Medicana Konya Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Elif Akpınar, Parkinson hastalığı hakkında bilgi verdi. Hastalığın, beyinde dopamin salgılayan hücreler olan kara çekirdeklerde hücre kaybına bağlı olarak ortaya çıktığını ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Akpınar, hastalarda dopamin salgılanmasında azalma olduğunu, buna bağlı olarak hareketlerde bozulma, hareketlerde yavaşlama, mimiklerde azalma, para sayar tarzda tek tarafta ortaya çıkan dinlenme halinde olan titremeler ortaya çıktığını dile getirdi. 



“Türkiye’de yaklaşık 130 bin civarı Parkinson hastasının olduğu düşünülüyor” 
İleri dönem ilaçtan fayda görmeyen ve ilaç yan etkilerinin fazla olduğu Parkinson hastalarında beyin pili tedavisi uyguladıklarına değinen Akpınar, “Beyin pili tedavisinde, beyinde oluşan çekirdeklerin içine iki tane elektrot yerleştirilip, iki taraflı, buradan elektrik enerjisi veriliyor. Ve bu ameliyat uyanık olarak yapılıyor. Hasta uyanıkken hedef belirleyip, çekirdeklerin içine elektrot koyup sonradan bunları kablolarla köprücük kemiğinin üzerine yerleştirdiğimiz bir jeneratöre bağlıyoruz ve biz bunu dışarıdan ayarlayabiliyoruz. Bu jeneratör hastanın belirtilerine göre bizim ayarladığımız dozda elektrik enerjisi vererek o çekirdekleri uyarıyor. Toplumda oldukça sık görülen bir hastalık. Türkiye’de yaklaşık 130 bin civarı Parkinson hastasının olduğu düşünülüyor. İleri dönem Parkinson hastalarında ileri bir iş gücü kaybı olduğu için artık ilaçtan fayda görmeyen hastalarda uygulayabileceğimiz bir yöntem” dedi. 

“Diğer cerrahi yöntemler gibi geri dönüşümü olmayan bir yöntem değil” 
Hastanın cilt altına, köprücük kemiğinin üzerine yerleştirdikleri pilin üzerine magnetli bir ayarlayıcı, bir cihaz koyarak kendilerinin hastanın semptomlarına, belirtilerine ve tepkilerine göre buradan verilecek olan elektrik enerjisinin hem voltajını ayarlayabildiklerini hem de frekansını ayarlayabildiklerini vurgulayan Akpınar, “Neden güzel bir yöntem? Çünkü, diğer cerrahi yöntemler gibi geri dönüşümü olmayan bir yöntem değil. Hastalara hiçbir zarar vermiyor. Lokal anesteziyle uygulanıyor, genel anestezi almıyor ve biz operasyon esnasında bu hastayla konuşarak, muayene ederek geri dönüşümünü alabiliyoruz” şeklinde konuştu. 
Ameliyatı yapmaktaki amaçlarının sürekli ilaç kullanımını ve ilaç yan etkilerini ortadan kaldırmak olduğunu belirten Akpınar, “İlk etapta ilaçlarına devam ediyorlar hastalar. Biz yavaş yavaş, hastayı mesela ilk operasyondan 15 gün sonra çağırıp, pilini açıyoruz. Pilini açtıktan sonra aralıklı olarak kontrol ederek ayarlamayı yapıyoruz. Hastaların titremesi, yürümesi, hareketlerindeki katılık düzeliyor ve günlük hayata dönmeleri sağlanıyor. İlaca bağımlı bir hayattan kurtarmış oluyoruz onları” ifadelerini kullandı. 
İHA

Editör: TE Bilişim