Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Endodonti Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sema Belli, 1997 yılında kurulan Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Araştırma Merkezi’nde yenilenme çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu. Aynı zamanda Fakülte Araştırma Merkezi’nin başkanlığını da yürütmekte olan Prof. Dr. Sema Belli, üniversitelerde araştırma yapılabilecek ortamların mümkün olduğunca artırılması gerektiğini ve araştırıcıların bu merkezlere kolayca ulaşabilmesinin çok önemli olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Belli, 1990 yılında doktora eğitimine başladığında Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde bir araştırma merkezinin bulunmadığını belirterek, şöyle devam etti: “Eğitim hayatımızın ilk yarısında bu sebeple araştırma yapmakta zorlandık. Hatta dergilere, kitaplara ulaşımımız bile çok zordu. Makalelere ulaşabilmek için Ankara’ya, çalışma yapabilmek için KOSGEB’e gidiyorduk. Diş hekimliği her gün yeni bir materyal üreten aslında araştırmaya çok yatkın bir daldır. Üretilen materyallerin ağız ortamında ne kadar başarılı olacağını anlayabilmek için önce laboratuvar çalışmaları yapmak gerekir. Özellikle dental materyalleri test edebilmek için makine teçhizat çok önemlidir. Araştırma imkanlarının kolay ulaşılabilir olması, test olanaklarını kolaylaştırır, böylece daha fazla çalışma, daha fazla bilimsel veri elde edilir ki bir üniversitenin bilimsel anlamda üretken olması, diğer pek çok amacından çok daha önemlidir. Bizim laboratuvarımızın macerası 1997 yılında başladı. Kısa dönem TÜBİTAK Bursu ile Tokyo Medical and Dental University’de bir araştırma yapmak üzere bulunuyordum. Dar bir alanda birbirinden fonksiyonel onlarca makine teçhizat ve araştırma imkanını bir arada görmek beni çok etkiledi. Fakülteye dönüşümden itibaren bölüm arkadaşlarımın, bölüm başkanının ve o dönem dekanımızın da katkıları ile birkaç proje oluşturduk. İlk alabildiğimiz kesit makinesini koyabilecek bir laboratuvar ortamı araştırıyorduk. Fakülte binamız da çok yetersiz alana sahip olduğu için önce bodrum katında bir oda bulabildik. Hepimiz evden getirdiğimiz masa lambaları, su ısıtıcılar gibi ufak tefek eşyalar ile orayı kullanılır hale getirdik. Japon araştırıcıların hediye ettiği küçük bir bağlantı test edici cihaz ve proje ile aldığımız kesit makinesi inanılmaz aktif çalıştı ve sanırım o dönem 25-30 tane tez çalışmasını kendi laboratuvarımızda yapabildik. Bu dönemde Japon meslektaşlarımın laboratuvarı materyal açısından inanılmaz desteklediğini de söylemeden geçmemem lazım.”

“MEDİCAL COLLEGE OF GEORGİA’DA SIZINTI ÇALIŞMALARI YAPTIM”

1999 yılında Japonların tavsiyesiyle Amerika’ya gittiğini anlatan Prof. Dr. Belli, şöyle konuştu: “Medical College of Georgia’da sızıntı çalışmaları yaptım.  Orada da yine her hocanın kendine ait bir laboratuvarı mevcuttu ve güzel imkanları vardı. Ben oradayken 1999 Marmara Depremi oldu. Depremden sonra dönüşümü erken bir tarihe almaya karar verdim. Zor günlerdi ve uzaktan aldığımız haberler çok daha moral bozucu idi. Dönüşümden bir kaç gün önce birlikte çalıştığım hoca bana laboratuvarı gezdirdi. Bizim ülkece zor günler yaşadığımızı, belki de dönüşte bazı aletleri makinaları alma imkanımın olamayacağını ama benim çalışma hevesimin kaybolmaması gerektiğini bu sebeple de laboratuvardan istediğim her şeyi çekinmeden alabileceğimi, bunları Türkiye’ye en hesaplı yoldan gönderebilmek için elinden geleni yapacağını söyledi. Türkiye’deki araştırıcı arkadaşlarıma her tür bilimsel katkıyı sağlayacağını da ekledi. O gün ilk etapta burada sızıntı çalışması yapabilmemizi sağlayacak temel malzemeler ve bir süre bizim ihtiyaçlarımız karşılayacak, Türkiye’de hemen bulamayacağım materyallerden 3 koli eşya hazırladım. Posta ofisi çok yardımcı oldu ve yardım paketleri olarak hazırladığı kolileri inanılmaz bir fiyat ile Türkiye’ye göndermeyi teklif etti.  Çok duygulandım. O arada da biz şu andaki binamıza ve mekanik laboratuvar için daha geniş bir alan olan bugünkü laboratuvarın yerine taşınmıştık.”

“O DÖNEMLERDE ŞEHİR DIŞINDAN ARAŞTIRMA YAPMAK AMACIYLA MERKEZİMİZE İLGİ VARDI”

Prof. Dr. Belli, “Dönüşümü takiben kısa sürede diğer öğretim üyesi arkadaşlarımız ile birkaç proje hazırladık ve bir Instron cihazı ve bir mikroskop aldık. O dönem laboratuvar o kadar aktif çalışmaya başladı ki Türkiye’nin her fakültesinden araştırıcılar akın akın laboratuvarımızda araştırma yapmak üzere gelmeye başladı. Bir hizmet bedeli çalışması yaptık. Böylece laboratuvar küçük ihtiyaçlarını kendi karşılar hale geldi. O dönemde diğer öğretim üyesi arkadaşlarımız, başka araştırma imkanları sağlamak üzere farklı projeler yaptılar. Böylece araştırma merkezi her anlamda hem kendimize hem Türkiye’de pek çok araştırıcıya yetecek kapasitede çalışmaya başladı. Bu verimlilik uzun yıllar devam etti. Ancak zamanla artık bazı test metotları güncelliğini yitirdi. Bunu mekanik laboratuvarı anlamında söylüyorum çünkü laboratuvarın diğer birimleri halen aktif şekilde kullanılıyor. Güncelliğini yitiren test cihazları, laboratuvara ilgiyi gün geçtikçe azalttı. Diğer taraftan bazı aletler artık tamir edilemeyecek şekilde bozuldu ve bugün laboratuvarımız ne yazık ki o eski günlerdeki parlaklığını yitirdi” diye konuştu.

“ARAŞTIRMA MERKEZİMİZİN PARLAK GÜNLERİNE DÖNMESİ EN BÜYÜK DİLEĞİMİZ”

Mekanik laboratuvarının revizyona gitme ihtiyacının uzun süredir var olduğunu aktaran Prof. Dr. Belli, “Ciddi anlamda gündeme gelmesinde tabii ki dekanımız Prof. Dr. Nimet Ünlü’nün etkisi çok önemli. Kendisi mekanik laboratuvarının ilk kurulma aşamasında çok çalışmıştır ve pek çok projede aktif rol almıştır. Diş hekimliği Fakültesi mekanik laboratuvarını ve diğer hocalarımızın da katkıları ile Araştırma Merkezi’nin yeniden eski parlak günlerine dönmesi şu anda en büyük dileğimizdir” dedi.

HABER MERKEZİ 

Editör: TE Bilişim