Doç. Dr. Mustafa Erbaş, son yıllarda kullanımı artan bazı su arıtma sistemlerinde sodyum kullanıldığına dikkati çekerek, "Arıtma sistemlerinde kullanılan sodyum nedeniyle su daha tuzlu oluyor. Bu da hipertansiyona neden oluyor. Sodyum, kan basıncını yükseltiyor. Toplum bunun farkında değil" dedi

Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi  Doç. Dr. Mustafa Erbaş, insan bedeninin günlük ihtiyaç duyduğu minerallerin yüzde 10'unu içme suyundan karşıladığını kaydetti. Musluk suyunun yeraltı sularından sağlandığı Antalya gibi kentlerde suyun içine gübre ve tarımsal ilaçlar gibi bazı tehlikeli maddelerin karışabileceğine işaret eden Erbaş, kişilerin suyu tüketirken mineraller kadar bu zararlı maddeleri de alabileceğini söyledi.
Musluk suyu içmenin yeterince sağlıklı olmadığı düşüncesiyle son yıllarda damacana su ve arıtma sistemi kullanımının arttığına dikkati çeken Erbaş, bunun da beraberinde bazı riskler getirdiğinin altını çizdi. Damacana suyun içiminin daha yumuşak olması amacıyla minerallerinden ayrıştırıldığını ve adeta "saf su" özelliklerine sahip olduğunu belirten Doç. Dr. Erbaş, "Dolayısıyla damacana su içtiğimizde minerallerden istifade edemiyoruz. Günlük alacağımız mineralin yüzde 10'unu eksik alıyoruz. Damacana suların mineral oranı yükseltilebilir ama toplum da şu anda bunu kabul etmiyor. İçinde mineral ne kadar azsa o kadar iyi gibi düşünüyorlar" diye konuştu.
Erbaş, evlerde, apartmanlarda ve sitelerde son yıllarda kullanımı artan arıtma sistemlerinde de tuz kullanıldığını anlattı. Arıtma işlemi sırasında daha yumuşak olması için sudaki kalsiyumun ayrıştırıldığını ve yerine sodyum eklendiğini ifade eden Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Arıtma sistemlerinde kullanılan sodyum nedeniyle su daha tuzlu oluyor. Bu da hipertansiyona neden oluyor. Sodyum, kan basıncını yükseltiyor. Toplum bunun farkında değil. (Suyu arıttık) diye içiyor. Halbuki biz, sodyumun günde 2,5-3 gram alınmasını tavsiye ediyoruz. Yemeklerde tuzu azaltırken, içme suyuyla sodyum almaya devam ediyorsunuz." Sudaki sodyumun elde kayganlık hissi yarattığını belirten Erbaş, ayrıca köpürmemesinden sudaki sodyumun yüksekliğinin anlaşılabileceğine dikkati çekti. Lavabo altına uygulanan bazı gelişmiş arıtma sistemlerinde, suyun temizlendikten sonra kayaçlardan geçirildiğini, bu sayede vücudun ihtiyaç duyduğu minerallerin suya eklendiğini vurgulayan Erbaş, "Bu tip bir sistemi olmayanlar sık sık içtikleri suyun markasını değiştirmeli, içme suyunu damacanadan karşılıyorsa, yemeklerde suyu şehir şebekesinden kullanmalı" dedi.
AA
 

Editör: TE Bilişim