“Millet padişaha sesini duyurabiliyor, lâkin paşalara sesini duyuramıyor!”

Geçtiğimiz hafta cuma günü evde oturdum Payitaht Abdülhamid dizisini seyrediyorum. Dizinin her anı ayrı mesajlarla dolu, her anı ayrı heyecanlı. Tarihimize biraz meraklı olanlara tavsiye ederim.

Dizide dikkatimi çeken sahnelerden biri şuydu; Duyun-i Umumiye (deyimi yerindeyse bu günkü IMF) halkı Abdülhamid Han'a karşı kışkırtmak için ekmekçileri tehdit yoluyla ekmek fiyatını iki katına çıkarmak için zorlar. Halk ekmek almakta zorlanmaya başlar. Durumu öğrenen Padişah tebdili kıyafet yapar halkın içine iner ve durumu yakinen takip eder. Sarayın aşçısına emir verir sabaha kadar ekmek yapmaları sonrada sabah ezanı okunmadan o ekmekleri her kapıya asmaları için. Daha sonra paşalarını toplar. Durumdan haberlerini ve ekmeğin fiyatını sorar paşalara ama kimseden tık yok.

Kendi kendime şöyle söylendim: “Aha Reis burada net mesaj veriyor. Kesinlikle Bakanlara ve yakın çalışma arkadaşlarına fırça attı halkla daha fazla içiçe olun ve onların sorunlarını dinleyip çözüm bulun.” gibisinden.

Ertesi günü birtakım programlar ve toplu açılış töreni vesilesiyle Ak Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan Konya'da idi. Şimdiye kadarki bir çok  Konya programını yakinen takip ettim. Ne var ki bu sefer başka idi. Diziden aldığım mesaj doğruydu. Mevlana Meydanı'ndaki program boyunca başta Sayın Başbakan olmak üzere tüm Bakanlar, Milletvekilleri ve teşkilât yöneticileri deyimi yerindeyse protokoldeki yerlerinde oturmayıp en ufak bir göz kırpan dahi olsa bizzat yanlarına gittiler, sorunlarını dinlediler. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum nezaketlerinden dolayı. Bu hareketler kendini yenilemenin, silkelenişin göstergesiydi adeta. 

AK PARTİ kurulduğu günden bugüne başarısının artmasını halkla hep iç içe yakın olmasından aldı. Tayyip Bey halka hep kulak verdi. Zaman zaman bir takım hatalar yapılsa da bunu çabuk telafi etmeyi başardı. Hiç rehavete kapılmadı. Hedeflerini hep yüksek tuttu. Nitekim halkın % 50+1 oyunu almak suretiyle Başkanını seçmesi için yapılan anayasa değişikliğinin bizzat kendisi tarafından teklif edilmesi çıtayı sürekli yükselttiğinin göstergesi değil mi? “İki günü eşit olan ziyandadır.” buyuruyor Sevgililer sevgilisi Efendimiz. Ben kendisinin bu hadis-i şerifi sık sık tekrarladığını ve gereğini yapmak için tüm gayretini sarf ettiğine inanıyorum.

İhsan Şenocak olayı

Halkın sorunlarına kulak vermek demişken bu konuya da değinmemek olmaz. İhsan Şenocak Hoca yalpa yapmayan, tabiri caizse kıvırmayan ender alimlerimizden biridir. Tamamen Kur-an ve Sünnet ışığında hareket eder. Bir kaç gün önce Diyanet tarafından açığa alındı ve nedeni bilinmiyor. Halk tarafından tepki çoğalıyor. Umarım bu hatadan acilen dönülür.

Yenilenen Konya il yönetimi

Uzun süren istişareler sonunda Ak Parti Konya İl Başkanlığı!na 22. Ve 23. Dönem 

Milletvekilliği yapan aynı zamanda Ak Parti'nin kurucularından Hasan Angı 

Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atandı. Kendisine ve yönetim kuruluna görevlerinde muvaffakiyetler diliyorum. Zira önümüzdeki dönemde işleri çok zor ve kendilerine ağır bir yük yüklendi.

Yenilenen il teşkilatına baktığımda, teşkilatçılıkta tecrübeli, sivil toplum ve toplumun farklı kesimlerinde kendisini ispat etmiş kişilerin olması halk ve teşkilât arasındaki bağı güçlendireceğine inanıyorum. Ayrıca kadın yönetici sayısının eskiye nazaran artması da yerinde bi karar olmuş. Rabbim yar ve yardımcıları olsun.

Bu süreçte birçok şeyler söylendi, birçok yorumlar ve dedikodular yapıldı. Bazen kaynağı olmadan yapılan yorumlar kişi ve kurumlara leke getirebiliyor. Meselâ en dikkatimi çeken yorumlardan bir tanesini sizinle paylaşayım.

Daha önce Konya il Başkanlığı yapan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Ahmet Sorgun'un duruşu, kişiliği ve Tayyip Bey'e yakın olması nedeniyle Konya'nın abisi lakabıyla anılıyor.

Ahmet Sorgun daha önce beraber hizmet ettiği kendisine yakın ekip arkadaşlarının il başkanlığı için ismi geçmesine rağmen Tayyip Bey'in takdiriyle Hasan Angı'nın il Başkanı olması neticesinde “Ahmet Sorgun'un partide sözü geçmiyor, ağırlığını koyamadı.” türünden dedikoduları beraberinde getirdi.

Şunun bilinmesini isterim. Ben şahsen kendisini yakinen tanırım. Ahmet Sorgun bey Şahıs değil, dava adamıdır. Davasına ve liderine oldukça sadıktır. Daha önce birilerinin yaptığı gibi paralel örgütlenme yapmak ve sırf kendisine yakın isimlere makam dağıtmak için değil, bu davayı en iyi yere nasıl çıkarırız, neler yaparız düşüncesinde olan biridir. Bu davanın lideri Tayyip Erdoğan'dır ve son noktayı her zaman O koyar.

Günün sözü; Küçük kafalar kişileri, orta kafalar hadiseleri, büyük kafalar ise fikirleri konuşur.

  Selâm ve dua ile...