Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz gün Konyalılarla buluştu...

Hedef, İç Anadolu'nun en büyük mitinginin yapılmasıydı. Ki öyle de oldu... Kılıçarslan Şehir Meydanı'nı hıncahınç dolduran Konyalılar Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı dinledi.

Erdoğan'ın konuşmasında Başbakan olarak geldiği Konya'dan Cumhurbaşkanı olarak gittiğini unutmadığına işaret etmesi manidardı.

Zira Konya, Türkiye'de bir siyasi hareket, yeni bir oluşum veya siyaseten bir yeni evre yaşanacaksa merkez şehirler arasında yerini alır. 

Geçmişten günümüze Konya, siyasette belirleyici bir rol üstlenmiştir. 

Konya'nın üstündekiler kadar, altındakiler de bu süreçte etkili olmuştur. Öyle inanırız...

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Konya'dan Türkiye'ye ve dünyaya seslenişi esnasında dikkat çeken önemli konu başlıkları var. 

Benim en çok dikkatimi çeken ise, yeni bir anayasa ile birlikte rejimin de değişmesine yönelik adımlardı...

Ne diyordu Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletinse, millete dönüp ne istediğini sormak gerekir. Bu manada bir referandum yapalım. Millet mevcut düzenin devamını mı yoksa başkanlık sistemini mi istiyor diye soralım. Şimdiye kadar milletin verdiği karara nasıl saygı duymuşsak, bundan sonra da saygı duyalım. Millet ne istiyorsa onu yapalım...”

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu sözleri aslında meclise verilmiş bir talimat gibiydi... Başkanlık sisteminin gelmesi artık kaçınılmaz bir son gibi görünüyor. 

Yani Konya, kıvılcım çakan yeni bir siyasi oluşumun da merkez üssü olmak için aday gösterilmişti. 

Konyalılarla kucaklaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradan verdiği mesajlarda buna işaret ediyordu. 

Bundan sonraki süreçte, siyasi, sosyal ve ekonomik manada önümüzdeki süreç neye götürür, ne getirir bilemeyiz. Ona göre zaman akışı şekillenir. Ancak ortada bir gerçeklik var ki, Türkiye'nin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de yeni bir siyasi oluşuma giden yolun işaretlerini gösteriyordu. 

Bundan sonraki dönem Türkiye'nin kendi içinde başta terör örgütleriyle verdiği mücadeleyi sürdürmekle beraber, yeni seçim ya da seçimlere hazırlanma süreci olacak. 

Önce vatandaşın huzuruna çıkılacak. En kısa zamanda bir referandum yapılacak. Oradan alınacak sonuca göre (ki ben Konya'daki coşkuya ve Recep Tayyip Erdoğan'a olan bağlılığa bakarak rejimin değişmesi yönünde bir kanaat oluşacağına inanıyorum) bir seçim tarihi belirlenecek. 

2017 yılının ilk çeyreği seçim çalışmaları ile geçecek. İkinci çeyreğin başlarında ise hem mahalli erken seçim, hem de genel seçim yapılacak. 

Bu seçimlerle FETÖ bağlantısı olanlar sessiz sedasız belediyeler başta olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarından temizlenecek. 

Aynı zaman diliminde Başkanlık Sistemi için de oylama yapılacak. Bunun için anayasal altyapı da 2017'nin ilk dönemlerinde hazırlanmış olacak. 

Sonrasında milletin vicdanının sesi dinlenecek. Gereği neyse o yapılacak. Yani bu dönem, Türkiye'nin yeni rejiminin başlangıcı ile birlikte seçilmiş ilk devlet başkanının da göreve başladığı bir dönem olacak. 

2017'nin Türkiye'de yeni bir seçimin kapılarını aralayacağı bir yıl olacağı dilden dile dolaşıyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Konya'daki seslenişinde vermiş olduğu mesajlar, 2017 yılının seçim yılı olacağına dair daha somut şeyleri de ortaya koymuş oldu. 

Dediğimiz gibi, bu dönem her ne kadar terör örgütleri ile mücadele dönemi ise de, bu mücadelenin bir parçası olarak 2017 yılında yapılacak olan seçimlere hazırlık süreci de olmuş oldu. 

Sandıkları hazırlayın, seçim yakın...