Her hafta ilgi ile takip edilen "Konya'nın Çınarları" yazı dizimizin bu haftaki konuğu yarım asırdan uzun zamandır Konya'da gündemi vatandaşa ulaştıran İsmail Canakay, oldu. 7 yaşından itibaren gazete satan Canakay, genç nesillere dürüst olun tavsiyesinde bulunuyor. 

Konya'nın gelişimine bizzat şahitlik etmiş ve bu gelişimde pay sahibi bulunan isimleri konuk ettiğimiz Konya'nın Çınarları yazı dizimizin bu haftaki konuğu ismail Canakay, oldu. 59 yıldır Konya'da haberleri halka ulaştıran Canakay, aradan geçen onca yılın ardından hala gazete satışına devam ediyor. iki gazete ile başladığı gazete satışında bu gün onlarca gazete satan Gazeteci İsmail, eski günlerin özlemini duyuyor. Televizyonun çıkması ile birlikte mertliğin de bozulduğunu düşünen Canakay, insanların artık çıkar dostluğu yaptığını söyledi. 

Efendim iş hayatına nasıl girdiniz?

Konya'nın çocuğuyum. 1948 yılında mevlana civarında doğdum. 7 yaşımdayken babam hayatını kaybetti. Babam hayatını kaybedince ben de evin ekonomisi için çalışmak zorunda kaldım. 1956 yılında babam hayatını kaybedince ben de Yeni Meram ve Yeni Konya Gazetesine gittim. Ahmet Bahçıvan, Mustafa Naci Gücüyenler ile görüştüm. Beni severlerdi. O zaman görüştük ve ben gazete dağıtımına başladım. Koltuğumun altına 10-15 gazete alıp dağıtmaya başladım. O gün bu gündür çalışmaya devam ederim. 

30 yıl boyunca yaya gazete dağıttınız, peki sizi bisikletle gazete dağıtmaya iten sebep neydi?

Ben yaklaşık 30 yıl boyunca elde gazete dağıttım. Bu süre içerisinde inanın pek çok dostluğum oldu. Ancak bir zaman sonra elde dağıtma ile gazete işini yetiştirememeye başladım. Ardrından bisiklet ile gazete dağıtımına başladım. Bisiklete yüzlerce gazete yükleyip dağıtıma çıkabiliyordum. Bisiklet benim işimi daha da kolaylaştırmıştı. 

Bisikletten motorsiklete neden geçtiniz?

Aynı sebepten dolayı motorsiklete geçtim. Fakat bir zaman sonra benzin gittikçe pahalanmaya başladı. Baktım ki kazancımın büyük çoğunluğu benzine gidiyor ben de tekrar bisiklet ile gazete satışına devam ettim. 

Özellikle zor zamanlarda sağ sol kavgası süresinde bütün gazeteleri satarmıydınız?

Eskiden burası dibi çıkmaz sokaktı. Konya çok değişti. 50 yıl önce buralarda bir tane araba yoktu. Şimdi her taraf araba oldu. Karşıdan karşıya geçemiyoruz. Konya'nın bütün mahallelerine her yere giderdim. Bunun yanında tabi 1978'lerde sağ-sol kavgası olmaya başladı. Ben o yıllarda bütün gazeteleri satardım. Bir sıkıntı ile de karşılaşmadım. Bisiklete bir yükleyişte yaklaşık 500 gazete yüklerdim. Ön sepet, arkaya ve koltukaltıma alırdım gazeteleri. 

Stadyumda gazete sattınız mı?

Gazete satmaya şehrin her yerine giderdim. Özellikle haftasonları stada giderdim. Önceden stadlarda koltuk yoktu. Bize de giriş bedavaydı. Adam gazete alıp üzerine otururdu. Şimdilerde koltuklar olduğu için o işler bitti. 

Eski gazeteciler ile görüşüyor musunuz?

Bunca yıldır gazete dağıtırım. Bu süre içerisinde tabiî ki pek çok dostluğumuz oldu. O dostlarımızdan ziyaretimize gelenler oluyor. Onların ziyaretleri de bizleri oldukça memnun ediyor. 

Askerlik yıllarınız nasıldı?

O zamanlar askerlik 24 aydı. Hatta bana askerlikte piyango vurdu. Askerlik 20 aya düştü dediler ve ben kalan günlerimi sayamadan askerden terhis oldum. Acemi birliğim Sivas Temeltepe, ustabirliğim ise Ankara idi. Şimdi çocuk oyuncağı gibi kısacık askerlik var. 

Önemli bir olay olduğunda gazete satışlarında artış yaşanır mıydı?

Konya'da bir cinayet olduğunda gazete satışları direk artardı. Bunun nedeni de insanların başka bir yerden bilgi alamayacak olmalarıydı. Önemli bir olayda gazete kalmazdı. Hepsi satılırdı. 

Gazete satmaktan hiç pişman oldunuz mu?

Ben bu işi hep severek yaptım. Hiçbir zaman pişman olmadım. Ama artık zor geliyor. Emekli maaşım yetse bu gün bırakırım. Devlet verse 1500 lira maaş bu gün bırakırım. 

Kaç çocuğunuz var?

3 çocuğum ve 4 torunum var. 

Unutamadığınız bir anınız var mı?

Ben file tıraş olmuş insanım. Bu anımı hiç unutmam. O zamanlar 17-18 yaşımdaydım.  Hacıveyis camisinin orası boştu. Oraya Macaristan'ın sirki geldi. Spiker dedi ki traş olmadık bir bey varsa gelsin dedi. 150 kişiden 130'u bu sandalyeden kalkamadı dedi. Kimse çıkmayınca ben de dedim ki ben varım. Spiker aldı beni ve tabureye oturttu. Taburede oturunca file önlük giydirmişler geldi. İlk anda biraz irkildim, fakat sonra alıştım. File herşeyi öğretmişler. Hortumu ile sakallarımı güzelce köpükledi. Ardından büyükçe bir ustura ile sakallarımı traş etti. En son da su kovasını başımdan aşağı döktü. Tabiî milleti güldürmek amaçlı yapılan bir gösteriydi. Ben de file traş olmuş oldum.

O zamanlar size insanlar bir lakap falan takmış mıydı?

O zamanlar konya çok küçüktü. Şimdilerde şehir çok büyüdü. İnsanlar o zamanlar bana gazeteci ismail diye seslenirdi. Benim ismim gazeteci ismail idi. 

Efendim gençlere önerileriniz nelerdir?

Benim gençlere önerim her durumda ve her koşulda doğruluk, dürüstlük ve çalışmaktır. Hayat çok kötü durumda olabilir. Zor zamanlar yaşıyor olabilirsiniz. Ancak doğruluk ve dürüstlükten ayrılmayın. Doğru dürüst ve namuslu olun. Bir de bankaya girmesinler. Çünkü kazancın bereketi olmuyor. 

Editör: TE Bilişim