En halis, en saf, en iyi niyetli taraflarımızla baktığımızda idarenin ve milletin yeniden uyanışına vesile olduğunu düşündüğümüz 15 Temmuz 2016 kalkışma hareketi veya darbe girişiminin ardından kollar hızla sıvandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı dönemine denk gelen 17/25 Aralık operasyonlarının tam hatırlamıyorum ama öncesinde veya sonrasında paralel devlet yapılanmasına işaret ederek 'inlerine gireceğiz inlerine' sözleri kulaklarımda sürekli olarak yankılanıyor. 

Ne yazık ki, 15 Temmuz, onların bizim inimize kadar girdiklerini ortaya koydu. 15 Temmuz'un ardından paralel bağlantılarına bakıldığında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başyaverinin bile vatan hainlerine hizmet ettiği ortaya çıkarılmış oldu. 

Ve yine baştaki cümlemi hatırlamak ve hatırlatmak isterim ki, 15 Temmuz darbe girişimi uyanışa vesile olmuş. 

Bizim hayır gördüklerimizde şer, şer gördüklerimizde de hayır olacağını söyleyen efendimiz Hz. Muhammed (SAV)'in bu sözü zamandan ve mekandan arındırılarak her döneme hükmedebildiğini gösteriyor bu olayla...

Önce onların inlerini temizlemek gerekiyordu, gereği neyse yapılıyor. 

Operasyonlar daha tabana indirgendiğinde ise hiç ummadığımız insanların birer birer paralel bağlantısı kuşkusu ile gözaltına alındıklarını görüyoruz. 

Ve yine bu dönemde akılda şüphe uyandıran bir takım olaylarla da karşılaşıveriyoruz. 

22 Temmuz ve 25 Temmuz tarihlerinde Konya Tapu ve Kadastro İl Müdürlüğü binasında bomba ihbarı yapıldı. 

Yetkili ağızlardan edinebildiğimiz bilgi kadarıyla içeride her şey yolundayken, hiçbir olay vuku bulmamışken bu ihbarlar yapılmış. Tam olarak ihbar da denemez. Tapu binasının içini boşaltmaya yönelik olarak dışarıdan içeriye sızdırılan bir bilgi diye de yorumlayabiliriz. 

Tapu ve Kadastro Bölge Müdürlüğü binasındaki sonradan asılsız olduğu anlaşılan ve üst üste iki defa tekrar eden bu olayı duyunca, durup düşündüm. 

Böylesi bıçak sırtı bir dönemde kimseyi karalamayacağımız gibi, olan biten olayların dışına da kendimizi süzemeyiz. 

Sorumluluğumuzun gereği olarak kuşku uyandıran benzeri olayların yoğun gündem içerisinde sümen altı olmasını istemeyiz. 

Konya istihbaratının gözü açık. Küçücük bir açıktan yola çıkarak olası büyük çaplı olayların da önüne geçebiliyoruz bu açıdan. 

Başta Konya Valisi Yakup Canbolat olmak üzere, Cumhuriyet Başsavcısı Bestami Tezcan'ın, İl Emniyet Müdürü Mevlüt Demir'in ve İl Jandarma Komutanı İsmet  Cansaran'ın bu süreçte cansiperane bir şekilde görevlerinin başında olması Konya'nın emin ellerde olduğunu gösterdi. 

Konya istihbaratı sıkı çalışıyor. Tapu ve Kadastro İl Müdürlüğü'nde üst üste iki defa yapılan bu asılsız bomba ihbarı sonrasında da gereğinin yapılıyor olduğuna inanıyorum. Sinek küçük ama mide bulandırır. O küçücük sinek mideyi bulandırdığında ise pisliği ortalığı mahveder. Buna da izin vermemek gerekir. 

Aklımdaki bir başka kuşku da bu dönemde üzerinde hassasiyetle durulan işadamlarının işletmelerinde çıkan yangınlar...

Tam da bu noktada yine kendimi tekrar etmem icap edecek gibi duruyor. Peşin peşin söyleyeyim. Amacımız kimseyi zan altında bırakmak değil. 

Lakin, Konya Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan bir sanayi tesisinde birbirini tekrar eden günlerde ve hemen hemen aynı noktada gece saatlerinde çıkan yangın da kuşkulandığı diğer bir nokta.