SON  BAŞBAKAN  MI?

 

Sayın Başbakan Davutoğlu;  Başkanlık ettiği bekli  de son MYK toplantısı çıkışında, bir daha aday olmamak üzere,AK Parti olağanüstü kongre tarihini 22 Mayıs 2016 diye, açıklarken,başbakanlık görevinden ayrılma iradesini millet ile paylaştı.

Hiç bir şeyin önceki gibi olmayacağı yeni bir dönem başlıyor...

Hiç olmazsa yakın zamandaki son başbakan. Diyebiliriz...

Olağanüstü Genel kurulda parti genel başkanı seçilecek. Kanunlara uygun olması bakımından, hükümeti kurmak için, Başbakan da olacak; ama büyük bir ihtimalle sembolik olacak!Belki bakanlar kurulu koordinatör bakanı ya da yürütmeden sorumlu Başkan yardımcısı.. Tabii ki görünürde başbakan...

Bundan sonra Bakanlar kurulu sık sık Cumhurbaşkanımızın gerekli gördüğü haller durumunda  (ki bu sık sık olacak ) toplanacak.
Yürütmenin fiilen başı da Cumhurbaşkanımız olacak...

Muhalefet artık  parlamenter sistemde düşünüp, başkanlık sistemine muhalefet edecekler..Ya da muhalefetçe politika üretecekler....Tabii  vakit bulabilirlerse... Üretmeye... Düşünmeye...

Artık yeni sistemi daha çok tartışacağız!

Bence şimdi çok serinkanlı düşünmemiz lazım.

Muhalefetin şimdiki durumu, 367 krizi ile Halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanımızın fiili durumu!

Ülkemizin çevresindeki son olaylar.. Suriye'de  ve Orta Doğu'da Türkiye üzerine oynanan oyunlar..Nerdeyse düşman ilan ettikleri Deaş, çatıştıkları Rusya, ve Esed hepsi ülkemize karşı birleşmiş.

İçeride terörle ülkemize karşı yürütülen bölme ve parçalama hareketleri,  Terör örgütlerinin ortak girişimleri...

Serinkanlı düşünürsek; dışarıda ve içeride gelişen bütün  bu saldırılara karşı olağan üstü yönetim  tarzı uygulanmalı!

Milli duruşun sergilenmesi gereken bir zamandayız... Muhalefet devletin yanlışını önlemeye yönelik olmalı.. Yıpratmaya yönelik her adım, adımı atanın ayağına dolaşır...

Maalesef zorunluluk da olsa yetkinin tek merkezde toplanması gereken duruma geldik.. Bu durumdan şikayet etmek isteyen, sebebini  onca zamandır çözümü üretmeyen kendi tavrında arasın...

Sayın Cumhur Başkanı şu an hem devlet başkanı, hem  Başkomutan hem de başbakan olmak üzeredir. Fiilen...

Şimdi önümüze bakacağız. Ama önce bu dönemi fazla yara almadan atlatmak!Hatta fırsata çevirmek lazım...

Bu duruma bizi, bu yönetim getirdi diyebilirsiniz! Bence, belki bu yönetim daha ilerde sinsice başımıza gelecek felaketi deşifre ederek, su yüzüne çıkmasına vesile olmuştur..

Tarihimizi incelersek bu durumu net görebiliriz.Bölgede gelişen olaylar, NATO, Avrupa birliği hepsi Ülkemiz üzerine oynanan oyunlarla günümüze geldik!Üstelik dost ve müttefik görünerek.
İçeride dışarı ile ilgilenemeyeceğimiz şekilde dış kaynaklı ama içeride menfaat ortakları ile ekonomik askeri, ticari siyasi, ve terörle oyalandık..Bunu kimse inkar etmesin..

Sayın Davutoğlu, ülkemizin ve  yetiştirdiği, düşünceleri, bakış açısı, yaşam tarzı ile insanlığa lazım olan birisi...

Stratejik derinlikli bir bakış açısı ile kendine yakışanı yapmıştır.. Kaybetmemiştir..

Yenilen ve kaybeden  liderlerin koltuğunu bırakma öz güveni olmadığı bir zamanda,  başarıdan başarıya koşarken, hocalığın yanında halk tipi siyasetle de halkın gölünde makam sahibi iken görevi bırakmıştır...

Dik duruşu, tevazu gösteren yapısı insanlığa ders niteliğindedir..

Görevden ayrılması,  başarısızlıktan değil, başkanlık yolunda  ikinci bir liderin fazla olmasındandır..Şu anda olması sadece halk tarafından benimsenmesi ve başarısıdır...

"Yedi derviş bir posta oturur, iki hükümdar bir dünyaya sığmazmış" R. Çamuroğlu

Sayın Davutoğlu, kendine yakışanı yapmıştır.Yapmaya devam etmelidir.. Bölgesel duygusallığın fazla etkisinde kalmadan..Kendisi küresel bir kişiliktir.

Refike uymayan davranışın karşına, tam bir refik olarak çıkmış,bu tavrını devam ettirmelidir...

Bu millete Davutoğu, lazımdır... AK Parti'ye daha çok lazımdır..

Keşke sistemleşebilse idik! Kurumsallaşabilse idik... Maalesef millet olarak bu konuda daha çok yol almalıyız...

Kaliteli liderler, kaliteli insanlarla, kaliteli hedeflere ulaşabilir...

Gelişemeyen insan,  büyük görünebilmek için yanında küçük insanlar taşır...

Bu ülkemizin gerçeği.

Bugün toplumumuzun,yönetim olan,her yeri böyle.. Her parti de böyle.. Muhtarlıklarımız, Belediyelerimiz! Farklı partilerde olsa da aynı şekilde yönetiliyor.. Çünkü bu toplumun organları bunlar.

Hatta koca koca şirketler de farklı yönetilmiyor..

Zamanında görevi bırakabilmek, kendini bilen, öz güveni olan insanların işidir.. Hem bırakıp hem de tevazu göstermek bütün makamların üstünde, bir makamın sahibi olmak demek..

Terk etmeyen menzile varamaz...

Değer, olabilmek; Hz Mevlanaca bir yaşam sanırım!

Hayırlı olsun Son Başbakanım!  Her son bir başlangıçtır!

Belki bu arada deneyimlerinizi paylaşabileceğiniz bir kitabı aradan çıkarıverirsiniz. Bekliyoruz...