24 Haziran seçimleri için "Değiştir" sloganıyla yola çıkan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu Konya'da vatandaşlarla biraraya geldi. Saadet Partisi İl Başkanı, Milletvekili Adayları ve teşkilat mensuplarının da katılımıyla Konya Kılıçarslan Meydanı'nda gerçekleştirilen mitingde binlerce Saadet Partili'ye seslenen Başkan Karamollaoğlu, Milli Görüş Hareketinin merhum lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın politikalarını hatırlattı. Konya'nın milli görüş hareketinin kalesi olduğunu vurgulayan Başkan Karamollaoğlu, Konya'ya güvendiklerini,  Konya'nın Milli Görüş'e destek vereceğine inandıklarını söyledi. Ağırlıkla Türkiye'nin ekonomi ve dış politikası üzerinde duran Karamollaoğlu, iktidarın yanlış yolda olduğunu iddia ederek, "Biz AK Partili arkadaşlarımızla geçmişte birlikte siyaset yaptık. Dostluğumuz var. Şuanda da yanlış yola gitmiş olsalar da yanlışlarını söyleriz ama hasım olarak görmeyiz. Bütün yanlışlarına rağmen, Türkiye'yi içine soktukları şu bunalıma rağmen biz onları kardeş olarak görürüz" dedi, birleştirici mesajlar verdi. 

'KONYA'NIN AYRI BİR YERİ VAR'

Konya'da konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu konuşmasına, Konya'nın Milli Görüş Hareketi için ayrı bir yeri olduğunu hatırlatarak başladı. Milli Görüş'ün merhum lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın milli görüş Hareketi'ni Konya'dan başlattığını anımsatan Karamollaoğlu, "Konya milli görüşün kalesidir. Konya'nın Milli Görüş Hareketi'nde bambaşka bir yeri var. bunu biz hiç bir zaman unutmadık. Sadece siyasi hareket olarak değil, bizim için ekonomi ve sanayi çok önemli. İşte ilk organize sanayi bölgesini de Konya'da bu sebeple başlattı. TÜMOSAN'ın da temelli bu sebeple atıldı" dedi. 

'DOST ACI SÖYLER'

Milli Görüş Hareketi'nin temsilcisi olan partilerin siyasi arenada zor dönemler geçirdiğini, birkaç kere kapatılma ile karşı karşıya kalındığını hatırlatan Başkan Karamollaoğlu, bugünkü AK Parti iktidarının da Milli Görüş içerisinden ayrılarak oluştuğunu dile getirdi. Bu nedenle, iktidarın sık sık "Milli Görüş'ün merhum lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın mirasına sahip çıkıyoruz" ifadeleri kullandıklarını ancak bu durumun gerçeği yansıtmadığının altını çizen Karamollaoğlu sözlerine şöyle devam etti, "Milli Görüşün lideri olan Erbakan hocamızın bu bölünmelerden sonra açıkça kendisinin ne için çalışıldığını AK Parti ile önünün nasıl kesildiğini, Siyonizm'e nasıl hizmet edildiğini çok net bir şekilde ortaya koydu. Biz AK Partili arkadaşlarımızla geçmişte birlikte siyaset yaptık. Dostluğumuz var. Şuanda da yanlış yola gitmiş olsalar da yanlışlarını söyleriz ama hasım olarak görmeyiz. Bütün yanlışlarına rağmen, Türkiye'yi içine soktukları şu bunalıma rağmen biz onları kardeş olarak görürüz. Ancak dostluğun bir özelliği var, dost acı söyler. Biz tenkit yaptığımız zaman kalbimizde bir husumet olduğu yanlışına kapılmasın. Biz sevdiklerimizin yanlışlarını ortaya koyarız."

'HAKSIZLIĞA RAZI OLMAYIZ'

Saadet Partisi'nin siyaseti şahsileştirmeden yoluna devam eden bir parti olduğunu vurgulayan Başkan Karamollaoğlu, siyasetin ülke meselelerini çözmek için yapıldığını söyledi. Ülke meseleleri konu olduğunda sözlerini esirgemeyeceklerini belirten Karamollaoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü, "Biz Milli Görüşçüyüz. Bizim Milli Görüş olarak Erbakan Hocamızla yola çıktığımızda bizim önümüze hedefler koymuştu. bu hedeflerden biri ahlak ve maneviyatın ihya edilmesiydi. Çünkü bizim hedefimiz büyük. Biz sadece ülkemizde yaşayan, bizim gibi inanan insanların menfaatlerini gözeterek siyaset yapmayız. Biz bütün ülkemizi düşünürüz. Milleti aldatmayız, yalan söylemeyiz, yolsuzluğa tevessül etmeyiz. Biz haksızlığa kesinlikle razı olmayız. Bizim ideallerimiz başka. Biz yeri geldiği zaman haksızlık karşısında susamayız. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır biz buna inanırız. Biz bu hakkı bir gün milletimizle birlikte yerine oturtacağız. Hak ve adalet duygusu olmadan ahlaki ve manevi değerler oturmaz. Vatan ve millet sevgisini çocuklarımız okullarda öğrenemez. bunun için biz farklıyız. İşimize geldiği zaman hadiseleri çarpıtamayız. Milleti aldatamayız. Erbakan hocamızın bize ilk verdiği mesaj buydu. Bütün İslam ülkelerine, bütün dünyada barışı, adaletin sağlanması için gayret göstereceğiz. Bunların yanında bizim güce de ihtiyacımız var. Güç demek sanayi demektir, güç demek üretim demektir, güç demek teknoloji demektir. Onun için bu hareket başlatıldığında Konya'da organize sanayi bölgesi kuruldu. Onun için TÜMOSAN inşa edildi. Onun için Türkiye fabrikalarla donatıldı. Tabi güç sadece sanayi değildir. Tarım ve hayvancılık da gerekiyor. Konya en büyük tarım topraklarına sahip. Tarımı desteklemek, çiftçimizi zenginleştirmek bizim en temel görevlerimizden. Türkiye bir zamanlar dünyada kendi ile yetinen bir ülkeydi bir zamanlar."

'DIŞ TİCARET AÇIĞI ARTIYOR' 

Tarım politikalarına değinen Başkan Karamollaoğlu, bugünkü politikalarla tarımın ihya edilemeyeceğini söyledi. "Sen çiftçinin vergisini indirmezsen, gübreden, ilaçtan vergi alırsan olmaz" diyen Karamollaoğlu, sözlerine şöyle devam etti, "Ürünlere verilen fiyatlara bakıyoruz çok düşük. Çiftçi kaç yıldır bu rakamlara mahkum ediliyor. Erbakan hoca 1996'da Başbakan olduğu zaman buğdaya yüzde 110, pancara yüzde 250 zam verdi. Neden verdi bunu? Siz tarımı desteklersiniz bu destek doğrudan ülke insanına verilmiş oluyor. Dışarıdaki elin çiftçisini destekleyeceğimize kendi çiftçimize destek vermek kime zarar verir? Dışarıdan 1 milyona yakın hayvan ithal ettik. Şimdi sıra soğan ithalatına geldi. Bu halimizin perişanlığını gösteren en açık delil. Bizim Türkiye'mizde patates, buğday, tütün, pamuk, meyveler, sebzeler emvayi çeşit. Her ürün için bir politika olması gerekir. Hangi ürün için hangi destekler verilebilir? Kalite nasıl sağlanır? Her ürün ucuza nasıl mal edilir? Her ürün nasıl ihraç edilir? Bu politikaları düşünmek lazım. Oluşturamazsan bu hale düşer, soğan ithal etmeye mahkum olursun. Her yerimiz dökülüyor. Sanayiye bak, dolar almış gidiyor. Senin rakiplerin karşılarında güçlü bir ülke istemezler. Sen ona göre tedbir alacaksın. Hangi tedbiri almak gerekir düşünmek gerekiyor. Kur dalgalanmasının temel sebebi bizim hep dövize muhtaç olmamız. Her şeyi borçla yapıyor hükümet. Hastane, köprü yapıyor borç alıyor. Adam borcunu ödeyemeyince elindeki kelepir fiyata satar. Sonra onu borcunu ödemek için kullanır ama arkasından da daha yüksek faizlerle yeni borç almak ihtiyacı doğar. Bu sefer borç büyür, iflas eder, ayakta duramazsın. Türkiye bu hale geldi. Dış ticaret açığı her sene artıyor. Türkiye 41 milyar doların üstünde açık veriyor. Siz dolara muhtaçken doların fiyatını kontrol edemezsiniz. Denk bütçe yapmak şart. Denk bütçe yapmak için şartlarını oluşturmak gerekiyor. Bugün ekonomide ciddi bir kargaşa var. Bu arkadaşlarımız TÜMOSAN gibi bazı istisnalar dışında 90 yıldır ülkemizde kurulan bütün fabrikaları sattılar. Ne kadar para aldılar? Yaklaşık 60 milyar dolar para aldılar. Şimdi yeniden kursanız o fabrikaları 600 milyar dolara ihtiyacınız var. Şuan zenginmişiz gibi görünüyoruz. Bu arkadaşların ekonomi politikaları iflas etmiştir. Erbakan Hocamız bunların yaptığı yatırımlara müstemleke bir yatırımdır derdi. İşsizliği çözemiyorlar, borcu ödeyemiyorlar, gelir dağılımında adaleti sağlayamıyorlar. Asgari ücret açlık sınırında.  Asgari ücreti artırdık diyorlar ama enflasyon da artıyor. Ekonomik olarak güçlü olmayan ülkeler dış politikada da güçlü bir irade ortaya koyamazlar."

DIŞ POLİTİKAYI DEĞERLENDİRDİ

Dış politikayla ilgili değerlendirmesinde dış politikanın çöktüğünü söyleyen Karamollaoğlu, bugünkü iktidarın kendilerine göre dış politikada yaptıkları hataları sıraladı. Konuyla ilgili Karamollaoğlu şu açıklamalarda bulundu, "İlk hataları ABD Irak'ı işgal ettiğinde onlara destek vermemiz oldu. Arkasından Suriye politikası. Ellerine, yüzlerine bulaştırdılar. Cuma'yı Şam'da kılarız dediler ne gelmez Cuma'ymış. Yapamayacakları işleri vaat ediyorlar. Çünkü sırtlarını başka yerlere dayamışlar. Şuanda dünyanın birçok yerinde Müslümanlar katlediliyor biz sadece bakıyoruz. Hiç bir gücümüz var müdahale etmeye. Bir zamanlar Putin'le araları iyice açıldıydı. Sonra ne oldu? 15 Temmuz oldu birdenbire Putin'le dost oldular. Bizim buna itirazımız yok. Bizim gibi ülkelerin daha geniş bir perspektifle hareket etmeleri gerekir. Bu doğrudur. Ama sınırlarımızı, nerede duracağımızı bileceğiz. 15 yıldır iktidardalar ağızlarına 1 kere İslam Birliği'ni almadılar. Kıbrıs gidiyor. Annan Planı Kıbrıs'ın elimizden çıkmasının ilk adımıydı."

'SAADET İÇİN BARAJ ENGELİ KALKTI

Saadet Partisi'ne karşı yöneltilen eleştirilere de cevap veren Karamollaoğlu, "Seçim yaklaştı. Oylarınızı kullanırken titiz davranmak zorundasınız. Bazı yanlış propagandalar yapılıyor. İttifaklar yapılıyormuş, din düşmanları ile ittifak yapıyormuşuz. Hadi oradan, kim söylüyor bunu? Biz prensiplerimizden taviz vermeyiz. Biz Ecevit'le koalisyon kurduk. En ciddi adımları o dönemde attık. Devrim mahiyetinde hareketler yapıldı. Ağır sanayi, Kıbrıs Harekatı... Neler yaptık neler. Şimdiki iktidar hangisine teşebbüs edebiliyor? Hocamızın bütün fabrikalarını yıktınız. Biz buradayız. Yanlışların önünde duracağız.Biz de bir ittifak kurduk. Onlardan da ittifak teklifi geldi ama bizim politikalara uyacaksınız dediler. Yanlışlarımıza ses etmeyeceksiniz dediler. Biz ne dedik? Kusura bakmayın biz bu vebalin altına girmeyiz dedik. Birçok kardeşimiz biz size oy vereceğiz ama barajı geçemezsiniz diyorlardı, artık baraj engeli kalktı. Biz Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi'ne karşıyız. cumhurbaşkanı denetlenemiyor. Biz hakkın ve hukukun sağlanmasını istiyoruz. Yürütme, yasama, yargı birbirinden bağımsız olacak. Yargının tepesinde demokrasi kılıcı gibi tepesinde biri olmayacak. Yargıçlar adil karar veremiyor. İktidarın hoşuna gitmeyen karar alınınca iktidar görevden alıyor. Terörle en ciddi mücadeleyi biz yaparız. Ancak biz hukukun, adaletin dışına çıkmayız. İlk yapacağımız iş yolsuzlukları durdurmak, gösterişi bitirmek, gereksiz yatırımları durdurmak" ifadelerini kullandı. 

'KONYA MİLLİ GÖRÜŞÜ DESTEKLEYECEKTİR' 

Saadet Partisi'nin Meclis'e güçlü bir şekilde girip hükümet kurması halinde önemli projeler ortaya koyacaklarını dile getiren Karamollaoğlu sözlerini şöyle tamamladı, "Rizeli'ye gidiyorsunuz çay, Giresun'a gidiyoruz fındık, Antalya'ya gidiyoruz sebze-meyve Allah'a şükür Türkiye çok zengin ama kıymetini bilmiyorlar. Biz her konuda projeler hazırladık, planlar yaptık. Seçimlerden sonra iktidar olarak ilk yapacağımız iş muhalefetle, eski iktidarlarla kucaklaşmak olacak. Biz barış ve huzurun ancak kucaklaşma ile sağlanacağına inanıyoruz. Onun arkasından da ekonomi, tarım, teknoloji gibi her sahada büyük gayret göstereceğiz. Dış politikada da şahsiyetli bir politika izleyeceğiz. Biz İslam aleminin ayağa kalkmasını istiyoruz. Çifte standart, sömürülmek istemiyoruz. AB'nin kapısında beklemek zorunda değiliz. 14 yıldır AB'nin kapısında bekliyoruz. Bizden sonra herkes girdi. Adamlar diyor ki burası Hıristiyan kulübü size yer yok. Biz size gireceksiniz diye her şeyi yaptırırız diyorlar. Bunu görmek gerek. Konya Milli Görüş'ün kalesidir, orta direğidir. Konya'yı az çok tanıyoruz. Hamleler onun için burada başladı. Konya umut ediyorum ki Milli Görüş'e yeniden sahip çıkar." 

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA 

Editör: TE Bilişim