Ülkemiz ekonomisini olumsuz etkileyen unsurlardan birisi de Plansız Ticaretin gün geçti çoğalmasıdır.

Birçok sektörde, aynı işi yapan işletme sayısının ihtiyaçtan fazla olmasıyla kazanç düştüğü gibi, zararda oldukça yüksek olur.

Plansız ticaret yapan kendi para kaynaklarını tüketmesinin yanında, başkasının parasının yok olmasına neden olur.

Bunun yanında zamanını boşa harcadığı gibi, kaybettiği paradan dolayı da psikolojik birçok sorunu da yaşar.

Bu durum sadece kişiye zarar getirmez. Üreticiden tüccara, verimlilikten enflasyona, kamu gelirlerinden faizlere kadar tüm ekonomiyi olumsuz etkilemeye devam eder.

Ülkemizde ve şehrimizde plansız ticaretin sebep olduğu sorunları yaşamak istemiyorsak, plansız ticaretten vazgeçmeliyiz.

Böylelikle hem paramız hemde vaktimiz boşa gitmez. Elimizdeki avucumuzdaki birikimlerimizi korumuş oluruz. 

Konuyla ilgili Ankara Ticaret Odası(ATO) Başkanı Gürsel Baran’ın değerlendirmesini sizlerle paylaşmak istiyorum.

ATO Başkanı Gürsel Baran,“Girişimci bir milletiz ve girişimci sayımızın daha da artması gerekiyor. İstihdam için yeni işletmelerin gerektiği de muhakkak. Ancak plansız gerçekleşen yatırımlar, hem yeni kurulan işletmelere, hem o alanda faaliyet gösteren işletmelere zarar veriyor. Ülke kaynakları da heba oluyor. Yatırımlar, ihtiyaç olan alanlarda yapılmalı ve mesleki eğitimler de bu doğrultuda şekillendirilmek gerekir.”

Baran, plansız yatırımların ve ticaretin ihtiyaçtan fazlasına yapılmaması gerektiğine dikkat çekerek; yapılacak olan yatırımların ve ticaretin mutlaka planlı ve ihtiyaç ise öyle yapılmasını dile getiriyor.

Kalkınmış ülkelerde planlı bir ticaret ve yatırım takip edilmekte olup, hiçbir şekilde de taviz verilmemektedir. Her ne olursa olsun, ihtiyaçtan fazlası hiçbir ticarete ve yatırıma izin verilmiyor.

Şehrin ve ülkenin ihtiyacı doğrultusunda ticaret ve yatırım yapılması ön planda tutuluyor.  

Fransa’daki örnekte olduğu gibi, bir ayakkabı markası Paris’te mağaza açmak istiyor. Ancak bir caddede 3 ayakkabıcı daha olduğu için izin verilmiyor.

Birçok Avrupa ülkesinde de AVM’lerin sayıları oldukça sınırlıdır. Her yere AVM açtırılmıyor. AVM’lerin yanında, diğer sektörlerde de aynı anlayışla hareket ediliyor.

Bu konuda da yine ATO Başkanı Gürsel Baran önemli bir uyarıda bulunarak, “Bu bir model olarak alınıp kullanılabilir. Planlama kentlerin yerel yönetimleri ya da ticaret odaları eliyle yürütülebilir” diyor.    

Söz konusu bu model şehrimizde ve ülkemizde de kullanılabilir. Bu iş iktidar, ilgili bakanlıklar, yerel yönetimler ile ticaret odaları eliyle yapılabilir.

Ancak o zaman ihtiyaçtan fazlası ticaret ve yatırım yapılmaz. Daha sağlıklı ve kalıcı bir yapı gelişir.

İnsanlarda plansız ticaret ve yatırımlardan vazgeçerek, ekonomik olarak bir zarar yaşamazken, servetlerini de tüketmemiş olur.

Girişimci bir milletiz ve girişimci sayımızın artmasını istiyoruz ama plansız ticaret ve yatırım yapmamızın da bir anlamı yoktur.

Hele birde içinde bulunduğumuz pandemi sürecini düşünürsek, bu tür adımların hiçte yerinde olmadığını görür ve anlarız.

Yanlış ve plansız yapılan ticaret ile yatırım, sonu belli olmayan bir maceraya atılmak gibi görüyorum.

Sonuçta bu tür yatırıma ve ticarete atılanların ekonomik kayıpları bizim ve ülkemizin servetinin kaybolması anlamına da gelmektedir. 

Bu tür olumsuzlukları yaşamak istemiyorsak, öncelikle yanlış, plansız ticaret ve yatırımlardan uzak durmalıyız.

Bunu yapmakla hem kendimizin hemde ülkemiz kaynaklarının heba edilmesinin önüne geçmiş oluruz.

Ticaret ve yatırım yapacak isek, öncelikle ülkemizin ve şehrimizin ihtiyacı olan sektörlere yönelik araştırma yaparak, yatırım yapmalıyız.

Bir başkası bir dükkân veya iş yeri açıp kazanıyorsa, bende kazanırım deyip, bir iş yeri açmamalıyız.

Ne dersiniz sizce de öyle yapılması gerekmez mi?