Türkiye Suriye'ye girmeli mi?

Girer mi?

Sınır güvenliğinin sağlanması ve aynı bölgeden ısrarla devam eden tehditlerin önlenmesi için ne yapılmalı?

Türkiye Suriye'ye girerse Amerika ne der? Rusya ile ılımanlaşan ilişkiler yeniden mi bozulur?

Gibi sorulara verilebilecek en güzel cevap verildi bir şafak vaktinde...

PKK'nın Türkiye dışındaki uzantılarının, DAEŞ'in, İslam'ın adını kirleten IŞİD'in Türkiye'ye oynamaya başladığı, Kilis ve Hatay'ı hedef aldıkları, dolayısıyla Türkiye'nin sınır güvenliğini riske attığı bir ortamda Türkiye Suriye'ye girmeli mi sorusunun yanıtı, güvenliğin temini için 'evet' yönündeydi. 

Girer mi girer... Milli birlik ve bütünlüğümüz söz konusu olduğunda hem de öyle bir girer ki, tozu dumana katar da gider.

Amerika ne dermiş, kulaklarını tıkar dinlemez dünyanın öteki ucundaki Amerika'yı. Rusya'nın tavrını dikkate bile almaz. 

TSK Müşterek Özel Kuvvetleri yani bordo berelileri ve koalisyon hava güçleri Suriye'ye harekat başlattı. "Fırat Kalkanı" olarak adlandırılan harekata Özgür Suriye Ordusu da katıldı. Operasyonla hedeflenen Cerablus'un IŞİD'den temizlenmesi, YPG'nin bölgeye girişinin engellenmesi ve yine bu bölgeye Özgür Suriye Ordusu'nun yerleştirilmesiydi. 

Suriye sınırında mayın temizleme çalışmaları başka bölgelere kaydırılırken, mayınların temizlendiği alanlara ise tanklar sevk edildi.

Suriye'ye giren Türk tanklarını ilk karşılayanlar Türkmen birlikler oldu. Cerablus harekatına katılan Sultan Murat Tugayı, Türk askerlerini karşılayarak samimi görüntüler oluşturdu. Çünkü oraya Türkiye'den misafirler, din kardeşleri gelmişti. Onların üzerine de misafirleri en güzel şekilde karşılamak düşerdi. 

Türk Silahlı Kuvvetleri, önce F-16 uçakları ile belirlenen hedefleri vurdu. Hepsi de tam isabet... 

15 Temmuz öncesinde güya PKK'nın konuşlandığı merkezleri de aynı F-16'lar vurmuştu. Ancak PKK'lıların değil, boş dağların bombalandığı sonradan anlaşılmıştı. Demek ki F-16'lar hedefi vurmakta mahirmiş ancak, onları idare edenler tahir olmayınca, FETÖ'ye hizmet edince böyle olmuş.

Bakın, uçak aynı uçak. Cerablus'ta düzenlenen operasyonda ise, pilotlar müthiş bir başarıya imza atıyor. Terör örgütü IŞİD'e karşı düzenlenen hava harekatında hedefler tek tek imha ediliyor.

 

TSK'daki FETÖ'cü hainlerin yakalanarak tutuklanmasından sonra; ordu, daha başarılı bir yapıya kavuştu.  Fetullah'ın değil, milletin emrinde olan TSK, Cerablus'ta terör örgütü IŞİD'in varlığının yok edilmesi için operasyona başladı.

Yavuz Sultan Selim 500 yıl önceki Mısır seferi sırasında Memlük devletiyle Cerablus yakınlarında Mercidabık Ovası'nda karşı karşıya gelmiş ve mutlak bir zafer kazanmıştı.

Yavuz Sultan Selim'in bu zaferi sonrası Suriye, Lübnan ve Filistin toprakları Osmanlı mülkü olmuştu.

Aradan geçen 500 yılın ardından aynı coğrafyada başlatılan bu hareket bir fetih hareketidir. Suriye halkı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da belirttiği gibi son bir asır öncesine kadar aynı vatan sınırları içerisinde yaşadığımız kardeşlerimizdendir. 

Kardeşlik hukukunu unutmayan ve Türkiye'nin bu hukuku korumak için orada bulunduğunu bilen Suriyeli Türkmenlerle omuz omuza hareket ediliyor olması da fethin yakın olduğunun habercisidir. 

Bize bu aşamada dua etmek düşer. O nedenle, “Ya Rabbi, Cerablus'ta çarpışan aslanlarımızı tek bir kayıp vermeden muzaffer eyle, ana babalarına ve milletimize bağışla. Mazlumların ümidi, ümmetin son sığınağı, kalesi ülkemizi kıyamete kadar payidar, hür ve müreffeh eyle. Birlik ve dirliğimizi daim eyle. Sen kaplerimizi, niyetlerimizi biliyorsun, dualarımızı, mazlumların dualarından eyle” diye dua ediyoruz...