Sağlık Bakanı Fahrettin Koca önceki gün müjdeyi verdi: Aşıya çok yakınız…

Emeğinize sağlık…

Hadi buyurun birazcık açıklamalara kulak verelim.

Bakan Koca’nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a görüntülü brifing verdiğini hepimizi gördük.

İzledik, gurur duyduk.

Bir de sosyal medya hesabından aşı ile ilgili açıklamalarda bulundu.

 “Milli aşımızın meydan okuma çalışmasında 10 transgenik hayvan aşılandı, 9 hayvan ise aşılanmadı. Virüse maruz bırakıldılar ve aşılanan hayvanlarda hiç virüse rastlanmadı. Aşılanmayanların 4'ü hayatını kaybetti, 5'inin ise akciğerlerinde virüse rastlandı. Milli aşıya daha yakınız. Ülkemiz 13 ayrı Covid-19 aşı adayı çalışmalarını hızla sürdürüyor. Bunlardan 5'i insan deneyleri safhasına yaklaştı. Klinik safhaya gelen tüm aşı adaylarımız Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığımız (TÜSEB) tarafından destekleniyor. Türkiye'nin gücü bilimde. TÜSEB'in desteklediği Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi aşısı insan deneyi Faz-1 safhası başarıyla tamamlandı. Kuduz, verem ve su çiçeği aşısı adayları da insan deneyi aşamasına geldi. Milli aşılarımızı geliştirmek ve milletimizin hizmetine sunmakta kararlıyız”

Ülke adına umut verici bir açıklama…

Hatta insanlık…

Emeği geçen herkesi tebrik ediyoruz.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konudaki talimatlarını hepimizi biliyoruz…

Sağlık Bakanı ve ekibinin çok büyük emek harcadığına da şahidiz.

Da…

Bakan Koca’nın açıklamalarından sonra gözler yine Selçuk Üniversitesi’ne çevrildi.

Ne alakası var?

Önceki yazılarımda bunu yazmıştım ama yine hatırlatayım.

Koronavirüs illetinin başlangıcından bu yana Türkiye bu salgınla mücadelenin yanından hızlı bir şekilde aşı çalışmalarını da başlatmıştı.

Sağlık Bakanlığı, bazı kurumların yanında Türkiye’de 5 tane üniversiteye de görev ve yetki vermişti.

Bunların arasında Selçuk Üniversitesi de var.

O dönemlerde, ‘Selçuk Üniversitesi’nde çalışma var mı?’ diye sormuştum.

Açıkçası onlardan bir açıklama gelmedi.

Demek ki çalışma da yoktu.

Bakan Koca aşı konusundaki gelinen noktayı açıklayınca bu konuyu bir kez daha sorma ihtiyacı duydum.

Selçuk Üniversitesi’nde durum ne?

Peki neden Selçuk Üniversitesi?

Malum, Selçuk’un önceki rektörü Mustafa Şahin, salgının başlangıcında birkaç tane açıklama yaptı.

O zaman bize garip gelen açıklamalar oldu!

Oldu mu?

Garip bulanlar oldu en azından…

Gelinen nokta ise Mustafa Şahin’i haklı çıkardı.

Önce Mustafa Şahin’in o günkü açıklamalarına kulak verelim sonrasında kısa bir yorumla kıyası okuyucularımıza bırakalım.

Eski rektör, aşının laboratuvarlarda üretilip canlılarda denenebilir hale gelmesi için yaklaşık 6-7 aylık bir sürece ihtiyaç olduğunu söylemişti.

Şunu hatırlatayım: Türkiye’de üretilen hayvansal aşıların yüzde 25’ini Selçuk Üniversitesi üretiyor.

Açıklamalara bakalım mı?

"Aşı üretimi çok boyutlu bir süreç. Hem akademisyen hem de teknolojik alt yapının olması gerekiyor. Teknoloji TÜBİTAK'ın elinde var”

 "Türkiye 1950'li yıllarda aşı üretimi yapıyordu. Türkiye'de yeni tesisler kurulmadığı için insan aşısı üretecek modern tesis yok. Beşeri aşı üretecek modern bir tesisinin kurulması için süreç en az 4 yıl sürer. Ancak ülkemizde insan aşısı üretecek kalitede teknolojiye sahip hayvansal aşı üreten tesislerimiz var"

Ve Mustafa Şahin, “bu aşıların revize edilerek beşeri aşıya çevrilmesi çok da zor değil bunun için imkanlarımız var” diyor.

Da…

Türkiye’nin hayvansal aşının yüzde 25’ini üreten Selçuk Üniversitesi dururken Bakan Fahrettin Koca müjdeli haberi Erciyes Üniversitesi’nden veriyor.

Yani Selçuk yok!

Kim var?

Yine açıklamayı aynen vereyim; “Birisi adenovirüs, Erciyes Üniversitesi Aykut Hoca’nın. Bir diğeri yine inaktif olan aşı. Bir diğeri de Koçak Farma, Bakanlığımız tarafından desteklenen bir diğer üçüncü inaktif aşı. Önümüzdeki faz çalışmasından sonra erken dönemde üretimin de yapılacağını da söylemek istiyorum” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Hayırlı olsun inşallah”

Peki…

O zaman bir kez daha soralım; Türkiye’de hayvansal aşının yüzde 25’ini üreten Selçuk Üniversitesi ne durumda?

Yoksa Mustafa Şahin oranı yanlış mı verdi?