Ülkemiz büyük bir sınavdan geçiyor. İçeride ve dışarıda önemli mücadeleler veriyoruz. Bu sadece bugün olan bir şey değil. Biz mücadeleye alışığız…

1071’de Anadolu’nun kapısını açtığımız günden buyana, Anadolu topraklarında bir mücadele içindeyiz. 

Bu mücadele kapsamında Barış Pınarı Harekatı’nı başlattık geçtiğimiz günlerde. Ülkemizin sınır güvenliğini sağlamak, yanıbaşımızda bir terör devleti kurulmasına müsaade etmemek amacıyla önemli bir hareket. 

Bu harekat yapılırken elbette üzücü hadiseler de yaşanıyor. Hain terör örgütüyle amansız bir mücadele içinde olan Mehmetçik, şehit düşüyor, yaralanıyor. Harekat kapsamında Cumartesi günü Konyalı şehidimiz Yunus Mermer’in cenazesini toprağa verdik. Mekanı cennet olsun. 

Şehidin cenazesine taşra ilçelerimiz ve köylerde selaları duyan10 binlerce Konyalının katılması sevindirici bir durum oldu. Şehidimize Konya’nın sahip çıkması, Konya’nın milli ve manevi değerlerine bağlı bir şehir olduğunu yine ortaya koydu. 

Ne var ki; bir başka yaşanan hadise de Konya’ya yakışmayacak bir noktadaydı. Nedir bu hadise?

Şehri esir alan kafeler ve artık mahallelere de sirayet eden, mahalle kültürünü, komşuluk ilişkilerini bitiriyor diye hayıflanıp duruyoruz. Biz bunu söylerken elbette şaka yapmıyoruz. Abartı da yapmıyoruz. 

Bugün Konya’nın en güzide mahallerine bakın, kafelere teslim olmuş bir durumda. Sağlı sollu kafeler, mahalle sakinlerine adım attırmıyor, mahalle sakinlerinin evinin önüne bile çıkamamasına neden oluyor. Bunlar yaşanırken, şehidimize ve ailesine de saygısızlık yine maalesef kafeler sayesinde ortaya çıktı. Şehidimiz Yunus Mermer’in babaevi, Havzan bölgesinde yer alıyor. Daha açık bir ifadeyle şehidimizin evi bölgedeki kafelerin arka bölümünde yer alıyor. 

Şehidimizin evine asılan bayraklar, bölgedeki hareketlilik, o bölgede bir şehit olduğunu gösteriyor. Kaldı ki bunu neredeyse tüm Konya biliyor. Ancak buna rağmen, bölgedeki kafelerde müzikler çalıyor, eğlence sürüyor, sohbetler, muhabbetler, umursamaz tavırlar almış başını gidiyor. Bir tarafta yürekler yanarken diğer tarafta umursamazcasına tavırlar. Yahu bize ne oldu böyle? Bizler için mücadele eden Mehmetçik şehit düşüyor, şehidin uğruna mücadele verdiği al bayrağımız asılıyor da, kimsenin umurunda değil! Biz nasıl bu hale geldik? Bizi kendimizden, kültürümüzden, tarihimizden bu kadar nasıl uzaklaştırdılar? Bir yanda vatan için mücadele edilirken, diğer yandan benliğimiz için ettiğimiz mücadeleyi kaybetmişiz anlaşılan! Yapmayın, etmeyin! Kendimize gelelim. 

Ayrıca yaşanan bu elim hadise, bizim kafelerin mahallelerin içerisinde mantar gibi türemesine karşı koyuşumuzun da haklı göstergesi olarak gösterilebilir. Yetkililer bu işe artık bir el atmalı. Mahalleler kafelerin kıskacından çıkarılmalı, mahalle kültürü yok olmamalı…