Saadet Partisi (SP) Karatay İlçe Başkanı Ali Genç, 26 Kasım 2017 Pazar günü gerçekleştirilecek olan SP Karatay İlçe Başkanlığı 6. Olağan Kongre ile ilgili açıklamada bulundu. Başkan Genç, "Kongremizi 26 Kasım 2017 Pazar günü Saat: 10.00'da 6. gerçekleştireceğiz. Bera Otel'de gerçekleşecek olan kongremize konuşmacı olarak Genel Başkan Yardımcımız Birol Aydın teşrif edecektir.  Kongremize tüm hemşerilemizi davet ediyoruz” dedi. 

Ülke sorunları ve gündemle ilgili de açıklamada bulunan SP Karatay İlçe Başkanı Ali Genç, "

çarpık kentleşmenin doğurduğu sonuçlar, enflasyon ve faizdeki artışlar hakkında bilgi verdi.

Genç, “Görülen şu ki Belediyelerin dolayısı ile şehirlerimizin durumları hiçte iç açıcı değil. Çünkü şehirler adeta beton yığını haline geldi. Şehirlerimiz yaşanmaz hale getirildi. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Bu ülkenin Genel yönetiminde 15 yıldır, belediye yönetimlerinde 25 yıldır söz sahibi olan şehirlerin kaderini belirleyen bakanlar söylüyor. Başbakan söylüyor, Sayın Cumhurbaşkanı söylüyor. Bu elbette sevindirici bir gelişme, çünkü biz Saadet Partisi olarak yıllardan beridir bu tehlikeye yani dikey yapılaşmaya, ranta dayalı şehirleşmeye karşı çıkıyorduk. Cumhurbaşkanının İstanbul’a ihanet ettik sözü, insanın hatasını kabul etme anlamında bir erdem ama yapılan hatalar, şahsi hatalar değil toplumu ilgilendiren  geleceğimizi, gelecek nesilleri ilgilendiren hatalar bundan dolayı bu yapılan yanlışlar her kim tarafından yapılmışsa bir karşılığının olması gerekir. Aynı hatalardan, ranta dönük dikey yapılaşmadan Konya’da nasibini almıştır. Bunun neticesinde de güzelim şehrimiz adeta beton yığını haline getirilmiştir. Kentsel dönüşüm adı altında mahaller tamamen yıkılıp yok ediliyor, çok uzun yıllara dayanan komşuluk ilişkileri bitiriliyor, insanların doğup, büyüdükleri semtlerden, mahallerden, sokaklardan eser kalmıyor, adeta şehirlerin hafızası siliniyor. Her yöreye her şehre özgü mimari doku yok ediliyor. İnsanların ayakları yerden, topraktan kesilmiş, o kibrit kutusu gibi binaların içerisine insanlar istiflenmiş bunun adına da gelişmişlik denilmiş. Buralardaki kat artışı önceki müstakil evlere oranla 8-10 kat çıkmış bununla beraber altyapı sorunu, park sorunu, trafik sorunu çıkmaya başlamıştır. Bugün şehrimizde trafik sorunu çekilmez bir hal almaya başlamıştır" dedi. 

YAŞANABİLİR BİR TÜRKİYE, YAŞANABİLİR ŞEHİRLERLE OLUŞUR 

“Yaşanabilir şehirler ise yatay mimari ile az katlı evlerin konutların olduğu, insanların ayaklarının yerden kesilmediği, sokaklarında cıvıl cıvıl çocuk seslerinin geldiği, köklü komşuluk ilişkilerinin olduğu, insanların huzur içerisinde yaşadığı mekanlarla oluşur” diyen Genç konuşmasına şu şekilde devam etti: “Devlet ve belediyelerimiz aslında sosyal devlet ve sosyal belediyecilik yapmalı ama maalesef belediyelerimiz bir emlakçı mantığıyla nasıl daha fazla rant elde ederim mantığıyla çalışmakta olup vatandaşı fakir fukarayı, garip gurebayı asla düşünmemektedir. Bu şartlar altında garibanın ev sahibi olması asla mümkün değildir. Bu ve bu gibi konularda sorunlar ancak Milli görüş anlayışı ile çözülür.Ülkemizin sorunları sadece bunlar değil. Son aylarda gerek yurt içinde yaşanan terör olayları ve gerekse diğer sosyal ve siyasal olaylar, özellikle AK parti içinde yaşanan olaylar ile komşu ülkelerde yaşanan çatışmalar Türkiye’de gündemi çok fazla etkiliyor ve ülkemizin gündemi bir anda değişiyor. Bu olaylar özellikle iktidarı ve siyasi partileri fazlasıyla meşgul ediyor. Öyle ki iktidar ve ana muhalefet partisi CHP, milletimizin ekonomik ve sosyal sorunlarının çözümü ile ilgilenmeye fazla zaman ayıramıyor. AK  Parti kendi iç işleri ile Belediye Başkanları ile uğraşıyor. CHP de AK Parti içindeki bu anlamsız sorunlarla ilgili tartışmalara katılıyor. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda 2018 yılı bütçesi görüşülüyor. Ama kimsenin ilgisini fazla çekmiyor. Çiftçi, işçi, memur,emekli, esnaf ve işverenler perişan. Hepsi sorunlarının çözümünü bekliyor. Ama iktidar partisi, AK Parti yetkilileri sadece konuşuyor. CHP’de iktidara laf yetiştirmeye gayret ediyor, tartışmalar sürüp gidiyor. İşin daha ilginç olanı ise iktidar partisi de aslında gidişattan memnun değil, sanki kendiside muhalefetteymiş gibi yapılanları eleştiriyor. Burada merak ettiğimiz acaba 15 yıldır bu ülkeyi AK Parti yönetmiyor da başka bir parti mi yönetiyor. Bunu da doğrusu merak ediyoruz. Ülkemizin ekonomisi her geçen gün kötüye gidiyor" değerlendirmesinde bulundu.

“SAYISAL OLARAK 3 MİLYON 443 BİN İNSANIMIZ İŞSİZDİR”

Türkiye’de işsizlik konusuna da değinen Genç, “TÜİK tarafından yayınlanan verilere göre, Haziran 2017’de yüzde 10.2 olan işsizlik oranı Temmuz 2017’de yüzde 10.7 ye yükselmiştir. Yani işsizlik oranı bir ay öncesi ile karşılaştırıldığında yüzde 0.5 artmıştır ve çift haneli rakamlarda seyretmektedir. Sayısal olarak 3 milyon 443 bin insanımız işsizdir. 2016 yılının Temmuz ayındaki işsizlik oranı da yüzde 10.7 idi. Yani Haziran 2017’deki işsizlik oranı bir yıl önceki ile aynı düzeydedir, azalmamıştır. Ancak sayısal olarak 2016 yılı Temmuz ayında ülkemizde 3 milyon 324 bin olan işsiz sayısı 2017 yılı Temmuz ayında 3 milyon 443 bine yükselmiştir. Yani bir yılda işsiz sayısı 119 bin kişi daha artmıştır. Yıllardan beri işsizlik oranı yüksek düzeyde seyrediyor. Bu durum iyiye değildir. Dileğimiz  bu ülkede yaşayan her insanımızın iş bulup çalışması ve dolayısıyla işsizlik oranının düşük olmasıdır" diye konuştu. 

ENFLASYON (TÜFE) ARTTI

(TÜFE)’nin bir önceki aya göre arttığını söyleyen Genç, “TÜİK verilerine göre, 2017 yılı Ekim ayı enflasyon (TÜFE) bir önceki aya göre yüzde 2.08 arttı. Yıllık enflasyon da yüzde 11.90 olarak gerçekleşti. Şubat 2017’den başlayarak çift haneli rakamlarda seyreden enflasyon Temmuz 2017’de tek haneli rakama, yüzde 9.79’a düştü. Ancak Ağustos 2017’den itibaren tekrar çift haneli rakamlara yükseldi ve yüzde 10.68 oldu. Ağustos 2017’de yüzde 10.68 olan yıllık enflasyon, Eylül 2017’de yüzde 11.20’ye ve Ekim 2017’de yüzde 11.90’a yükseldi. Enflasyondaki artış tüm toplum kesimlerini çiftçi, işçi, memur ve emeklilerimiz ile esnafımızı etkilemektedir. İktidar enflasyon konusundaki hedefini maalesef geçmiş yıllarda tutturamamıştır. Dileğimiz 2017 yılında yüzde 6.5 olarak belirlenen enflasyon hedefinin tutturulabilmesidir. Ama tutturacağına pek ihtimal veremiyoruz” ifadelerini kullandı.

2017 yılında faiz artışlarının çok olduğuna da değinen Genç konuşmalarına şöyle devam etti:  “2017 yılının ilk  9 ayında bütçeden faize 46,6 milyar TL ödeme yapılmıştır. 2017 yılının tamamında bütçeden yapılacak faiz harcamalarının miktarı 57,5 milyar TL olarak hedeflenmiştir. Görünen o ki bütçeden yılsonunda hedeflenen miktar kadar faiz ödemesi yapılacaktır. Bu arada dövizdeki artış engellenemiyor. Vergiler artırılıyor. Zamları ardı arkası kesilmiyor. Bütçe sürekli açık veriyor, daha bir kere bile ağızlarından Denk Bütçe sözcüğü çıkmamıştır. Anlaşılan o ki AK Parti'nin lügatinde ‘Denk Bütçe’ sözcüğü hiç yok. Evet, vergilere zam yapılarak , akaryakıt ürünlerinin fiyatı yükseltilerek vatandaştan alınan paraların nerelere gittiği belli oluyor. Faize, borç ödemelerine ve bütçe açıklarının kapatılmasına gidiyor. Dileğimiz  denk bütçe yapılarak  bütçe açığının ortadan kaldırılması, bu yapılmıyorsa hiç değilse bütçe açığının azaltılmasıdır. Duamız temennimiz İnşallah tüm bu sıkıntıların aşıldığı toplumumuzun huzur ve refah içerisinde yaşadığı yaşanabilir bir Türkiye ve Yeniden Büyük Türkiye’nin kurulduğu günleri en kısa sürede görmeyi bizlere nasip etsin diye Rabbimize dua ediyoruz” dedi. 

METEHAN KESKİN 

Editör: TE Bilişim