Türkiye güçlü bir ülke…

Hepimiz bunun farkındayız…

Azerbaycan’a verdiği destek bunun en büyük göstergesi.

‘Türkiye yanımızda olsun yeter’ cümlesine çok rastladık.

Ha bir de…

Azerbaycan eski Cumhurbaşkanlarından Ebulfez Elçibey’in sosyal medyada gezen videosunu hepimiz izledik.

Hatırlayalım mı?

Ne diyordu Elçibey?

 "Türkiye'den Hocalı'daki kadınları ve çocukları kurtarmak için 4 tane helikopter istedim, vermediler. Ben daha ne isteyeceğim?"

Elçibey başka bir röportajında ise "Türkiye'den 200 milyon dolar kredi istedik, vermediler, İran verecekti, istemedim." demişti.

Tarih kaç?

1992-1993 yılları…

Neden bu örneği verdim?

O yıllarda Türkiye’nin ‘kendine yoktu ki sana versin’

O günün iktidarını konuşmak başka bir şey ama hakikaten Türkiye’nin kendi kendine yetecek durumu yoktu.

Hamdolsun, bugüne geldiğimiz zaman Azerbaycan’a manevi desteğin yanında teçhizat noktasında da büyük desteğinin olduğunu biliyoruz.

Paralı ya da bedelsiz…

Gelelim pandemi dönemine…

Bu süreçte de esnafına, işçisine, patronuna çok büyük destekte bulundu.

Yeterli mi?

Orası ayrı başlık…

Memurunun maaşını ödeyemeyen Türkiye’den, milyonlarca emeklisine bayram ikramiyesi verecek bir ülkeye geldiğimizi de hatırlatayım.

Yani Türkiye güçlü…

Hamdolsun…

Bunları yazarken de her sektörden insanın devletten beklentisi olduğunu ifade etmem lazım.

Bazıları reel beklenti…

Bir de kanuni düzenlemeyle çözülecek sorunlar var.

İşte reel beklenti içerisinde olan sektörlerden bir tanesi…

Özel güvenlik görevlileri...

Türkiye’nin farklı illerinden ve Konya’dan çok sayıda özel güvenlikçi kardeşimiz bana ulaşarak sıkıntılarının giderilmesi noktasında destek istediklerini ilettiler.

Dedim ya…

Bazı talepler reel olmayabilir.

Onun için de taleplerini birkaç gün inceledim ve gördüm ki; hepsi de reel talepler.

Hukuki düzenleme gereken noktalar da var. Ben bir hukukçu değilim ama bakılınca da çözülmeyecek problemler değil.

Önemli olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘bu konuda çalışın’ talimatı vermesi gerektiği.

Tabi ki talepler Başkan Erdoğan’a doğru bir şekilde aktarılırsa da bu talimatı verecektir.

Birkaç bilgi daha vereyim…

Bilindiği üzere özel güvenlik görevlileri 2004 yılında çıkarılan 5188 sayılı bir yasa çerçevesinde hastanelerde, devlet dairelerinde, AVM’lerde, hava limanlarında, otogarlarda, metro istasyonlarında, turizm, tarihi ören yerleri ve  müzelerde, park ve bahçelerde hatta mezarlıklarda görev yapıyorlar.

Yani insan ile muhatap oluyorlar. Hayatın her alanında bizler görev alarak, kısıtlı imkanlarla görevlerini yapmaya çalışıyorlar.

Sayıları da öyle azımsanacak bir rakam değil…

Aktif olarak çalışan 350 bin…

Özel güvenlik görevlisi belgesi almış ama  şuan işsiz ya da bazı sebeplerden geçim sıkıntısına dayalı olarak mesleği bırakanları da sayarsak toplam rakam  1 milyon 200 bin oluyor.

Ailelerini de sayarsak, yaklaşık 5 milyonu ilgilendirecek bir düzenleme talep ediyorlar.

Şu anda sanıyorum bu alanda dernekleşebilen 3-5 tane oluşum var ve anlaşılan bu sıkıntılara tam eğilebilmiş değiller.

Ya da doğru adrese ulaşamamışlar.

Sosyal medyada bir araya gelerek durumlarını gündeme getirebiliyorlar ama cümleler de orada kalıyor.

Öyle Görünüyor en azından…

Peki ne istiyorlar?

Önce bir kardeşimizin birkaç cümlelik sitemini paylaşayım sonra da ne istediklerini paylaşayım.

“Bizlerin çok fazla sorunları var. Şuanki meslek mevcut çalışanların ne doğru düzenli çıkarılmış bir yasaları var ne de sosyal hak ve imkanları var. Çoğunun mesleğe bağlı oluşan mesleki hastalıkları oluşmakta, yetkileri yok denecek kadar kısıtlı beş yılda bir yenileme yaptıkları belge ücretleri, standart olmayan maaşları, fazla mesai yaptırılıp haklarının verilmemesi, kendi rızası dışında işten atılmalar, tazminatı birikmesin diye isten kovulmalar, bir sürü nedenlerle meslektaşlarımız mağduriyet yaşamaktadır”

Bunun gibi çok fazla mesaj aldım.

Peki özel güvenlikçiler ne istiyor?

Standart bir maaş garantisi…

Sabit bir iş garantisi…

Beş yılda bir yenilenen kimlik ve belgenin kaldırılmasını…

Mesleğe dayalı bozulan sağlık sorunları ve mesleki zorluklar nedeniyle erken emeklilik…

Her savunma birimi gibi kendimizi mesleğin gerektirdiği kendi hayatı ve aile hayatına kastedilen tehlikelere karşı taşıma ruhsatı istiyorlar.

Düzenli bir mesai çalışma saatleri…

Hepsi de reel talepler…

Ha bir de…

Genel kolluğa yardımcı mahiyette görev yapıyor olmaları nedeni ile devlet nezdinde mesleki itibarın artırılması için yetki...

Bunlar talepler ve bu talepleri yine bana ulaşan bir özel güvenlikçi kardeşimizin gönderdiği mesajla bitireyim: Aslında çok şeyler istemiyoruz sadece bu mesleği yaparken yaşanılan zorlukların karşılığında rahat görevimizi yerine getirmek istiyoruz. Bizler her zaman olduğu gibi devletimizin bize sunduğu olanaklarla zar zor şartlarda görev yapan, ülkemizin bir savunma mekanizmasıyız. Her zaman da devletimizin ve milletimizin yanında görevlerimizi cansiperane yapmaya devam edeceğiz.

Dedim ya…

Devletimiz her açıdan çok güçlü hamdolsun…

Bütün bu beklentiler de devletimiz nezdinde de reel beklentiler ise özel güvenlik görevlileri sıkıntılarına neşter vurma zamanı gelmiş.

Haksız mıyım?