Karanlığın içerisinde bir paye olmaktansa, mum yakıp karanlığı aydınlatmak için elimizden gelen gayreti göstermemiz gereken bir zaman dilimi içerisindeyiz.

Aklı selim davranmaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var...

Bir terör olayı ülkenin gündemine bomba gibi düşüyor. Herkes bu olayı konuşuyor. Sivil toplum kuruluşları ardı ardına açıklamalar yaparak terörü lanetliyor.

Dünya görüşü ne olursa olsun, ortak kanaat, terörün bir an önce def edilmesi, onlarca insanın ölümüne neden olan terörün komple fail ilan edilerek en ağır şekilde cezalandırılması hepimizin ortak temennisi.

Merak ediyoruz, kanla beslenenler hiç doymaz mı?...

Daha önce benzer olayları yaşamış ve tecrübe etmiş bir milletiz. Ne kadar ağır tecrübeler ediniyoruz. Allah beterin daha beterini görmekten, yaşamaktan bizleri muhafaza etsin.

Sebebi ne olursa olsun bu tür vakaların bir daha yaşanmaması için dua etmekten başka elimizden bir şey gelmiyor.

Acı üzerine acı yaşamışken, üzerimize kan bulanmışken, başka şeyler düşünemiyor, asıl gündemimiz olan Türkiye'ye, ekonomiye, yeni gelişmelere odaklanamıyoruz...

Dün cennet vatanımızın doğusunda, dağ başında, vatan bekçilerinin canına kasteden hain teröristler, şimdi İstanbul'un göbeğinde kanlı eylemler gerçekleştirebiliyor.

Kanı kanla temizleme çabası gibi...

Temizlenir mi hiç?

Ha askerimiz, polisimiz şehit edilmiş, ha sıradan vatandaşımızın canına kast edilmiş...

Ne farkı var?

Ölen insan, öldürülen insanlık olduktan sonra İstanbul'da olmuş, başka şehirde olmuş ne değiş ki?

Bizi bize düşürmek isteyenlerin kanlı eylemlerinde sınır tanımadıklarını, ülkemizin birliğine ve beraberliğine kastedenlerin ne kadar büyük oyunlar oynadıklarını bir kez daha görmüş olduk.

Görmez olaydık...

Önemli olan tekrar tekrar söylemekte fayda gördüğümüz üzere, insanlığın öldürülmüş olması.

Önemli olan, milletimizin birliğine ve bütünlüğüne göz dikmiş olanların, var güçleri ile kardeşlik olgusunu yıkmaya çalışmaları.

Önemli olan dört bir tarafımızı çepeçevre sarıp, bizi yok etmek isteyen Haçlı zihniyetinin emellerini görebilmiş olmak.

Ve en önemlisi de, “Birlikte rahmet, ayrılıkta azap var” diyebilmek ve tüm yaşananlara rağmen hep bir ağızdan biriz, kardeşiz, birlikte büyük Türkiye'yiz diyebilmek...

Evet, sessizce ağlıyoruz...

Haykırıp, feryat edip, isyan etmek bize yakışmaz. Başkalarını sevindirmeye de niyetimiz yok. Dün yine şehit cenazeleri baba ocağına getirildi.

Helallikler alındıktan sonra omuzlarda taşındı, göz yaşları, dualar ve tekbirler eşliğinde toprağa verildi.

Aynı şeyleri mi yazıyoruz...

Evet, aynı şeyler...

Aynı acılar yaşandıkça, aynı acıları yazmaya devam edeceğiz.

Karınca misali... Acıdan yanan yüreklere su serpmektir bizim asıl gayemiz.

Şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet diliyor, kederli ailelerine de sabır niyaz ediyoruz.