7 Haziran'da seçim tamamlandı..

33 gün sonra 45 günlük hükümet kurma süreci başladı!
Hala da devam ediyor..

Normal zamanlarda hükümetler  icraat yaparlar, muhalefet var gücü ile eleştirir..

Aslında ne hükümetin yaptıkları tamamen yanlıştır, ne de muhalefet tamamen haklı eleştiriler yapar..

Her iki taraf da taraftarlarını genelde ikna ederler.. Hatta çoğu zaman eleştiriyi doğruyu bulmak için değil, taraftarlarını heyecanlandırmak için eleştirir. İktidar da icraat yaparken veya eleştirilere karşı savunma yaparken öncelik taraftarlarının duygusunu tatmin etmek onları heyecanlandırmak için,  Çetin Altan'nın deyimi ile yıllardır ;

İktidar sandalda bulunanlara fırtınalı havada , hava sütliman diye ikna etmeye çalışırken, Muhalefet, sütliman bir denizde sandalı sallayarak, gemi batıyor yaygarası yaparak siyaset yapıldı..

savunma yaparlar..

 

Bazen icraat,eleştiri ve savunma yaparken gürültülü konuşmalarının sebebi de genelde oy deposu taraftarlarını heyecana getirmek içindir.. içi boş haykırışlar bazen seçmene reveranstan öte geçmez..

Seçmen olarak da, bu heyecanlı atışma türü iletişimi genelde heyecanla izleriz..içi boşta olsa..

Bir nevi maçta karşılıklı taraftar atışmalarından farkı olmaz!Hırslarımızı, duygularımızı, nefretlerimizi sevinçlerimizi böyle böyle tatmin etmeye çalışırız..

İçinde düşünce, fikir, muhakeme istişare olmayan bu tür atışmalar, çoğu zaman ülkenin istikbali, bekası gibi kaygılar taşımaz..
Seçmen olarak da çok sorgulamayız..
Bu hep böyle geldi..

Ama seçmen son seçimde çok bilinçli hareket etti.
Duygularını, nefretlerini, hatta acılarını bir kenara koydu,yarasına tuz bastı. Cumhuriyet tarihinin temsil yetkisi  en yüksek meclisini oluşturdu..

Katılım oranı ile meclisin ağırlığını arttırdı..

Seçmen arttık gelişen haberleşme sistemleri, sosyal medya ile konuyu enine boyuna tartışarak  bir karar verdi.

Seçme bilincini en yüksek değerde ortaya koydu.

Gel gelelim partiler bunu yeterince anladı mı?

Siyasetçiler bu konuda yeterli anlayışı algıyı sergileyebildi mi?

İktidar ve muhalefet yeteli  iradeyi sergileyebildi mi?

Çözüm üretme becerisi siyaset, siyaseti yapan siyasetçiler;  bence mesajı anlamadılar, ya da kapasitesi bu derece yüklü bir yetki kullanmaya yetmedi.

Eski alışkanlıklarını terk edemediler..
Huylarının karanlık dünyasından kurtulamadılar..

Ülkenin istiklal ve istikbalinden ziyade iktidar oyun sahasında gelecek seçim kaygılarıyla hareket ettiler..

İnisiyatif almadılar!

Konu memleket ise gerisi teferruattır diyemediler!

Kendi kırmızı çizgilerinden vazgeçemediler.. Halbuki bu partilerin hepsi değişik zamanlarda ama iktidar ama muhalefet olarak, yabancılara karşı hangi kırmızı çizgileri silmişlerdi!

Lider doğru davranış, ülkenin geleceği için kaybetmeyi göze alabilmek değimlidir.. Millet ve hak bunu taktir etmez mi?

En büyük samimiyetsizliği HDP göstermiştir! Silahları bıraktıramamış, eylemleri sonlandıramamıştır. Milletin teveccühünü suistimal etmiştir. İşine gelmeyen olayları anlamamazlıktan gelerek,aptala yatmış, milletle alay etmiştir..
Türk milletiyle geleceğe güçlü adımlarla yürümek için adım atma erdemi yerine, dış güçlerin silah ve maddi desteği ve onların maşası olarak siyaset yapmayı terk edememiştir..

MHP daha baştan kapıları kapatarak, üstelik de ağır ağabey rolü  de takınarak aslında uyanık davranmak istemiştir. Rahmetli Alpaslan Türkeş olsa idi bu süreçte kesin inisiyatif alır, iktidarın top çevirmesini engellerdi..

CHP en çok hükümet kurma isteği ve gayreti  göstermesine rağmen, muhalefet esnasında ifade ettiği beyanların altında ezilerek geri adım atmakta zorlanıyor..

Ve iktidar kesin top çeviriyor.. Muhalafetin bu tavrını kullanarak tek başına iktidar hesapları ile , ülkenin ve dünyanın bu zamanlarında tehlikeli başkanlık oyunlarından vazgeçmeyerek, belki de tarihimizin en güçlü meclisi, en zayıf meclisi hale getirilirken baş rolü oynuyor..

Siyaset en büyük çözümü üretmesi  gereken zamanda topu taca atarak bekli de yüz yılın samimiyetsizliğini üretiyor.
Hala zaman var ve çok şeyler yapılabilir..