İnsanların  doğru bildiği bir takım bilgilerin yanlış olduğunu söyleyen Taş, “Diyabet geçici değildir, ömür boyu süren kronik bir hastalıktır. İyi bir tedavi ile diyabetin olumsuz etkilerinden korunabiliriz. Ancak hastalığı, şu anki bilgilerle tamamen yok edemiyoruz. Son dönemlerde özellikle şişman ve hareketsiz çocukların artışı ile beraber, çocuk ve genç yaştakilerde tip 2 diyabetli sayısı artmaktadır. Bu artışın, beslenme biçimindeki değişime bağlı olduğuna inanılmaktadır. Dünyada yüksek yağ içeren yiyeceklerin artışı, lifli gıdaların alınmaması, ailelerin evde yemek yerine dışarıdaki hazır yiyeceklere yönelmelerinin bunda etkisi olduğu düşünülmektedir. İnsülin bağımlılık yapan bir ilaç değildir. Aslında ilaç da değildir, bir hormondur ve çoğunlukla onu üretemediğimiz için diyabetli oluruz. Bu nedenle insülin kullanımı bağımlılık yapmaz. 'İnsüline başlandığında bırakılamaz' düşüncesi yanlıştır. Bazen, enfeksiyonlarda, gebeliklerde veya operasyonlarda ihtiyaç olmasa bile o an için insülin kullandığımız hastalar oluyor. Bu durum, ortadan kalkınca yeniden haplara dönebiliyoruz. Ama eğer artık haplar yetmeyecek hale geldiyse zaten orada insülin kullanım zorunluluğu vardır ve o dakikadan sonra da yeniden hapa dönülmesi pek mümkün olmaz. Limonun şekeri düşürdüğü söylenmektedir. Ancak bu konuda yapılmış hiçbir çalışma yoktur” dedi.  Diyabetli hastanın çocuğunun olmayacağı bilgisinin de yanlış olduğunu vurgulayan Taş, “En önemli sinirlenme nedeni ya da öfke anı genelde düşük şekerde olur. Hastanın şekeri düşerse, kendi de farkında olmadığı halde aşırı derecede sinirli olabilir. Eğer hastaya iyi bir diyabet ayarı yapılırsa, sinirlilik hali de olmayacaktır. Eğer iyi bir glukoz regülasyonu sağlandıysa, kişinin dünyaya sağlıklı bir çocuk getirmesi mümkündür. Hamilelikte diyabet geliştiyse bu durumda şeker takip edilmeli, gerekiyorsa insüline başlanmalıdır. Ancak gebelerde şeker düşürücü haplar kullanılmamaktadır” diye konuştu. Şeker hastalarının spor yapabileceğini de belirten Taş, “Düzenli egzersiz, diyabet bakımının en önemli unsurlarındandır. Tek yapılması gereken spordan önce ve sonra, şeker ölçümü yaparak gerekirse bir ara öğün yenmesidir. Genel bilinen bir yanlış da sabah aç karnına spor yapmaktır. Aç karna spor yapmak hipoglisemi (kan şekeri düşmesi) riskini doğuracağından tavsiye edilmez. Kan şekeriniz 100 mg/dl’nin altında ya da 240 mg/dl’nin üzerinde ise spor yapmayınız. Tatlandırıcıların kanser yaptığı yönünde bilimsel bir veri yoktur. Günde 15-20 adet tatlandırıcı rahatlıkla kullanılabilir. Gebelerin, çocukların ve emziren annelerin tatlandırıcı kullanmamaları uygun olur” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ
Editör: TE Bilişim