Farklı ustaların yanında kaporta ve boya ustalığı, işletmecilik, insan ilişkileri ve benzeri konularda eğitim aldıktan sonra kardeşi ile birlikte kendi iş yerini açan ve 10 yılı aşkın bir süredir de kendi iş yerinde faaliyet gösteren Nisa Oto Kaporta ve Boya’nın Sahibi Faruk Kırkkuvalı mesleki serüvenlerini anlattı.

Faruk usta öncelikle seni tanıyabilir miyiz? Faruk Kırkkuvalı kimdir?

35 yaşındayım, 3 çocuk babasıyım. Kardeşim Mustafa ile birlikte bu dükkanı açtık. Daha önce bir mobilya firmasında çalışıyorduk. 2001 krizinden sonra oradaki işimizden ayrıldık. Ne iş yapalım diye düşünürken sanayide kaportacılık yapmaya başladık. Yani kriz bir manada benim için fırsata dönüştü. Ustamın yanında 2-3 yıl kadar çalıştıktan sonra başka bir ustanın yanına gittik. Birkaç farklı ustanın yanında eğitim aldık diyebilirim. Ustamızın birinden sanatkarlığı, birinden işletmeciliği bir diğerinden de ince işçiliği, insanlarla nasıl iletişim kurmamız gerektiğini, müşteriyle nasıl muhatap olunacağını, piyasa değerini öğrendik. Allah razı olsun ustalarımız bizi yetiştirdiler. Askerden geldikten bir yıl sonra da kendi iş yerimizi açtık. 

Peki iş yeri açmaya nasıl karar verdiniz?

Şimdi sanayide genel itibariyle çıraklık, kalfalık ve ustalık serüveni yaklaşık 10 yıllık bir süreçte yaşanır ve biter. Belli bir süre sonra kendi iş yerini açma ve kendi müşterilerine hizmet etme isteği seni dürtmeye başlar. Biz de kardeşim Mustafa ile birlikte kendimize ait bir iş yerimiz olsun istiyorduk. Ustalarımızdan da Allah razı olsun, bizi yetiştirdikleri gibi iş yeri açmak istediğimizi söylediğimizde de önümüzde durmadılar. Allah nasip etti ve burayı 2008-2009 yıllarında açtık. 10 yıldır kardeşimle beraber burada hizmet veriyoruz. 

Faruk usta kaporta ve boya denince benim aklıma önce trafik kazası geliyor. Daha çok kışın mı işleriniz hareketleniyor?

Dükkanımızda araç kaporta ve boyası üzerine hizmet veriyoruz. Genelde yazın daha çok kaza olur. Buranın düz ova olmasından dolayı insana güven geliyor. Hız ve kural ihlali kaçınılmaz bir şekilde kazayı getiriyor. Kışın ise genelde özel araçlara binilmiyor. Binen de çok dikkatli biniyor. Tedbirini alıyor, aracını kış şartlarına göre hazırlıyor. Araç sahipleri de kurallara riayet ediyor, daha dikkatli davranıyor. Buna bağlı olarak kaza oranları da azalıyor. Yazın daha çok kural ihlali yapıyoruz. Bu da kazaları beraberinde getiriyor. 

Daha çok ne tür kazalar neticesinde size geliniyor?

Bizim Konyalılar olarak maalesef öğrenemediğimiz bir kural var, o da kavşakta geçiş üstünlüğü kuralı. Konya’daki sürücülerin maalesef büyük bir çoğunluğu kavşakta geçiş üstünlüğünün kime ait olduğunu bilmiyor. Normalde döner kavşağa girenin yani kavşağın içinde olanın geçiş üstünlüğü vardır. Ama bizde düz yoldan gelen diyor ki yol hakkı benim, önce ben geçmeliyim. İşte hatayı burada yapıyoruz. Sonrasında tabi kaza kaçınılmaz oluyor. Şehir merkezindeki kazaların büyük bir bölümü bu şekilde meydana geliyor. Bize gelen kazalı araçların çoğunluğu da bu şekilde kazaya karışmış olan araçlardır. 

Peki bir kaza olduktan sonraki süreç nasıl işliyor? Bir kaza yaptık diyelim ne yapmamız gerekiyor?

İlk başta önemli olan şey olay yerinde fotoğrafı çekmek. Tabi bir yaralanma durumu söz konusu değilse. Maddi hasarlı bir kazada bizim sürücülerimizin yaptığı en büyük hata hemen kazaya karışan araçları yol kenarına çekip polis çağırmak. Polis, bir yaralanma ya da Allah muhafaza ölümle sonuçlanan kaza olmadığı sürece rapor tutmaz. Tabi kaza her an her yerde olabileceği için aracınızı yol kenarına çekseniz bile trafik güvenliğini tehdit eden bir durum oluşabiliyor. Trafik felç oluyor. Yapılması gereken şu, bir yaralı yoksa hemen plakaların da görüneceği şekilde araçların fotoğraflarını çekmek. Daha sonra ellerinde kaza raporu da bulundurmaları gerekiyor. Kaza raporu tutanağında ne yapılması gerektiği tek tek yazar. Buna göre raporu tutacaklar. Araçlarının ruhsatını, poliçesini ve ehliyetlerini fotoğraflayıp birbirilerine çekip gönderecekler ve servise gelecekler. Biz artık dosyalarını açıp işleme başlamış olacağız. 

Her marka ve modeldeki araçların kaporta tamiri ve boyasını yapıyor musunuz?

Modelli olduktan sonra her marka ve modeldeki araca bakıyoruz. Genelleme yaparak kaportacı, boyacı deyip geçiyoruz ama her ustanın ilgilendiği araç aynı olmuyor. Yani biz çoğunlukla modelli araçların kaporta ve boya işleriyle ilgileniyoruz. Eski model araçların kaporta ve boya işlerine bakan arkadaşlarımız ayrı. 

Bir kazalı aracın markası ve modeli ne olursa olsun parçası bulunabiliyor mu?

Her marka ve modeldeki aracın kaporta aksamı bulunur. Biz genelde kaporta parçalarını değiştirmeden önce tamirine bakıyoruz. Tamir edilebilecekse değiştirmiyoruz. 

Kazalı bir aracın tamiri ne kadar zaman alır?

Kaza durumuna göre değişmektedir. Hasar ne kadar çoksa kaporta ve boya için harcanan zaman da o kadar çok olacaktır. Yani bir araç 3 günde de çıkabilir. Bir ay sonra da çıkabilir. 

Son dönemde döviz kurlarında yaşanan dalgalanma sanayideki birçok sektörü etkilemiş. Sizi etkileyen bir durum oldu mu?

İşçilik anlamında bir yansıma olmadı. Emeğimizin karşılığını alıyoruz ama mümkün olan en makul şekliyle müşterimize fiyat veriyoruz. Ama parça bakımından herkeste olduğu gibi bizde de bir yansıması oldu. Saç ve metal fiyatları artınca, daha önce 600 liraya almış olduğumuz parçayı 900 liraya alır olduk. Müşteriyle karşı karşıya geldiğimiz durumlar da oldu. Müşteri diyor ki, daha önce fiyat verdiğinde bunu 600 lira demiştin. Şimdi niye 900 lira diyorsun? Ben de diyorum ki, ilk fiyatı veren de parçacıydı, şimdiki fiyatı veren de parçacı. 

Peki malzeme temininde sıkıntı yaşıyor musunuz?

Şu ana kadar fiyat artışının dışında kaporta aksamlarıyla ilgili bir problem yaşamadık. Ama boya malzemelerinde zaman zaman sıkıntı yaşıyoruz. Boyanın zaman zaman karaborsaya düştüğü bile oldu. Boya malzemesi temin ettiğimiz firmalar, doların yükselmesinden dolayı yeni malzeme alamadıklarını, ellerinde malzeme olmadığı için de dağıtım yapamadıklarını söylüyorlar. 90 liraya aldığımız bir teneke tiner, bugün 160 lira oldu. Macun 15 liradan 45 liraya çıktı. Son üç ay içerisinde yaşanan artışlar bunlar. Tabi girdi maliyetleri artınca biz de bunu yansıtmak durumunda kalıyoruz. Kimse zararına dükkan çalıştırmaz.

Kaportacılık aslında kıymetli bir zanaat. İnce işçilik gerektiren bir şey. Bir aracı her şeyiyle yapıp bitirmek zor bir süreç değil mi?

Yani ustalık da detayda gizli zaten. Kazalı bir aracı tekrar eski haline getirmek zor bir süreç. Ustasını bulmak, zanaatkarına teslim etmek gerekir. Zanaatkarı bulamazsan o arabanın hayrını göre. Adam aracı yapmış ama yan yan gidiyor. Ucuz etin suyunun kara olacağı gibi ucuza yapılan işin de illa ki bir hatası olacaktır. Önemli olan insanın kendi ismini lekelemek istememesidir. Bugün Nisa Oto Kaporta ve Boya olarak ben ismimi lekelemek istemem. Ama maalesef içimizde işini üstünkörü yapıp daha ucuz iş gücüyle çalışanlar da yok değil. Kazalı bir araç geldiğinde para kazanmak için namını bir kenara bırakıp hızlıca toparlayıverdiğinde aslında kazanmamış aksine kaybetmiş oluyorsun. O müşteri senden memnun değilse bir daha gelmez, ama memnun kalırsa etrafındakileri de sana getirir. Yani ustalığınla, iyi işçiliğinle kendini gösterir, müşterini de memnun edersen her bir müşteri sana en az on müşteri getirecektir. O nedenle kaliteden asla taviz vermeyiz. 

Siz kaç kişiyle hizmet veriyorsunuz?

Kaporta ve boya servisimizde toplam 13 kişi var. Birimlerimizde 5 ustamız, 4 kalfamız ve 4 de çırağımız var. 

Sanayide kime gitmişsek eleman sıkıntısından ve özellikle çırak bulmakta zorlandıklarından söz edildi. Siz bu sorunu yaşıyor musunuz?

Zaman zaman biz de aynı problemleri yaşıyoruz. Ama kadronuzu kurduktan ve sağlam bir ekip oluşturduktan sonra sizi çok etkilemiyor. Aslında bunun da temelinde eğitim var. Daha doğrusu eğitim sistemini yanlış anlamamızdan kaynaklanıyor. 4+4=8 sene okudu diyelim bir öğrenci. Devlet diyor ki, şayet okuyacaksa bu çocuğu okutun. Ama okumaya niyeti yok, özel sektörde çalışmak ve para kazanmak istiyorsa bu çocuğu meslek sahibi yapın, okuluna da dışarıdan devam etsin diyor.  Ama bizim velilerimiz devlet 12 yılı zorunlu kıldı diyor. Halbuki devlet açıktan eğitim imkanı vermiş. Git çalış, sadece sınavlarına gir. 12 yıllık eğitimini tamamla demiş. En son yetişen şu an benim jenerasyonum. Bizden sonra yetişecek usta şu an neredeyse yok. Herkes okuyacak diye bir kaide yok. Herkes okursa meslekleri icra edecek kimse kalmaz. Okuyan, oturduğu yerden, kısa yoldan nasıl para kazanacağını düşünüyor. Halbuki gelseler burada dört dörtlük yetişseler, usta olsalar gerçekten güzel para kazanırlar. Kendimden örnek veriyim, 10 senedir dükkan çalıştırıyorum. Elhamdülillah dükkan da kendimin, ev de kendimin, arabam da var. Evimi de geçindirebiliyorum. Zaten çalışmaktan, para kazanmaktan maksat nedir ki? Daha ne olsun. Ayrıca bir memur 10 sene çalışıp evini ve arabasını alamaz. Ama bugün sanat her yerde iş yapar, altın bir bileziktir. Şu an Konya’daki araç sayısı 980 bin. Neredeyse Konya’da her iki kişiden birinin aracı var. Artık bir eve bir arabanın yetmediği de oluyor. Bunlar düşünüldüğünde bu mesleğin bir nihayetinin olmadığı alenen görünüyor. 

Faruk usta, dükkanı ilk açtığınızda kendinize bir hedef belirlemiş miydiniz? Bu hedefinize ulaştınız mı?

İlk başta bu dükkanı 75 metrekare bir yer olarak açtık. Hedef olarak niyetim hep 500 metrekare bir yer açıp çalıştırmaktı. Kardeşim Mustafa ile de omuz omuza vererek şükürler olsun ki bu hedefimize ulaştık. Şimdi yeni bir hedefimiz daha var. Yeni bir sanayi sitesi kuruluyor biliyorsunuz. Orada 600 metrekarelik büyük bir dükkana yazıldık. Ola ki olmadı, 3-5 sene içerisinde daha büyük bir yer açmayı düşünüyorum. 

İçinde bulunduğumuz dönem kış hazırlıklarının yapıldığı bir dönem. Tabi araçları da kışa hazırlamak gerekiyor. Kış bakımı çerçevesinde size iş düşüyor mu?

Tabi, bilinçli şoförlerimiz, araç sahiplerimiz var. Kışa girmeden önce araçlarının genel bakımlarını yaptırıyorlar. Kış bakımında unutulan ya da bilinmeyen bazı gerçekler var. Biz, müşterilerimize genel olarak kışa girerken araçlarına pasta cila yaptırmalarını tavsiye ediyoruz.  Çünkü yağmur, kar, soğuk hava küf sebebidir. Pasta cila yaptırırsanız, aracınızın kapı kızaklarını, kilitlerini ince yağ ile güzelce yağlarsanız ve ayarlatırsanız kışın o sert ve çetin şartlarından etkilenmez. Her yeri şıkır şıkır çalışır. Aracınızın iskeleti kaportasıdır. Aracınızın kaportası ne kadar sağlamsa aracınız da o kadar sağlamdır. Bu anlamda kaporta bakımını aksatmamak, aracın daha uzun süre sağlam kalmasını sağlayacaktır. Küften, pastan aracı korumak için kaporta bakımlarını yaptırmak gerekir. 300 lira kimseye dokunmaz. 

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Röportajımızın başında da belirttiğimiz gibi kaza ve kadere iman ederiz. Ama tedbiri de elden bırakmamak gerekir. Bir kaza yaşamak istemiyorsak genel trafik kurallarına harfi harfine uymamız gerekir. Çünkü bu kurallar kendiliğinden ortaya atılmış kurallar değildir. Uzun araştırmalar sonucu ortaya koyulmuşlardır. Kaza olmasın istiyorsak, özellikle kavşaklardaki geçiş üstünlüğüne riayet etmemiz gerekir. Bugüne kadar açtığım dosyalarda genellikle kazaların hızdan, göbeklerdeki ihlallerden ve kavşaklardaki ihlallerden kaynaklandığını görüyorum. Lütfen trafik kurallarına uyalım. 

METE ALİ MAVİŞ

Editör: TE Bilişim