Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Banu Turgut Öztürk, her yıl 14 Kasım’ın “Dünya Diyabet Günü” olarak kutlandığını hatırlatarak, günümüzde değişen diyet alışkanlıkları ve yaşam tarzının etkisiyle diyabetik hasta sayının tüm dünyada arttığını, diyabete bağlı görme kayıplarının da artış gösterdiğini belirtti.  Diyabet hastalarının göz sağlığına çok dikkat etmeleri gerektiğini söyleyen Doç.Dr. Öztürk,”Diyabet hastalarının kan şekerlerinin düzenli seyri göz sağlığında önemli bir etkendir. Hastalık süresi uzamasıyla birlikte kan şekerinin düzensiz seyri retina tabakasında kalıcı hasara yol açmaktadır. Diyabetik hastaların bu nedenle göz sağlığına çok dikkat etmeleri gerekir” dedi.


Uzun dönemde hastaların yaşam kalitesini ciddi oranda etkileyen diyabetin göz sağlığını da olumsuz yönde etkilediğini söyleyen Doç.Dr. Öztürk, “Bugün gelişmiş ülkelerde  özelikle üretken yaş grubundaki görme kayıplarının en sık nedenini ‘diyabetik retinopati’ oluşturmaktadır. Diyabetik retinopati gözümüzün arka kısmında yer alan görme ile ilgili hücrelerin yer aldığı retina dokusunda diyabet hastalığı nedeniyle ortaya çıkan değişikliklerin oluşturduğu bir tablodur. Bu değişikliklerin ortaya çıkmasında diyabet hastalığının süresi, bu süre içerisinde kan şekerinin seyri en önemli etkenlerdir. Hastalık süresinin uzaması ve kan şekerinin düzensiz seyri retina tabakasında kalıcı hasara yol açan bu değişiklerin ortaya çıkmasını ciddi derecede hızlandırmaktadır.” dedi.
LASER TEDAVİSİ GEREKLİ
Diyabet hastalığı nedeniyle gözde oluşan hastalığın gelişmiş cihazlarla düzenli takip edilmesi gerektiğini ifade eden Doç.Dr. Öztürk, “Göz içi ilaç enjeksiyonları ve laser tedavileriyle ortaya çıkan hasarın ilerlemesi büyük ölçüde durdurulabilmektedir. Göz içi ilaç enjeksiyonları bugün tüm dünyada yaygın olarak uygulanmaktadır. Aylık olarak hastalara uygulanan bu tedaviyle birlikte ihtiyaç olan hastalarda laser tedavisinin eklenmesi tedavinin başarısını arttırmaktadır. Ancak bu tedavilerle dahi hastalığının ancak ilerlemesi durdurulabilmekte, meydana gelen hasarın geri dönüşü ne yazık ki mümkün olmamaktadır” diye konuştu.
Hastaların tanı aldıkları andan itibaren düzenli göz kontrollerini yaptırmalarının çok önemli olduğunu vurgulayan Doç.Dr. Öztürk, “Hastaların tedavi yapabilecek donanıma sahip merkezlerde takibe alınmaları ve bunları yaptırırken de mutlaka kan şekerlerini ve bunun yanı sıra eşlik eden hipertansiyon, hiperlipidemi (kanda oluşan yağ miktarı artışı) gibi diğer hastalıklarını da kontrol altında tutmaları gerekmektedir. Kan şekeri düzensiz giden hastalarda tedaviye rağmen tahribatın ilerleme göstereceği ve yapılan tüm tedavi zahmetlerinin boşa gideceği unutulmamalıdır” dedi.

HABER MERKEZİ

Editör: TE Bilişim