MHP Genel Sekreter Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yeni anayasaya verdiği destekle, şer odaklarının oyununu bozduğunu belirterek, "Sayın Genel Başkanımız 15 Temmuz'dan sonra adım atmasaydı, ileriki dönemde Amerikancı hükümetlerin kurulma riski vardı" dedi

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Merkez Disiplin Kurulu (MDK) ve Milletvekillerin Ortak Toplantısı geçtiğimiz hafta sonu Konya'da gerçekleştirildi. Toplantıya MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli başkanlık etti. Toplantının ana gündem maddesini yeni anayasa ve referandum süreci oluşturdu. Bunun dışında Türkiye gündemindeki diğer konular da ele alındı. MHP Genel Sekreter Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, Konya'da gerçekleştirilen toplantıların ayrıntılarını Yenigün Gazetesi'ne değerlendirdi. 

'TERÖR ÖNEMLİ BİR MESELE'

Toplantıların ayrıntılarını paylaşan Kalaycı, toplantıda Türkiye gündemine dair bir çok sorunun ele alındığını söyledi. Bu sorunlardan bir tanesinin de ekonomik sorunlar olduğuna dikkat çeken Kalaycı, MHP olarak ekonomideki gelişmeleri de toplantıda değerlendirdiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü, "Ekonomideki sorunlar ekonomik açıdan hangi durumda bununla ilgili değerlendirmeler yaptık. Türkiye'nin bu anlamda neler yapabileceğini ele aldık. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu konudaki çözüm önerilerimizi değerlendirdik. Darbe komisyonunda rapor henüz açıklanmadı. Ama komisyon çok da verimli bir çalışma olmadı. Zaten komisyonun üyeleri ve başkanı tartışmalıydı. O yapının içindeki kişiler olduğu ortadadır. Bu konuda bizim MHP olarak hangi önlemleri öngördüğümüzün değerlendirmelerini yaptık. Tabi ki Türkiye'nin ana gündemi Anayasa değişikliği referandumudur. Anayasa değişikliği referandumu ile ilgili geniş kapsamlı değerlendirmeler ve sunumlar yaptık. AK Parti tarafından kurulan komisyonda görev alan arkadaşımız Afyonkarahisar Millet Vekilimiz Mehmet Parsak Bey madde şeklinde sunumlar gerçekleştirdi. Özellik Adalet ve Kalkınma Partisinden gelen teklif değerlendirildi. Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli hamlesi ile yürütülen ve sonuçlandırılan bir Anayasa değişikliği paketi değerlendirildi. Ele aldığımız konulardan biriside terör boyutu oldu. Terör ülkenin en önemli meselelerinden birisidir."

REFERANDUM İÇİN KONYA'DA START VERİLDİ

MHP'nin her yıl yapmış olduğu bu kampı, ilk defa Konya'da gerçekleştirilmiş olması, büyük yankı uyandırmıştı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin neden Konya'yı tercih ettiğine de değinen Kalaycı, "MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Konya'yı seviyor olmasıdır. Tabi Konyacoğrafi açıdan da merkezi bir yerdir. Selçuk Devletine Başkentlik yapmış, Hz. Mevlana'nın diyarı olan Konya'dan referandum çalışmalarını başlatmış oluyoruz" dedi.  

'15 TEMMUZ BİR MİLAT OLMUŞTUR'

Kalaycı, Türkiye'nin yeni anayasa sürecine nasıl girdiğini ve bu konuda MHP'nin hangi adımları attığını da anlattı. Özellikle 15 Temmuz Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)'nün gerçekleştirdiği darbe girişiminin Türkiye için önemli bir dönüm noktası olduğunu belirten Kalaycı, 15 Temmuz'dan sonraki süreçte MHP genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin önemli adımlara imza attığını söyledi. 15 Temmuz'un bir işgal girişimi olduğuna dikkat çeken Kalaycı, sözlerine şöyle sürdürdü, "Türk Milleti vatanına sahip çıkmayı bu olayda tüm dünyaya göstermiş oldu. Görünen tablo her insanımızın tahmin edebileceği bir tablodur. Bugüne kadar kamu görevinde 99 bine yakın kişi ihraç edildi. Devletin her tarafına sızmışlar. Zaten sızarak devleti ele geçirmeyi hedeflemişler. Devletin tüm kurumları ile özellikle en stratejik olanlarında büyük bir sıkıntı olduğu ortadadır. Bu darbe girişimini bir cemaatin tek başına gerçekleştirmesi mümkün değildir. Herkes biliyor. Bunun arkasında küresel güçler vardır. Yabancı istihbarat örgütleri var. Bunu zaten milletimiz gördü. Bize sürekli demokrasi dersi vermeye kalkanlar böyle bir darbe girişiminde kınama dahi yayınlamadılar. Tutuklananlara insani muamele yapılıyor mu yapılmıyor mu bunu araştırdılar. Avrupa Konseyinden gelenler yeterli bilgi alamadıklarını söylüyorlar. Güya kendilerine gerekçe üretiyorlar. Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli süreci anlattığı halde soru sormaya kalktılar. Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli ise şunu söyledi; Sizin Avrupa Birliğindeki istihbarat birimleri Türkiye'de olup biten her şeyi biliyor. Yani diyeceğimiz 15 Temmuz Türkiye için bir Milat olmuştur. Hiçbir şeyi 15 Temmuz öncesi gibi düşünmememiz lazım. 15 Temmuzu bir başlangıç olarak görelim. Başarılı olamadılar ama halen tehdit altındayız. 20 Temmuzdan bu yana gencecik insanlarımızı toprağa verdik. Dört bir taraftan saldırıyorlar. Sadece 2016 yılında 839 şehidimiz var. Bu bir milli yıkımla karşı karşıya olduğumuzun göstergesidir. Yani milli mücadele yıllarındaki dönemi yaşıyoruz. 2007 yılında Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi kabul edildi. 82 anayasasının sekizinci maddesinde yürütme, Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından gerçekleştirilir diye yazıyordur. 2007'den sonraki düzenlemeler ile bu iki başlılık iyice belirginleşti. Hukuki Meşrutiyet açısından da Cumhurbaşkanlığına daha çok üstünlük getirildi. Bu çift başlılık bu şekilde yürütülemez. Türkiye'yi bir krize ve kaosa sürükler. 'Hayır' diyenler ağızlarından diktatörlüğü düşürmüyorlar ama asıl bu halde gider ise diktatörlük olur."

'DEVLET BAHÇELİ, İNİSİYATİF ALDI' 

MHP Genel Sekreter Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 15 Temmuz sürecini iyi okuduğunu ve Türkiye'nin ciddi tehlikeye gidebileceği bir dönemde önemli kararlar aldığını söyledi. Bahçeli'nin, Türkiye'nin 15 Temmuz'dan sonraki durumunu da dikkate alarak bu yönetim şeklinin Türkiye'yi çok büyük tehlikelere götüreceğini görerek bir inisiyatif aldığını belirten Kalaycı, "11 Ekim 2016 tarihinde gerçekleşen grup toplantısında bunu dile getirmiştir. Biz parlamenter sistemin güçlendirilmesinden yanayız. 11 Ekim'de Genel Başkanımız Devlet Bahçeli bir çağrı yaptı. AK partide buna istinaden bir teklif hazırladı. Yürütmenin artık millet tarafından belirleneceği ön görüldü. Cumhurbaşkanının mevcut anayasada çok yetkisi var ama sorumluluğu yoktur. Cumhurbaşkanı meclis denetimine tabi hale gelmiştir. Bize bu anayasa değişikliğinden sonra Cumhurbaşkanı kendisi bile anayasa değişikliği yapabiliyormuş diye sorular geliyor. Bu olamaz. Böyle uydurma haberler medyamızda çıkıyor. İnsanların kafasını karıştırmak için ortalığa sürülüyor. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi Bakanlar Kurulu kararnamesinin bir benzeridir. Kanunun üstünde değildir. Kanunun altındadır. Kapsamı sınırlıdır. Temel hak ve özgürlükler konusunda yetkisi yoktur. Mesela vergi bile çıkarabileceğini söyleyerek saçmalayanlar var. Metinde öyle bir şey yoktur. Açıp Anayasayı okuyabilirsiniz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yargı denetimine tabidir. Kanuna aykırı bir şey varsa uygulanamaz. Buda anayasada yazıyor. Sadece yürütme ile ilgili şeyleri kapsıyor. Buda mevcutta olanın derli toplu şeklidir. Yargıyı ele geçirecek deniliyor. Şuanda Anayasa mahkemesi 3'ü Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilen 14'üde Cumhurbaşkanı tarafından seçilen 17 üyeden oluşuyor. Referanduma giden metinde Cumhurbaşkanının seçmiş olduğu 2 üye kaldırılıyor. Buda Askeri yargının kapanmasından dolayıdır. Eğer geçmişe göre oranlar isek parlamentonun ağırlığı daha fazladır. Biliyorsunuz Anayasa Mahkemesi üyelerinin görev süresi 12 yıldır" diye konuştu. 

'MUHALEFET LİDERİNİN TUTARLI OLMASI LAZIM'

Kalaycı, referandumda 'Hayır' kampanyası düzenleyen ana muhalefet partisini ve beraberindekileri de eleştirdi. Yeni anaysa ile ilgili yanlış algı operasyonlarının yürütüldüğünü ve olmayan düzenlemelerin yeni anayasada varmış gibi gösterildiğini belirten Kalaycı, sözlerine şöyle devam etti, "Cumhurbaşkanı anayasayı ele geçirmeyecek. Bu yanlış anlaşıyor. Aslında bu şekilde, cemaat gruplarının Anayasayı ele geçirilmesi önlenmiş olacak. Kemal Kılıçdaroğlu Atatürk'e verilmeyen yetkiler Cumhurbaşkanına veriliyor diyor. Bir muhalefet parti liderinin biraz tutarlı olması lazım. Şuan Cumhurbaşkanının seçimleri yenileme yetkisi var. Bunun örneğini 1 Kasım seçimlerinde yaşadık.  Sen o zaman Atatürk'e verilmeyen yetki veriliyor diye nasıl diyebilirsin? Getirilen sistemin uzlaşma açısından çok önemli bir özelliği var. Bu sistemde Cumhurbaşkanı seçimleri yenileme kararı alır ise kendiside gider. Parlamento seçim kararı alır ise o da aynı şekildedir."

'AMERİKANCI HÜKÜMETLERİN KURULMA RİSKİ VARDI'

Kalaycı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, toplantıda yaptığı önemli bir değerlendirmeyi de dikkat çekti. Değerlendirmede Bahçeli'nin, MHP'nin de yer aldığı 57'nci hükümeti hatırlattığını belirten Kalaycı, o dönem önce "MHP'siz hükümet" daha sonra Bülent Ecevit'in hastalığı bahane edilerek 'Ecevitsiz MHP'siz hükümet' şeklinde haberlerin yapıldığını, yazıların yazıldığını hatırlattı. 

Bugün millet için nasıl 'evet' dediysek, 57. Hükümet döneminde de Sayın Genel Başkanımız, "Türkiye'de hükümeti başkaları değil, millet belirler, Türkiye'yi kimin yöneteceğine millet karar verir" diyerek seçime gitme kararı aldı. Eski ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, "22 İslam ülkesinin sınırlarını değiştireceğiz" demişti ve bunun içinde Türkiye de vardı. Arap Baharı diyerek milleti uyuttular. Darmadağın oldular. Türkiye'yi de Irak ve Suriye'ye çevirmek istiyorlar. Bir anlamda bunların önünü kesecek, Türkiye'nin önünü açacak bir düzenleme. Bu işgalcilerin artık kafasını sokabileceği bir kapı olmasın, hükümeti millet kursun millet alsın. Yeni getirilen sistem bir anlamda o. Geçmişte olduğu gibi bakanlık pazarlıkları, güneş motel olayı gibi bilmem şu bu belli güçlerin vesayetinden kurtarıyor bu sistem. 

Aynı kişilerin ve aynı grupların, şu anda 'Hayır' grubu içinde yer aldığını belirten Kalaycı, şunları söyledi, "Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli 15 Temmuz'dan sonra adım atmasaydı, ileriki dönemde Amerikancı hükümetlerin kurulma riski vardı. Şu anda bir bilgi kirliliği ve algı oluşturmak istiyorlar. Sosyal Medya'da özellikle FETÖ'nün izleri var. Yalanlara sarılmalarının sebepleri ellerinde malzeme olmamasıdır. Milleti kandırabiliriz düşüncesi içinde hareket ediyorlar. 12 Eylül öncesinde Aydınlık Dergisi vardı. Aydınlık dergisinde fotoğrafı yayımlanan her ülkücü kardeşimiz şehit oldu. Onlar bu işin arkasındadır. Her gün bize saldıranlar bunlardır. Biz bugün farklı, dün farklı konuşuyormuşuz. Yalan söylüyorlar. Bizim parti programımız ortadadır. Biz parlamenter ve demokratik sistemden yanayız.  Yanlış politikaların getirdiği ağır bedeller ödedik. Allah bunların şerrinden devletimizi ve milletimizi korusun. Milletimiz bunların zihniyetini çok iyi biliyor ve anlıyor."

'MHP ÖNCE ÜLKEM VE MİLLETİM DİYOR'

Türkiye'nin şu anda gündemini meşgul eden bir çok sorunda MHP'nin daha önce yapmış olduğu önemli uyarılara dikkat çeken Kalaycı, gelinen noktada MHP'nin her konuda yaptığı uyarılarda haklı çıktığını ifade etti. Siyasi hayatı boyunca MHP'nin hep ülke ve millet adına kararlar aldığını, bu doğrultuda hareket ettiğini anlatan Kalaycı, bundan sonra da böyle olacağını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü, "Terörle mücadele konusunda yıllarca uyardık. FETÖ ile ilgili yıllarca uyardık. Gerekli bilgilendirmeleri yaptık kamuoyuna. Sürekli Genel Başkanımızın ve bizlerin kamuoyuna duyurduğumuz konular. Suriye meselesinde de yine haklı çıktık. Sayın Genel Başkanımız Suriye ilk karıştığı, iç savaş çıktığı zaman, güvenli bölge kuralım demişti. Şimdi o noktaya gelindi ancak geç kalındı. Fırat Kalkanı Harekatı ile birlikte yapılan güvenli bölge zamanında yapılsaydı, hiçbir sıkıntı olmazdı. Ama maalesef zamanında dinlenmedi uyarılarımız. Fırat Kalkanı Harekatı, Fırat'ın batısındaki küresel oyunları da bozan bir harekattır. Bir anlamda da 15 Temmuz'u yapanlara da güzel bir cevaptır. İşgal gibi bir durum söz konusu değil ama bundan sonra Türkiye'nin orada kontrolü olacaktır. Terörün belini kırmak için kaynağında kurutmak gerekiyor. Sen büyük devletsen, sınırında otorite yoksa sınırını sen koruyacaksın. Uluslararası hukukta da karşılığı olan bir durumdur bu. Sınırındaki devletlerde otorite yoksa, milli güvenliğini tehdit eden ne varsa onu bertaraf edecek önlemini alacaksın. MHP dün de Türk devletinin selameti için ortaya koyduğu görüşler, bugün de aynı şekilde devam ediyor. Kendi partimizin çıkarını ortaya koyan bir parti değiliz. Önce ülkem ve milletim diyoruz. Neticede de bugünkü anayasa değişiklikleri reformu için de; "Devlet için evet, millet için evet, Cumhuriyet için evet, Türklüğün bekası için evet" diyoruz."

HASAN AYHAN 

 

Editör: TE Bilişim