7 Haziran'dan bu yana Türkiye'nin muhtelif yerlerinde meydana gelen, asker, polis, sivil ayrımı gözetmeksizin yaşanan terör saldırılarında hayatını kaybedenlerin, şehit düşenlerin sayısı 365'in üzerinde...

Şehit acısını tatmayan, şehit acısını yaşamayan şehir neredeyse hiç kalmadı...

Türkiye'nin enerjisinin büyük bir bölümü terör olayları ile harcanıyor. 

Ülkeyi yönetenlerin asıl gündemi Türkiye'yi daha iyi yerlere taşımak, daha yaşanabilir, daha müreffeh bir ülke haline getirmek olması gerekirken, terör olaylarından başlar kaldırılıp etrafa bakılamıyor. 

Daha acılarımız tazeyken, yeni acılara gebe kalıyor, onları yaşarken, bir sonraki gün alacağımız acı haberlere yüreklerimizi hazırlamaya çalışıyoruz. 

Rahatsızız...

Türkiye'nin terör olayları ile anılır bir ülke haline gelmiş olmasından rahatsızız.

Çevremizi çepeçevre saran düşmanların ülkemiz üzerinde oynadıkları oyunu seyretmekten rahatsızız.

Yarının bize neler getireceğini beklerken rahatsızız. Umutvarız ancak umutlarımız da kırılma noktasına geldi. 

Sayın Başbakanım, gönül isterdi ki, Konyalılar olarak, hemşerilerin olarak Konya özelinde isteklerimiz olsun. 

Ancak terör belası ülkeyi kasıp kavururken kendi şehrine daha sık gel. Burayı unutma. Yatırımların takipçisi ol. Her geldiğinde yenilikler müjdele. Her gidişinde koltuğunun altında dosya dosya projelerle git isteriz. Ancak bunları söyleyebilecek yüzümüz yok. Ülkemiz terör lanetiyle, etrafımızı sarmış olan kalleşlerle mücadele ederken senden hiçbir şey isteyemeyiz. Bu dudumdan da rahatsızız.

Sayın Başbakanım, terörün kökünün kazınması için verilen mücadelenin farkındayız. Ancak ne hikmetse içimizde bir öğrenilmiş çaresizlik var. Biz, öğrenilmiş çaresizliklerimizden rahatsızız...

Bakın siz Konya'ya gelmeden bir gün evvel, yani dün Sur'dan şehidimiz geldi. Uzman Çavuş Coşkun Karabulut...

Dün öğlen namazına müteakip toprağa verildi...

Ne güzel, şehadet şerbetini içti. O an ne hissetti, son nefesini nasıl verdi bilemiyoruz. Ölmek nasıl bir duygu bilmiyoruz. Ama inanın biz her şehit haberinde tekrar tekrar ölüyoruz. 

Şehidin gariban babasının gözlerine baktığınızda yaşadığı acıyı hissedebiliyorsunuz Sayın Başbakanım. Hani baba ya... Metanetli olmalı ya... 

Metanetli görünmeye çalışıyor ama yüzendeki her bir çizgi ne kadar büyük bir acı hissettiğini aksettiriyor Sayın Başbakanım.

Şehidin anacağı...

Yüreği dayanmıyor gencecik evladını kara toprağa vermeye. Mürüvvetini görecekti. Gelini olacaktı. Torunlarını kucağına alacaktı... 

Hepsi bir anda yok oldu gitti işte.

Kadere inanıyoruz. İmanımız kavi Sayın Başbakanım. 

Ona şüphe yok elhamdülillah...

Ancak biz her gün acı çekmekten rahatsızız.

Biliyoruz ki siz de rahatsızsınız. 

Bitsin istiyoruz Sayın Başbakanım.

Bitsin...