Ultraviyole ışınları güneş ışınlarının gözle görülmeyen dalga boyunda yer alırlar ve ultraviyole A (UVA), ultraviyole B (UVB) ve ultraviyole C (UVC) olarak 3 gruba ayrılırlar. Opr.Dr. Bülent Köse, bu ışınlardan ultraviyole C ışınlarının atmosfer tabakaları tarafından emildiği ve yeryüzüne önemli derecede ulaşamadıklarından dolayı göz için herhangi bir problem oluşturmadıklarını belirterek "Buna karşın ultraviyole A ve özellikle de ultraviyole B ışınları göze verebilecekleri zararlar açısından önemlidir” dedi. “Güneş gözlüğü alınırken dikkat edilmesi gereken en önemli özellik camların ultraviyole ışınlarını blokaj derecesidir” diyen Köse, “Normalde her gözlük camı, ultraviyoleyi değişik oranlarda bloke edebilmekle birlikte etkili ultraviyole blokajı için özel kaplamalar kullanılması gerekmektedir. Güneş gözlüğünün UVA ve UVB blokaj derecelerine bakılmalı, yüzde 99’un üzerinde UV blokajı yapabilen camlar seçilmeli, hatta yüzde 100 blokaj oranı tercih edilmelidir. Güneş gözlüklerinde kullanılan aynalı kaplamalar göze gelen ışık miktarını düşürmekle birlikte ultraviyole blokaj oranını etkilememektedir” ifadelerini kullandı. Güneş gözlüğü seçiminde bir diğer önemli faktörün cam rengi ve koyuluk olduğuna işaret eden Köse, şunları söyledi: “Camın renginin ve koyuluğunun ultraviyole blokaj derecesiyle herhangi bir ilişkisi olmamasına ve seçimin kişisel zevke bağlı olmasına karşın her cam renginin farklı özellikleri vardır. Yeşil ve gri renkli camlar görüntü kontrastını etkilemez ve renk bozulmasına neden olmazken, kahverengi cam kontrastı ve derinlik hissini artırırken bir miktar renk bozulmasına neden olur. Mavi renk camlar karda en iyi görmeyi sağlarken diğer renklerde bozulmaya yol açar, kırmızı ve pembe renkli camlar bilgisayarda en iyi görmeyi sağlarken yine renk bozulmalarına yol açarlar. Yukarıdan aşağıya rengi açılan gradyent şeklindeki camlar özellikle otomobil kullanırken rahatsız edici yansımaları engellemeleri nedeniyle tercih edilebilir.”
İHA
 

Editör: TE Bilişim