu an 7 Türkiye Şampiyonluğum var.  

TÜRKİYE İKİNCİSİ OLDUM 

AMA MİLLİ TAKIMA GİTTİM

İlk Türkiye Şampiyonası'nda ben ikinci olmuştum. İkinci olanlar milli takımlara gidemiyor. Şampiyon olanlar katılıyor. Ben normalde gidemiyordum. Hatta o yıl yaz dönemi olduğundan bir işe girip çalışmaya başlamıştım. Ancak katıldığım yıl, birinci olan rakibim başka bir branşta mili takıma katıldığı için ikinci olanları milli takıma davet ettiler. O şekilde milli sporcu oldum. Böyle bir durumda milli olma şansı yakaladım. Benim nasibimde varmış demek. Türkiye ikincisi olarak gittiğim milli takımda Dünya üçüncüsü oldum.

RİNGE ÇIKINCA BÜTÜN HAVA DEĞİŞİYOR

Tabi spora ilk başladığım zamanlarda milli duygular konusunda çok bilgimiz yoktu. Milli takıma gitmemin ardından, milli kamplar, milli formalar derken her şey bir anda değişti. Yurtdışında yaptığımız çalışmalarla birlikte insan farklı bir maneviyata bürünüyor zaten. Oraya gelen bütün sporcular, kendi ülkesini temsil etmeye geliyor. Biz de orada kendi bayrağımızı dalgalandırmak, İstiklal Marşı'mızı okutmak için çabalıyoruz. Ringe çıktıktan sonra orada çok farklı bir havaya bürünüyor insan. Yaşamadan anlatmak tamamıyla ifade etmeyebilir. Ama çok güzel bir duygu Türkiye'yi temsil etmek. Milli maçlarda kendin başarı elde edemediysen ancak başka bir arkadaşın başarılı olmuşsa çok bile çok mutlu ediyor, mükemmel duygulara kapılıyorsun o an. O atmosferi tatmak lazım.

MİLLİ TAKIM İDMANLARI ÇOK DAHA FARKLI

Milli takımlarda Türkiye'nin en iyileri var. Orada onlarla çalışıyorsun ve milli takım antrenörleri sizi Avrupa düzeyinde müsabakalara hazırlıyor. Ama burada yaptığımı çalışmalarda, varsa Avrupa düzeyinde bir sporcu o partnerin oluyor. Yoksa sadece antrenörünüzle beraber çalışıyorsunuz. Milli takım düzeyi orada şampiyonlar olduğu için çok daha yararlı. Ben ilk gittiğimde çok zorlandım. Antrenmanlar çok yoğun geçmeye başladı. Burada yaptığımız antrenmanların çok daha zorları. İlk günler kas ağrılarından yürüyemediğimiz oldu.

DÜNYA İKİNCİSİ VE ÜÇÜNCÜ OLDUM

Türkiye'de alınan başarılarda sonra Avrupa ve Dünya Şampiyonaları'na katıldım. Buralarda bir Dünya ikinciliği, bir dünya üçüncülüğü aldım. 2016 yılında büyükler Avrupa Şampiyonası'nda 3. oldum.

RİNGDE SADECE İSTEK, İNANÇ VE HIRS VAR

Yarışmalarda ringe çıktığınız zaman her şey değişiyor. Sadece sen ve rakibin var orada. Bir de bu iki kişini hırsı, inancı, çalışmaları, istekleri… Sakatlanma riski çok yüksek. Kimse daha çok istiyorsa, kim daha çok çalıştıysa ringde kazanan o oluyor. Süre kısıtlı ve kendi başınasın. Rakiplerden hangisi daha çok konsantre olduysa, hangisi diğerini daha çabuk çözerse o kazanıyor.

HEDEFİM DÜNYA ŞAMPİYONLUĞU

Benim bundan sonraki hedefim Dünya şampiyonluğu elde etmek. Kick boks olimpik bir spor olmadığı için şimdilik beklemedeyiz. Olimpik olması için mücadele ediliyor. Olimpik spor olursa ilk hedefimiz olimpiyatlar olacak. Türkiye'de olimpiyatlarda mücadele edebilecek kapasitede ve yetenekte birçok kick boks sporcusu var. Olimpiyatlara katılırsak, çok büyük başarılar elde edebileceğimiz düşünüyorum. Ben Dünya şampiyonluğu elde edip tamamen profesyonel bir sporcu olarak devam etmek istiyorum. 

MİLLİ MÜSABAKALARA ÖNCESİ ÇALIŞMA ŞANSIMIZ ÇOK AZ

Türkiye'de sporcular gerekli desteği görmüyor maalesef. Elde edilen başarıların ardından yine kendimiz burada çalışıyoruz. Sadece şampiyonlara kısa bir süre kala milli takımlar kampına gidiyoruz. Az bir çalışmanın ardından müsabakalara çıkıyoruz. Milli takımlar düzeyi çok farklı, biz kendi başımıza çalıştığımız için o imkanlarımız yok tabii. Diğer branşlarda sporcular aylar öncesinde kampa alınıyor ve çalışıyorlar. Bizde durumu böyle değil maalesef.

DİĞER BRANŞLARA DESTEK ARTMALI

Ülkemizde futbol dışındaki branşlar çok ilgi görmüyor. Futbol standartlaşmış. Diğer branşlarda dünya çapında başarılar elde edildiği halde hiçbir ilgi alaka yok. Bu bizi üzüyor tabi. Sonuçta biz de bu ülkeyi ve bayrağımızı temsil ediyoruz. Yatırımlar sürekli futbol üzerine. Diğer branşlara destek az olduğu için zamanla sporcuları kaybediyoruz. Dünya derecesini elde ediyoruz, bunu dile getiriyoruz ama insanlar bunu başarı değilmiş gibi görüyor. İnsanların başarısını tebrik edersek, ilgi gösterirsek sonraki çalışmalarında daha istekli olur. Diğer branşlara biraz daha ilgi ve destek verilmesini temenni ediyor ve diliyorum.

MEHMET GÜÇLÜ ALGIYI KIRDI

Konya düzeyinde değerlendirmek gerekirse. Burada çok iyi sporcular yetişiyor. Benim antrenörüm Mehmet Güçlü aynı zamanda Konya İl Temsilcisi. Konya'da bir algı vardı; Kick boks sporcusu, kavgacı, ahlaksız insanlar olarak görülüyordu. Bu önyargı Mehmet Güçlü tarafından kırıldı. Artık insanlar sadece spor gözüyle bakıyor ve çocuklarını gönderiyor. İnsanların kötü alışkanlıklarından uzaklaşması için, spor yapması için, ahlaklı bir nesil için yapılan spor haline geline geldi. 

BABAM BENDEN ÇOK TAKİP EDİYOR

Beni kick boks sporuna yönlendiren kişi babamdı. Her zaman yine benim yanımda, sürekli olarak takip ediyor müsabakalarımı. Ama babam sürekli olarak yukarıyı isteyen bir insan. Dünya ikincisi olduğumda bile, 'neden birinci olamadın' diyor (gülerek). Tabi bu halde bile çok mutlu. Gurur duyuyor benim. Ben yurtdışına çıktığımda maçlarımı ve antrenmanlarımı neredeyse benden çok takip ediyor. Bazen benim maçlarımı takip ederken bilgisayar başında uyuya kaldığı oluyor.  

HERKESE TEŞEKKÜR EDİYORUM

Sürekli olarak çalışmalarıma devam ediyorum. Yine ülkemizi en iyi şekilde temsil ederek kısa süre içinde Dünya şampiyonluğu elde etmek istiyorum. Destek olan, yanımda yer alan herkese çok teşekkür ediyorum.

MUHAMMED SAYDAM

 

Editör: TE Bilişim