Orta Doğu'da ve Türkiye'de önemli gelişmeler oluyor. Türkiye'nin Orta Doğu'da söz sahibi olması istenmiyor. Daha önce yapılan hatalardan dönmeye çalışan Türkiye'nin önü kesilmek isteniyor.

Bu da, içeride terör eylemlerini beraberinde getiriyor. Özellikle son 1 yıldır Türkiye ciddi anlamda terör olaylarına maruz kaldı. 2016 yılına bakacak olursak;

Ocak 2016: İstanbul Sultanahmet'te bir turist kafilesine yönelik düzenlenen canlı bomba saldırısında 12 Alman turist hayatını kaybetti. Olaydan DAEŞ sorumlu tutuldu.

Şubat 2016: Ankara Çankaya'da askeri servis aracının geçişi sırasında düzenlenen bombalı saldırıda 30 kişi şehit oldu, 61 kişi de yaralandı. Saldırıyı TAK üstlendi.

Mart 2016:  Ankara Güvenpark Kızılay'da bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda 38 kişi şehit oldu, 125 kişi yaralandı. Saldırıyı PKK bağlantılı TAK üstlendi.

Mart 2016: İstanbul Beyoğlu'nda İstiklal Caddesi'nde bir canlı bombanın kendini patlatması sonucu 4 kişi öldü, 39 kişi yaralandı. Resmi makamlar saldırganın DAEŞ bağlantılı olduğunu belirtirken, DAEŞ saldırıyı üstlenmedi.

Nisan 2016: Bursa Ulu Camii yakınında bir canlı bombanın kendini patlatması sonucu 13 kişi yaralandı.

Mayıs 2016: Gaziantep İl Emniyet Müdürlüğü binasının bulunduğu bölgede düzenlenen intihar saldırısında 3 kişi şehit oldu, aralarında sivillerin de bulunduğu 23 kişi yaralandı.

Mayıs 2016: İstanbul Sancaktepe'dekiSamandıra Kışlası yakınında askeri personeli taşıyan servis aracının geçişi sırasında bombalı saldırı düzenlendi. Olayda 5'i asker, 3'ü sivil 8 kişi yaralandı.

Mayıs 2016: Diyarbakır'ın Sur ilçesi Sarıkamış Mahallesi'nde patlayıcı yüklü bir kamyonun infilak etmesi sonucu 16 kişi şehit oldu, 23 kişi yaralandı.

Haziran 2016: Atatürk Uluslararası Havalimanı'nda üç teröristin düzenlediği silahlı ve bombalı saldırıda 45 kişi şehit oldu, 236 kişi de yaralandı. Saldırılardan DAEŞ sorumlu tutuldu. 

Haziran 2016: İstanbul Vezneciler'de düzenlenen bombalı saldırıda 7'si polis 12 kişi şehit oldu, 36 kişi yaralandı. Saldırıyı TAK üstlendi.

Haziran 2016: Mardin'in Midyat ilçesinde Emniyet Müdürlüğü binasına bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda 2'si polis, 4 kişi şehit oldu.

Temmuz 2016: 15 Temmuz kara gün olarak tarihe geçti. Fetullahçı Terör Örgütü'nün askeri darbe girişimi 241 vatandaşımızın şehit olmasıyla sonuçlandı. 

Ağustos 2016: Elazığ, Van ve Bitlis'te polis ve askerlere yönelik üç ayrı saldırıda 12 kişi şehit oldu, 200'den fazla kişi yaralandı.

Kasım 2016: Adana'da valilik binası yakınına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 2 kişi şehit oldu, 33 kişi yaralandı.

10 Aralık 2016: İstanbul Beşiktaş'ta düzenlenen iki ayrı saldırıda 38 kişi şehit oldu 155 kişi yaralandı.

Ve 17 Aralık 2016: Kayseri'de yaşanan terör saldırısında, 14 asker şehit oldu, 55asker yaralandı. 

Ne çok öldük 2016'da. Ne çok acı haberlerle uyandık sabaha. Hainler 2016 yılını adeta Türkiye'ye saldırı yılı olarak seçti. Gerek 15 Temmuz öncesi gerek 15 Temmuz sonrası, saldırıların yoğun bir şekilde gerçekleştirildiği görülüyor. 15 Temmuz ve hain terör saldırıları elbette bu milleti yıkmayacaktır. Ancak şunu da görmezden gelmemek gerekiyor;

2016 yılında yaşanan hainlerin bu girişimleri, toplumun kin ve nefretle dolmasını sağladı. Türk milleti doldu, taşmaya başladı. Geçtiğimiz günlerde, İstanbul'daki hain saldırısının ardından, Konya'da HDP binası bir grup vatansever tarafından ateşe verildi. Yine Kayseri'de yaşanan hain saldırının ardından, Kayseri'deki HDP il binası da bir grup vatansever tarafından ateşe verildi, Türk bayrakları asıldı. Her hain saldırının ardından sosyal medya üzerinden nefretini boşaltan Türk milleti, artık fiili olarak nefretini kusmaya başladı. Türk milletinin bu durumunu görmezden gelmemek gerekiyor. Her defasında çıkıp diyoruz ki; “terörün amacına ulaşmasını engelleyelim. Sağduyulu olalım, Çatışma ortamına izin vermeyelim.”Evet doğrudur, terörün bir amacı da toplumda kargaşa ve çatışma ortamı oluşturmak. Ancak, sabrı cesaretinin üstünde olan Türk milletinin, sabrı kalmamıştır. Türk milleti artık somut adımlar, fiili hareketler beklemektedir. Eğer ki bunu gerekli kurumlar yapmazsa, korkarım Türk milleti “sivil inisiyatif” yoluna gidecektir. Bu anlamda, devletimiz ve devlet yetkililerimiz, Türk milletinin bu durumunu dikkate alarak, terör örgütlerine ve destekçilerine yönelik somut adımlar atmalıdır. Bu anlamda getirilecek idam ve bunun uygulanması, Türk milletinin vicdanlarını rahatlatacaktır. Bir diğer konu ise; artık terörle mücadelede hükümet yetkililerimizin vurguladığı, “acımasız ve kararlı” duruş, tamamen kendini göstermelidir. Hiçbir terörist sağ bırakılmamalı, gerekli adımlar derhal atılmalıdır. Türk askerinin ve polisinin eli güçlendirilmeli, teröristlere ve destekçilerine yönelik müdahaleler olması gerektiği gibi olmalıdır.Yoksa Türk milletinin bardaktan taşan kini ve nefreti, oluk oluk meydanlara akacaktır. Bu durum toplumda olması istenmeyen bir ortamı oluşturacaktır. Bu nedenle, Türk halkından sağduyu ve sükûnet istenirken, devletten de gereğinin yapılması beklenmelidir.Millet ve devlet olarak her zamankinden gözü açık ve kararlı olmamız gerekiyor. Sevgi, saygı ve dua ile...