Cezayir'in Endülüs müziği ve Mistik tasavvuf müziğinin temsilcisi olan Nassima Chabane, geleneksel müziği güzel bir şekilde yorumlamasıyla ve genellikle erkeklerle ilişkilendirilen bu kadim müzik türünün korunmasındaki rolüyle tanınıyor. Arap-Endülüs müziği ve tasavvuf müziğinde uzmanlaşan Chabane için şarkı söylemek aynı zamanda bir terapidir. Konya’da yapılan Mistik Müzik Festivali’ne de katılarak önemli eserler seslendiren Chabane, Konya’yı ve Türkiye’yi sevdiğini anlattı.

Nassima Chabane kimdir? Hayat hikâyenizden biraz bahsedebilir misiniz?

Nassima Chabane, Cezayir şehrine yakın Chrea Dağları'nın eteklerinde küçük bir kasaba olan Blida'da doğdu. 7 yaşındayken belediye konservatuarına başladı ve burada Üstad Dahmane Benachour'dan ses eğitimi alırken yardımcısı Hadj Medjbeur'dan da keman eğitimi aldı. Umut vaadeden bir öğrenci olan Chabane, saygın El-Widadia korosunda solist oldu ve ünlü Nedjma Müzik Derneği ile birlikte çalıştı. Nassima'nın kariyeri, 1979'da Cezayir Radyo ve Televizyonu için Arap Endülüs müziğinin bir antolojisini kaydetmesiyle yükseldi. 1984'ten beri, ABD ve Kanada'nın yanı sıra çeşitli Avrupa ülkelerinde de sahne aldı. 1987'de Cezayir Cumhurbaşkanlığının en yüksek ödüllerinden birini aldı. 1987 ve 1994 yılları arasında, Kuzey Afrika'nın müzikal ve şiirsel mirasına adanmış bir televizyon dizisinin yapımına katkıda bulundu. 1994 yılında, Şehir Tiyatrosu, IMA (Arap Dünya Enstitüsü) ve Sorbonne gibi birçok prestijli mekanda sahne aldığı Paris'e taşındı ve Ulusal Filarmoni Orkestrası'nda yer aldı. Nassima, şimdi Avrupa'da Arap Endülüs müziğinin önde gelen uzmanı olarak kabul ediliyor. Ayrıca dünya festivallerinde ve dini şarkılarda da yer alıyor. Nassima, Nuba (vokal ve enstrümantal parça takımları) sanatında ustalaşmasının yanısıra mistik Tasavvuf geleneğini de geliştirmektedir. Chabane, Cezayir Endülüs Müziği ve Sufi Ruhu, Aşkın Ruhu gibi çok sayıda kayıt yaptı. Şu anda Dünya Müzik Enstitüsü (WMI), ABD'de dünya müziği ve dansının önde gelen sunucusudur.  1985 yılında kurulduğundan bu yana, 100'den fazla ülke ve bölgeden 1400'den fazla topluluk ve solisti sunarak, ülkedeki en kapsamlı müzik ve dans serilerini inşa etti.

Konserlerde seslendireceğiniz şarkıları nasıl seçiyorsunuz?

Birbirine çok yakın olan iki müzik türünde uzmanlaştım: Arap-Endülüs müziği ve tasavvuf müziği. Bu iki umman, her şeyden önce tutkuyu, kültürel birikimi, önemli bir edebi kültürde ustalaşmanın yanı sıra yaratıcılığı ve bilhassa ilahi sese kulak vermeyi gerekli görür. Şarkı söylemek, aynı zamanda dua da etmektir benim için

Uluslararası Konya Mistik Müzik Festivali hakkında neler söylemek istersiniz?

Bu mistik festivalden büyük keyif aldım.  Festivalde görev alanların, hassaten temiz kalpli Konyalıların bizi karşılamalarından, misafirperverliklerinden çok memnun oldum.  İlgi ve dikkatle dinlemelerinden gerçekten etkilendim. Organizasyon mükemmeldi. Büyük profesyonellik, eşsiz incelik.  Sorumlular ve yöneticileri bize büyük nezaket gösterdiler. Bütün bunlar Mevlânâ Celaleddin-i Rumî’nin öğretilerinin yansıması gibiydi: Saflık, yücelme, arınma, insanlık, kardeşlik ve sevgi. Konya, tüm yüksek insani değerlerin sembolü ve başkentidir. Saf bir mutluluk ve aziz bir şehir.

Birazcık da Endülüs Müziğinden bahsedebilir misiniz? 

Özetle söyleyecek olursak Endülüs müziğinin zamanları aşan bir mesajı vardır: birlikte yaşamak. Bu müzik, Endülüs Müslümanlarının altın çağından kalan mirasın sadece Cordoba Camii, Sevilla Sarayı veya Granada’nın Elhamra’sından ibaret olmadığını gösteren bir izdir. Endülüs, büyük bir kültürel arınmanın, müzikal ve bilimsel gelişmelerin yaşandığı ve bütün dinlerin bir arada yaşama olgunluğuna eriştiği naif bir medeniyetti.

Daha önce İstanbul’da konser vermiştiniz. İstanbul ve Türkiye hakkında neler söylemek istersiniz?

Hemen hemen tüm Türkiye’yi gezdim. Hayran kaldım. Kendimi kendi evimde hissettiğim Türkiye’de, İstanbul’da çok ama çok mutluydum.   İnsanların misafirperverliği, sıcaklığı, nezaketi; şehirlerin mimari güzelliği ve illa ki yemekler, her şey mükemmeldi.   Üstün bir arınmışlık… Renkleri ve kokuları bilhassa da müziği unutmaksızın…

Cezayir’deki mistik müzik çalışmaları hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?

Dini bayramlarda ve özellikle Kadiriye, Aleviye, Şâzelîlik, Ticanî ve diğer tarikatların meclislerinde, ilhamını Âli Resul Hz. Muhammed’in (Sallallâhu aleyhi ve sellem) hadislerinden, dini metinlerden alan bir müzik icra edilir. Bu tarikatların hepsinin özünde aşk, kardeşlik ve barış vardır. Çocukluğumdan itibaren dinlediğim bu müzik; zikir, Kur’an tilaveti ve sema beni derinden etkilemiştir. 

    

Editör: TE Bilişim