Nerede o eski Ramazanlar…
Nerede o eski bayramlar…
Hep böyle başlardı…
Yazılar, tebrikler…
Bu yıl öyle bir Ramazan ayı yaşadık ki… Tam da bu sitemlerin içini dolduracak nitelikte.
Koronavirüs gölgesinde geçen bir süreç ve Ramazan ayının ardından bu cümleleri kurduk kendi içimizde…
Bütün bunlara rağmen dünyayı derinden etkilen bu süreç Türkiye’de inanç yapımızda yeni düşüncelere sevk etti bizi.
Yani çok şey öğrendik bu süreçten.
Nasıl mı?
Belki bazı şeylerin kıymetini bilmeye başladık…
En başta sağlığın…
Ve en önemlisi de değerlerimizin…
Yardımlaşmayı özledik…
Mesela bir araya gelip hal hatır sormayı…
Büyüklerimize sahip çıkmayı…
Camilerimize saygı göstermeyi…
Birbirimize olan inancımızı…
Aile olmayı…
Çocuklarımızla nasıl vakit geçirmemiz gerektiği sonrasında ise onlarla münasebetlerimizi…
Başka…
Şehri öğretti…
Bu şehrin oruç tuttuğunu hatırlattı…
Bir de bu şehrin maneviyatını…
Bu yıl kazanamadığımız sevabını gül oruçlarının…
Şehre sahip çıkmayı…
Başka…
Devletçilik anlayışımızı da değiştirdi bu süreç…
Devlete yaklaşımımız ve beklentilerimizi…
Bir devlet vatandaşı için neler yapabilir?
Ya da yapmalıdır…
Bu süreçte en iyisini gördük…
Literatürümüze giren ‘Yerli ve Milli’nin için hafsalamızda doldurmaya çalıştık.
Ne ifade ettiğini…
Neden önemli olduğunu…
Üretmenin ne demek olduğunu…
Dışa bağımlı olmanın ne kadar kötü olduğunu…
Bilimsel çalışmaların önemini…
Ha bu arada…
Devletimizi iyi bir sınav verdi bu süreçte…
Şehir de öyle…
Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere Sağlık Bakanımız hemşehrimiz Dr. Fahrettin Koca ve devlet büyüklerimize şükranlarımızı sunalım yeri gelmişken.
Bir de yerel yöneticilerimize…
Başta Valimiz, Büyükşehir Belediye Başkanımız ve ilçe belediye başkanlarımız olmak üzere yerel yöneticilerimize…
Teşekkür edelim…
Süreç iyi yönetildi…
Hasılı kelam…
Bu süreç ve buruk geçen Ramazan ve sonrasında hüzünlü bir bayram bize çok şey öğretti.
Kıymet bilelim…
Elimizdekilerin kıymetini bilelim…
Dua edelim…