TİCARETİN OLDUĞU YERDE SİYASET OLMAZ

Hiçbir zaman söylemekten gocunmadım; yine gocunmuyorum. Milliyetçi kökenli bir aileden geliyorum. Ticarete adım atmadan evvel Milliyetçi Hareket Partisi'ne (MHP) gönül vermiş bir insanım. Ocaklarda sayısız görevlerim oldu. Hatta İstanbul MHP teşkilatının bir dönem en genç ferdiydim. Tabii 3-4 yıldan beri siyasetin içerisinde değilim. Zira ticaretin olduğu yerde siyaset olmaz. Çocukluğumdan beri yetiştirilme düsturum şu oldu; insan birini rehber almak istiyorsa önce Rabb'ımız, sonra Peygamberimiz, sonrasında da Kur'an-ı Kerim'imiz. Bu 3 örnek bize ışık olmaya yeter.    

'MİSLE GEZEN MİS KOKAR'

Mirza'nın bu şekilde başarılı olmasının nedenlerinden birisi de şu; İlk önce şirkette kemik ekip yapılanmasını kurduk. Mirza Grup'un şu andaki personel sayısı 72 kişiyi buluyor. İlerleyen günlerde merkez binamıza taşındığımız zaman ise personel sayımız 200'e çıkacak. Ama kemik ekibi yani aile yapısını her daim koruduk, bozmadık. Her şey bir mücadele sonucu elde ediliyor. Başlangıçta kurduğum birimlerin başında profesyonel adamlara ihtiyacım yoktu. Benim için güveneceğim, yoldaşlık yapacağım, bana sadık kalacak insanlara ihtiyacım vardı. Bu anlayışla insanları seçerek, görev dağılımı yaptım. Hamdolsun; ticari hayatım boyunca hiçbir insandan olumsuz bir dönüş almadım.  Çok sevdiğim annemin bir lafı vardır; 'Misle gezen mis kokar.' Doğru olursanız, karşınıza doğru insanlar çıkar. Allah'ın izniyle, anne duası-aile rızasıyla olmayacak hiçbir iş yok.  Ben milli ve manevi değerlere çok önem veren bir insanım. Bu yaşıma kadar her daim gelenekleriyle, görenekleriyle, milli ve manevi hassasiyetleriyle yaşamış bir insanım. Bundan sonra da inşallah bu anlayışı devam ettireceğim. 

HER YIL YÜZDE 30 BÜYÜME

Mirza Turizm, her yıl yüzde 30 büyüyerek ilerledi. Türkiye'deki 8 bin 300 turizm acentesi içerisinde ilk 100'de yer alıyoruz.  Mirza'yı faaliyete geçirerek hep düşüncem şu oldu; İnsana yatırım yaptığınız zaman her şeyi kazandın demektir. Onun için biz ilk önce insana yatırım yaptık. Cennet mekan Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fethettiği zaman yanında Ulubatlı Hasan diye bir cengaver vardı. Çok kıymetli hocası Akşemddin vardı yanında. Yani başarıları, fetihleri hiçbir zaman tek başınıza elde edemezsiniz. O yüzden doğru olan şey; insan kazanmak. 

Türkiye'nin önde gelen turizm şirketlerinin sahibi olan ve İstanbul'dan dünyaya açılan Konyalı işadamı, Mirza Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Öğütcüoğlu, "Yola çıkarken ilk önce kemik ekibi oluşturduk ve insana yatırım yapmaya başladık. Başarıları, fetihleri hiçbir zaman tek başınıza elde edemezsiniz. O yüzden ilk önce insan kazandık. Merhametin ve maneviyatın olmadığı yerde başarı da olmaz. O yüzden sadece maddi kazanımlar önemli değildir, manevi kazanımlar da önemlidir" dedi

Kimi zaman sempatik, kimi zaman da 'biraz' sert mizaçlı. Ama esasında mangal gibi bir yüreği, çok da merhametli ve sevecen bir kalbe sahip Mirza Grup'un patronu Mehmet Öğütcüoğlu. Mirza Grup'un başarılarını, çalışmalarını görenler, takip edenler Mehmet beyi tanımasa; 'herhalde yaşını başını almış 50'li yaşlarda birini görmeyi' tahayyül eder. Lakin mutlak surette yanılırlar. Aynı benim gibi. Mazisi yaklaşık 5-6 yıllık olan bir oluşumun bu derece kısa zamanda mesafe kat etmesi ve en önemlisi başında da genç, cıva gibi bir delikanlının bulunması, görenlerde, tanışanlarda, 'helal olsun' dedirtiyor. Tabii hemen arkasından da 'maşallah.' Lafı uzatmayalım; Mirza Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Öğütcüoğlu ile sayfalarımızın bize ayırdığı imkanlar çerçevesinde uzun uzadıya sohbet etme imkanı bulduk.  

İLK HEDEF KEMİĞİ OLUŞTURMAK

1985 yılında İstanbul'da dünyaya geldim. Aslen Konya'nın Bozkır ilçesindenim. Ticari hayatım 2006 yılında başladı. Bir sebepten ötürü 2006 yılında yüksek tahsilimi yarıda bırakmak durumunda kaldım. Tabii bugün üniversite eğitimimi devam ettiriyorum.  Yarıda bıraktığım tahsilimin ardından çeşitli firmalarda personel olarak çalıştım. Daha sonra 2008 yılında Aksaray'da bir turizm acentesinde işe başladım. Akabinde 2009 yılında 3 arkadaşla birlikte turizm sektöründe faaliyet göstermek üzere ortaklık oluşturup, bir dükkan açtık. Bu ortaklığımız bir müddet devam ettikten sonra yollarımızı ayırıp, ben 2010 yılında kendi firmamı yani Mirza Turizm'i kurdum. İstanbul/Karaköy'de 10 metrekare bir alanda Mirza olarak sektöre giriş yaptık. Esasında Mirza'nın serüveni 2007 yılında başlamıştır. Zira daha o zamanlardan böyle bir oluşumun hayalini kuruyordum. Tabii o zamanlar yanımda da bir yol arkadaşı vardı. Başlangıç aşamasında bizim için personel sayısının çok olması değil, kemik yapının oluşması yani aile yapısını sağlam kurgulamamız gerekiyordu. O yol arkadaşı dediğim de bahsettiğim kemik ekip oluşumunun içerisindendi. O arkadaşla birlikte 6-7 ay içinde şirketi iyi bir noktaya getirdik; müşteri portföyünü arttırdık, turizm alanında belli bir seviyeye geldik. Yani kısa zamanda iyi bir ivme kazandırdık. 

YURT DIŞI AÇILIMLARI BAŞLIYOR

2010 yılının sonunda şirketimizi Karaköy'den Şişli'ye taşıdık. Faaliyet alanımızı daha da genişlettik ve personel sayımız 1 iken 16'ya çıkardık. Akabinde yurt dışı açılımını başlattık. Özellikle Uzak Doğu ülkelerine atılım yaptık. Bunun dışında Ortadoğu pazarına da yöneldik. Afrika'da çok etkili işler yapmaya başladık. İran, Nijerya ve Sudan'da satış ofisleri kurduk. 2011 yılının sonlara geldiğimizde ise Mirza Bilişim'i hizmete kazandırdık. Mirza Bilişim'le beraber online turizm acenteliğine girmek istedik. Yani şirketimizin kurumsallaşması için sürekli gelişen teknolojiye ayak uydurmamız icap ediyordu.  Dolayısıyla sadakat kart sistemini faaliyet geçirdik. Yani aldıkça kazan modelini oluşturduk. Yurt dışındaki ülkelerle bağımızı daha kuvvetlendirip, ticari köprüler kurduk. 

YA KATMA DEĞER ÜRETECEKSİNİZ

YA DA GLOBAL BİR OYUNCU OLACAKSINIZ

2015 yılına geldiğimizde ise Mirza bünyesinde 4 şirket oluşmuş oldu. Mirza İthalat, Mirza Bilişim, Mirza Turizm ve Yolcu Turizm derken tüm şirketleri Mirza Grup'un bünyesinde birleştirdik. Tüm bu faaliyetlerimiz, çalışmalarımız bize şunu gösterdi; Eğer Türkiye'ye fayda sağlamak istiyorsan; ihracat yapıp, katma değerli üretime önem vereceksiniz. Veya hizmet sektöründe iseniz yurt dışında, global piyasada oyuncu olmak için uğraşacaksın. O global arenaya çıkıp, bir oyun kurucu olarak ülkeni temsil edeceksin. Her zaman deriz ya; ülkenin krizde olmaması için sıcak para şart. Dediğim gibi ihracat-ithalat yapıyorsanız dünyada hiç girilmemiş ülkelere girip, oralarda marka olmak çok önemli. 

 

MERHAMETİN VE MANEVİYATIN

OLMADIĞI YERDE BAŞARI OLMAZ

Merhametin ve maneviyatın olmadığı yerde başarı da olmaz. O yüzden sadece maddi kazanımlar önemli değildir, manevi kazanımlar da önemlidir. Zaten maneviyatı kazandığınız zaman beraberinde maddiyat da geliyor. Bir aile şirketiyiz. Aile şirketlerinin gerektirdiği hususları yerine getirmek çok önemli bir misyondur. Hamdolsun, bu misyonu yerine getirdiğimizi söyleyebilirim. Türkiye yakın zamanda ciddi bir sürecin içerisinden geçiyor. İçte ve dışta birtakım şer odaklarıyla mücadele halinde. Fetullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması da ( FETÖ / PDY ) bu odakların başını çekiyor. Türkiye'ye verdikleri maddi ve manevi zarar ortada. Peki bizim bu noktada ne yapmamız lazım? Kucaklayıcı ve birleştirici olacağız. Vatan haini sıfatını taşıyan kimse, ona karşı bir olup, ülkenin çıkarları üzerine kenetleneceğiz.

PAZARTESİ SOHBETLERİ - MUSTAFA GÜZEY