Her 5 ani ölümün biri kalp krizinden dolayı gerçekleşmektedir. Ani kalp ölümlerinin yüzde 80'inden koroner arter hastalığı sorumludur" dedi. Doç. Dr. İsmail Türkay Özcan, kalbin vücuttaki tüm organlara kan göndererek beslenmesini sağlayan temel organ olduğunu söyledi. Kronik hastalıklar içerisinde kalp ve damar hastalıklarının tüm ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer aldığını belirten Özcan, "Kalp krizi bu koroner damarlarda veya dallarında, kan akımının azalması veya tam kesilmesi veya kalbin ihtiyaç-sunum dengesizliğinin oluşması sonucu kalp dokusunun kan ile beslenemeyip kalp kası hücrelerinin ölmesiyle meydana gelir. En sık neden ateroskleroz dediğimiz, koroner damar duvarının herhangi bir nedenle bozulup damar içindeki yağ damlacıklarından oluşan plaktan kaynaklanan daralma veya bu plağın yırtılması sonucu damarda oluşan tam tıkanma nedeniyle oluşur. Yine gençlerde veya madde bağımlılarında da normal bir koroner damarda uzun süren spazm ile kan akımı durup kalp krizi oluşabilir. Ulusal kalp sağlığı verilerine göre ülkemizde 5 milyona yakın kalp hastası bulunmaktadır ve yaş ilerledikçe görülme sıklığı artmaktadır. Her 5 ani ölümün biri kalp krizinden dolayı gerçekleşmektedir. Ani kalp ölümlerinin yüzde 80'inden koroner arter hastalığı sorumludur" diye konuştu.

"AĞIR YEMEK DE KALP KRİZİNE NEDEN OLABİLİR"

 Kalp krizinin yetişkinlerdeki ani ölümün başlıca nedenlerinden biri olduğunu vurgulayan Özcan, "Kalp krizinin risk faktörleri genel olarak hipertansiyon, yüksek kolesterol, şeker hastalığı, sigara içmek, ailede erken yaşta koroner kalp hastalığı görülmesi, şişmanlık, hareketsiz yaşam, kötü yaşam biçimi ve kötü beslenme alışkanlıklarıdır. Kalp krizi bazen ani ve bunaltıcı stres, ağır yemek, soğuğa maruz kalma sonrası oluşabileceği gibi aniden de ortaya çıkabilir. Kalp krizi geçiren hastanın en sık ve en önemli şikayeti göğüs ağrısıdır. Ağrı göğüs orta bölümünde yaygın, sıkıştırıcı, ağırlık hissi veya hazımsızlık tarzında, sol kola, çeneye, dişlere, omuza veya sırta vurabilen değişik şekillerde olabilir. Genelde 20 dakikadan uzun sürer ve istirahat veya dilaltı ilaçlar ile geçmez. Fakat, özellikle yaşlılarda, şeker hastalarında ve nöropatik hastalarda bu ağrı hissedilmeyebilir. Ayrıca göğüs ağrısı ile birlikte veya tek başına ölüm korkusu, nefes darlığı, bayılma, baş dönmesi, bulantısı ve kusma eşlik edebileceği unutulmamalıdır" şeklinde konuştu.

"KALP KRİZİNDE ZAMAN EŞİTTİR KALP KASI DEMEKTİR"

 Kalp krizinin hayatı tehdit eden bir durum olduğunu kaydeden Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hastaneye yatmayı ve yoğun bakım takibi gerektirir. Amaç kalp hasarını önlemek ve hastayı yaşamda tutup uzun süreli yaşam kalitesine katkıda bulunabilmektir. Kalpte ciddi hasarlanma, ritim bozuklukları ve ölüme kadar giden klinik durumlar az rastlanmayan durumlardır. Erken tanı çok önemlidir. Zaman geçtikçe ritim bozukluklarından yaşamı yitirme ve kaybedilen kalp kası miktarı artacaktır. Kalp krizinde zaman eşittir kalp kası demektir. Hastanın donanımlı bir hastaneye getirilme süresi mümkün oldukça kısaltılmalıdır. Akut kalp krizinde bazen hastanın çok karmaşık ve yüksek riskli başvuruları veya bu tabloya sonradan maruz kalmaları ile olayın ciddiyeti daha karmaşık ve ölüm riski yüksek hale gelebilir. Bunlar hayatı tehdit eden ritim bozuklukları şok, kalp yetmezliği, perikardit ve tedavi için verilen pıhtı eritici ilaçlara bağlı kanamalardır. Tedavide, damardaki tıkanmadan sorumlu pıhtıyı eritmek için pıhtı eritici ilaçlar, tıkalı damarı balon ve stent ile açmak veya by-pass tedavisi uygulanır. Bu tedavi yöntemlerinin gelişimi ile hastaların hastanede kalma ve iyileşme süreleri belirgin olarak kısalmıştır. Erken müdahale edilen ve tam başarı sağlanan kalp krizi hastaları eğer komplikasyon olmazsa işlemden 48-72 saat sonra taburcu edilebilirler."

İHA 

Editör: TE Bilişim