10 Kasım 1938 günü dünya, İngiltere Başbakanı David Lloyd George'in, "Arkadaşlar, yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki o büyük dahi çağımızda Türk Milleti'ne nasip oldu. Mustafa Kemal'in dehasına karşı elden ne gelirdi" ifadelerini kullandığı bir dahiyi kaybetti...

10 Kasım 1938 günü Türkiye ise belirsizliğe doğru yelken açtı. 

Yeni devletin kaptanının vefatı ile pusulalar şaştı, Türkiye 78 yılda sırat-ı müstakime yönelemedi. 

Darbelerle, ihtilallarla, ekonomik krizlerle, toplumsal olaylarla, terörle... geçen 78 yıl. 

Bu süreçte yaşanan her olumsuzluk Türkiye'yi, Siyonizm'in, ABD'nin, İngiltere'nin kucağına itti. 

Gelişmek şöyle dursun yerimizde saydık. 

***

Devrim arabaları dedik, Amerika'nın Chevrolet'i, Almanya'nın Ford'u daha konforlu, ucuz geldi. 

Ağır Sanayi Hamlesi dedik, Batı ağzıyla biz kimiz ki üreteceğiz ifadeleri ile sömürülmeyi istedik. Toplu iğneyi, tırnak makasını üretemedik...

Temel insan hak ve hürriyetleri dedik, darbelerle kafamıza jop yedik. 

Anayasa dedik, cuntacıların yaptığı anayasayı kabul ettik. 

Maneviyat, inanç dedik, laikçi zihniyetin baskılarına boyun eğdik. 

Türk-İslam Ülküsü dedik, emperyalizmin yerli işbirlikçilerinin Avrupacı anlayışına hapsedildik. 

Nizam-ı Alem dedik, Büyük Türk Devleti hayal diyenlerle karşılaştık. 

İslam Birliği dedik, Siyonist oyunlara dur diyemedik. 

İşte Türkiye'yi kurtaracak aydınlar dedik, öldürülmelerine göz yumduk. 

ASALA'yı bitirdi dedik, Abdullah Çatlı'ya sahip çıkamadık. 

PKK'yı bitiriyor dedik, Org. Eşref Bitlis'i koruyamadık...

1938'den 2016'ya 78 yılda onlarca buna benzer durumla karşılaştık. 

Ve gelinen süreçte "Atatürk'ü saygıyla anıyoruz" diyoruz. 

Atatürk'ten sonra bu ülkede her olumsuzluk Atatürkçülük adına yapıldı, her pislik Kemalizm adına yapıldı, her mandacı atılımda Atatürk'ün ismi kullanıldı!...

Atatürkçüyüm diyerek, yurtta sulh cihanda sulh diyerek bu ülkeye zarar verenlerin bugün "Saygıyla anıyoruz" demesi en büyük saygısızlıktır. 

Yaşananlara bakınca ben bir saygı göremiyorum. Utanılacak bunca işten sonra "Saygıyla anıyoruz" derken insan utanır...

***

Atatürk'e saygı Yeniden Büyük Türkiye'yi, Türk-İslam Ülküsünü, Nizam-ı Alem'i, İslam Birliği'ni... kurmakla olur.

Şükürler olsun ki Türk Milleti gerçekleri görmeye başladı. 

15 Temmuz darbe girişiminin ardından millet titreyip kendine geldi. 

Devlet kendine çeki düzen verdi. 

Avrupa'ya, Amerika'ya, Siyonizm'e inat yönünü Doğu'ya çevirdi. 

Terörle mücadelede kararlı adımlar atıldı, Suriye'ye giremezsiniz diyenlerin ağzı açık kaldı. 

Stratejik önemi nedeniyle Türkiye, "Ortadoğu, Kafkaslar ve Asya'da ben de varım" dedi. 

İç politikada ağır sanayiye, savunma sanayiye önem verildi. 

Sivil anayasa için önemli bir aşamaya gelindi. 

Türkiye'yi her fırsatta yurtdışında şikayet eden, teröre destek veren, terör propagandası yapan sözde milletvekilleri tutuklandı, Haçlı-Siyonist İttifakı şaşırdı. 

2023 hedefleri doğrultusunda Yeniden Büyük Türkiye ideali için ekonomiden-sanayiye, yatırımlardan eğitime kadar reformlara ağırlık verildi. 

İnanç özgürlüklerinin önündeki engeller kaldırıldı. 

Gelinen süreçte Türkiye sırat-ı müstakim ekseninde yürümeye başladı. Atatürk'e saygıysa işte bu yapılanlar saygıdır, Milli Mücadele'ye saygıdır, şehitlerimize saygıdır...

***

Fakat, Atatürk'ü sahiplenenler ise sözde "Saygıyla anıyoruz" demeye devam ediyor... Kendilerini kandırıyorlar sadece. 

Bugün Atatürk'ün kurduğu parti CHP'nin başındakiler terörist milletvekillerinin tutuklanmasına tepki gösteriyorsa, ülke karanlık günlere doğru gidiyor ifadeleri kullanılıyorsa, Suriye ve Irak'taki savaşta devletin yanında yer alınmıyorsa, saygıdan bahsetmeleri trajiktir... 

Atatürk'ün de onlara saygıyla baktığını öngöremiyorum... 

Atatürk'ü anlamayanlar her 10 Kasım'da saygı duruşunda bulunmaya devam etsin, Türk Milleti gelecek vizyonu içinde fikri hür, vicdanı hür anlayışı ile müspet bilim ışığında Atatürk'ün saygı duyacağı işlere imza atmayı sürdürecektir. 

Allah yolumuzu açık, duruşumuzu daim etsin inşallah...