Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Alper Dinçyıldız, çocuklarda belirli bir göz rahatsızlığı olmasa da 3-4 yaşlarına kadar en az bir defa göz muayenesinden geçirilmesi gerektiğini belirterek, “Ailenin gözlediği bir anormallik varsa hemen muayene gerekir. Yenidoğanlarda kırmızı fundus refleksine bakılarak doğumsal katarakt gibi bebeğin tüm hayatını etkileyebilecek durumlar ekarte edilmelidir” dedi. Muayenede ailelerin en çok çocuklarının görüp görmediklerini merak ettiklerini ifade eden Dr. Dinçyıldız, “4 yaşın altındaki çocuklar gördüğünü tam tarif edemediği için göze damla konularak özel aletlerle göz bozukluğu tespit edilir. 4 yaşın üzerindeki çocuklar E harflerini öğrenebilir ve bunların uçlarının ne yöne baktığı sorularak görme muayenesi yapılabilir. Bunun yanı sıra şekiller sorulabilir. Daha ileri yaşlardaki çocuklara erişkinlerde olduğu gibi harfler sorularak görme düzeyleri tespit edilir. Çocukların erişkinlere göre farklılık arz eden bir muayenesi de gözlük muayenesidir. Özellikle bebek ve küçük çocuklar ile uyumsuz büyük çocuklarda ilaç damlatılarak bilgisayarlı ölçüm aleti ile gözlük numarası tespit edilebilir. İlaçlı muayene aynı zamanda gözün arka kısımlarının değerlendirilmesine de yardımcı olur” dedi.
Çocukluk döneminde, kayma olmadan her iki gözden net görüntü algılandığında normal görme gelişiminin sağlandığını vurgulayan Dr. Dinçyıldız, “Kayma gibi gelişmenin olumsuz olarak etkilendiği koşullarda ise göz tembelliği veya görmede azalma gelişebilir. Erken teşhis edildiğinde, yani hayatın ilk 8-9 yıllık döneminde tedavisi mümkündür, iyi gören gözün kapatılması ile az gören gözün görme seviyesi artırılabilir ancak görme için gelişme döneminin tamamlandığı 9 yaş sonrası tedavi başarısı oldukça düşüktür, yani ne kadar erken teşhis edilirse tedavi başarısı o denli yüksek olacaktır. Göz tembelliğinden sıklıkla tek göz etkilenir, yaklaşık olarak her 100 kişiden 4'ünde göz tembelliği vardır. Göz tembelliğinin teşhisi ve erken tedavisi için her çocuk 3 yaşına kadar göz muayenesi olmalıdır.
Şaşılık dışında, iki gözde farklı derecelerde olan gözlük ihtiyacı ya da bir gözdeki görüntünün oluşmasını engelleyen katarakt, göz kapağı düşüklüğü gibi bir engel varlığında da tembellik gelişebilir. Yani görme potansiyeli olmasına karşın görme yeteneği azalır. Özellikle şaşılığın olmadığı ve çoğunlukla farklı ve yüksek gözlük ihtiyacının olduğu olgularda ailenin fark etmesi gecikebileceğinden göz tembelliği tanısı gecikebilir. Bebeklik döneminde yani çocuğun konuşamadığı dönemde de gözlük ihtiyacı ve şaşılık tespit edilebilir. Ayrıca göz tembelliği dışında görme azalmasına neden olabilecek katarakt, iltihaplanma, tümör veya diğer göz hastalıkları da saptanabilir. Göz tembelliğinde en etkili tedavi yöntemi kapama tedavisidir. Göz tembelliği tedavi edilmediği takdirde tembellik artar ve gelişme dönemi sonrası tedavisi mümkün değildir. Her iki gözün bir arada kullanılamaması derinlik hissini azaltır. Bazı meslekler için engel teşkil eder” diye konuştu.
İHA
 

Editör: TE Bilişim