TBMM'de 19 maddelik anayasa değişikliğiyle ilgili görüşmelerde kavgalar kadar ilginç diyaloglar da yaşanıyor.

Öncelikle şunu ifade etmek gerekiyor, geçtiğimiz günlerde Meclis'te yaşanan kavga Türk Milleti'ne saygısızlıktır.

Milletin oy verdiği partilerin milletvekillerinin, milletinin sesi olacağı kürsüyü kırmaları, birbirlerine saksı, bardak, sandalye fırlatmaları, Meclis'i çalışamaz hale getirmek istenmesi Gazi Meclis'e yakışmadığı gibi millete karşı yapılan en büyük saygısızlıktır.

"İnsanlar konuşa konuşa anlaşır"diye bir söz var...

Kürsüye çıkar en demek istiyorsan, ne eleştiri de bulunacaksan orada söylersin... Ancak kürsüyü işgal etmeye kalkışmak, kürsüyü yıkmak, milli iradenin tecelli ettiği Meclis'i dünya kamuoyu önünde küçük düşürmek hiç hoş olmamıştır.

Burun kırmak, ayak ısırmak ise neyle izah edilebilir ki! İnsan mıyız, milletvekili miyiz yoksa haydut ya da vampir mi?

Türk Milleti için cevabı belli, milletvekilleri bu cevabı kendilerine yakıştırabiliyorsa "yuh" demekten başka diyecek bir şey yok!

***

Gelelim asıl konuya... Öncelikle şunu ortaya koyalım Türkiye Büyük Millet Meclisi, dünyada eşi görülmemiş ve emperyalizme karşı yapılan Milli Mücadele'de kurulmuş; Gazi Meclis'tir...

Bu mecliste her şey konuşulur ancak birlik ve bütünlüğü bozacak, devletin bekasına zarar verecek, milli hedefleri zedeleyecek hiçbir ifade kullanılamaz ve kullanılmasına da müsaade edilemez.

Durum böyleyken son günlerde Meclis'te yaşananlar nedir?

HDP'li bir şahıs çıkıyor; sözde soykırımı dillendiriyor, AK Partili bir şahıs çıkıyor; Anayasa'nın ilk 4 maddesi de değişebilir diyor!

Bunlar bu cesareti nereden alıyor ve küstahça böyle ifadeler kullanılabiliyorlar?

Hadi diyelim HDP'nin ne olduğu malum, Batı sevdalısı, terörün siyasi uzantısı... Ya AK Parti?

AKP Bursa Milletvekili İsmail Aydın'ın Genel Kurul'da "Anayasanın ilk 4 maddesi değiştirilebilir"demesi, Sayın Başbakan Binali Yıldırım'ın "Böyle ucuz polemiklerden herkes uzak dursu​n"demesiyle geçiştirilecek bir konu değildir.

Bu asil Türk Milleti, 15 Temmuz hain darbe girişiminde olduğu gibi ilk 4 maddeyi Milli Mücadele'de kanıyla yazmıştır.

Hasan Tahsin, Sütçü İmam, Şahin Bey, Topal Osman, Köprülülü Hamdi Bey, Yörük Ali Efe, Yahya Kaptan, Nene Hatungibi nice vatan evlatları Milli Mücadele'nin kahraman komutanlarının liderliğinde o 4 maddeyi yazmıştır.

O dört maddeye bakacak olursak;

1- Devletin Şekli; Cumhuriyettir

2- Cumhuriyetin nitelikleri; Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.

3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ayyıldızlı al bayraktır. Milli marşı 'İstiklal Marşı' dır. Başkenti Ankara'dır.

4- Anayasanın 1'inci maddesindeki devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2'nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3'üncü maddesindeki hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

***

Şimdi kahraman ecdadımızın ortaya koyduğu bu 4 maddeden rahatsız olan var mıdır?

Varsa 15 Temmuz'daki hainlerden, Mehmetçiğe kurşun sıkan teröristten, vatan düşmanlarından farkı yoktur.

Mustafa Kemal Paşa'nın ifadesiyle; Cumhuriyet İlelebet Payidar kalacaktır.

Karamanoğlu Mehmet Bey'in ifadesiyle; Türkçe'den başka bir dil kullanılmayacaktır.

Arif Nihat Asya'nın ifadesiyle; Şehidim örtüsü şanlı ay yıldızlı al bayrak olacaktır.

Mehmet Akif'in ifadesiyle; Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı inşallah yazdırmayacaktır.

Sivas Kongresi'nde üzeri çizildiği gibi; Vatan bir bütündür parçalanamayacaktır.

Başkent'in, Milli Mücadele'nin tecelli ettiği Ankara olacağını da yine millet belirlemiştir.

İfadeler net ve açıktır. İlk 3 maddeyi değiştirmek isteyenlere karşı  Milli Mücadele verilmiştir ve Hilalle-Haçın bu mücadelesi kıyamete kadar sürecektir.

O açıdan her ne kadar Sayın Başbakan, "Dolayısıyla biz de teklif falan etmedik, edenlerle de işimiz olmaz. Bu kadar açık ve nettir. Bunlar devletin temelleridir, devletin olmazsa olmazıdır"demesine rağmen o şahısa gereken cevap verilmelidir.

Nasılsı ki "Soykırım"ifadesi ile HDP'li şahısa en hafif şekilde 3 oturum Genel Kurul'a girmeme cezası verildiyse AK Partili şahısa da ağzından çıkanı kulağı duyacak şekilde ceza verilmelidir.

Türkiye, geçmişte olduğu gibi kısır döngü içinde polemiklerle, boş işlerle uğraşmasın, iç kavgalarla zaman kaybetmesin derken iktidar partisi içinden gelen bu sesler hiç hoş değildir.  

15 Temmuz sonrası milli bir direnişle, Yeniden Büyük Türkiyehedefiyle etrafımızdaki ateş çemberinden kurtulmaya çalışırken,  ucuz polemik peşinde koşup siyasi rant aramak üstelik bunu milli değerler etrafında yapmaya kalkmak ahlaksızlıktır, küstahlıktır.

O şahısa gereken cevap verilmeli ve Türk Milleti'nin vicdanında bu tartışmaya son verilmelidir...