Meclis Başkanlığı seçimlerinde MHP'nin her turda kendi adayına oy vermesi ve bunun sonucu olarak da AK Partinin adayı İsmet Yılmaz'ın başkanlığa seçilmesi ezber bozdu.

Kurgulanan oyun sonucuna göre kimilerine göre yüzde 60'lık bloğu oluşturan CHP- MHP ve HDP son turda bir adayın ismi üzerinde anlaşarak AK Parti'nin adayı İsmet Yılmaz'ın seçilmesinin önüne geçeceklerdi.

Bu kurgunun içinde olmayan iki kişi vardı. Birisi olayı bildiği halde sesini çıkaramayan ve kendisi istemediği halde İsmet Yılmazı aday göstermek zorunda kalan AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu diğeri de ortaya konulan oyunu bozan MHP Lideri Devlet Bahçeli idi.

Ahmet Davutoğlu oyunu bildiği halde birilerini ters düşmekten çekindiği için bir tepki gösteremedi. Çekinilen yerin kalemşörleri daha oylamaya geçilmeden Meclis Başkanı olarak Baykal'ın adını zikretmeye başlamışlardı. Kendince iri ve bizce yandaş basını takip edenler bu yazıları sıkça okumuşlardır herhalde meclis başkanlığı seçimlerinden önce. 

Bu kalemler İsmet Yılmaz'ın kişiliği ve karakterine bir şey söylememekle birlikte, popüler ve tanınmıyor olmasını gerekçe göstererek bazı AK Partili vekillerden dahi oy alamayacağı yönünde yazılar kaleme aldılar. Ancak MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin oyunu fark etmesi ile birlikte seçimden önce son turda da kendi adaylarına oy vereceklerini açıklaması, İsmet Yılmaz'a oy vermemeyi düşünen bazı AK Parti milletvekillerinin düşüncesini değiştirdi. Tarihe kendi adaylarına oy vermeyen vekiller olarak geçmeyi göze alamadılar. Ve bir yerlerin hemen seçim sonrası yaptığı pazarlıklar MHP'nin bu hamlesi ile bozulmuş oldu.

Bu hamle Ahmet Davutoğlu'nun hükümet kurma aşamasında elini güçlendirmiş oldu. Oyun tutup Baykal Meclis Başkanı seçilse idi transfer görüşmeleri başlayacak ve AK Parti taşıma milletvekilleri ile hükümeti kuracaktı. Böylece hükümet kurma işini kotaran kişi olarak ön plana çıkacak olan zat, hükümet üzerinde otoritesini devam ettirecekti. 

MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin bu oyunu bozması üzerine her koldan MHP üzerine yüklenilmeye başlanıldı. En büyük suçlama da eski tüfek solcu yeni liberal gazetecilerden geldi. Bahçeli'nin olmayan yüzde 60 bloka ihanet ettiği yazılıp çizilmeye başlandı. Aslında ortada yüzde 60'lık bir blok yoktu. Belki olabilirliği tartışılabilecek bir CHP- MHP blokundan bahsedilebilir. Buda ancak yüzde 43'lük bir blok oluşturabilir. MHP ve HDP'nin aynı blok içinde yer aldığını veya alması gerektiğini söyleyebilmek için insanın aklını bir yerlere kiraya vermiş olması lazım.

***

Aynı olay 2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de yaşanmıştı. Seçimlerden hemen sonra Bahçeli daha aday isimleri zikredilmeden Abdullah Gül'ün seçilmesi için Meclis oturumuna katılacaklarını açıklamıştı. O zaman da şimdi olduğu gibi Bahçeli AK Partiye koltuk değneği olmakla suçlanmıştı. Ancak hiç kimse Bahçeli'nin niçin daha aday isimleri açıklanmadığı halde Abdullah Gül ismini zikrettiği konusu üzerinde durmamıştı.

Ogün yapılanda ortaya konulması düşünülen bir oyunu bozmaktan ibaretti aynen bu gün olduğu gibi!

***

Oyunun bozulmasından sonra sıra hükümeti kurma çalışmalarına geldi. En fazla milletvekili çıkaran parti olan AK Partinin Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu Hükümeti kurma görevini alacak olan ilk kişi. İşi bir hayli zor ama imkânsız değil. Geniş tabanlı bir hükümet kurup Yeni Anayasayı yapan başbakan olarak tarihe geçme fırsatını yakalayabilir.

Kurulacak olan bir AK Parti, CHP ve HDP koalisyon hükümeti hiçbir desteğe ihtiyaç duymadan Anayasayı değiştirebilir. AK Parti yüzde 41+ CHP yüzde 26+ HDP yüzde 13= yüzde 78 yapar. Kimse de yüzde 78'in gerçekleştirdiği bir Anayasa değişikliğine hayır diyemez.

Her üç parti de çözüm süreci taraftarı, AK Parti, HDP arasında 2009'dan bu yana bu konuda görüşmeler devam ediyor. Bundan sonrada bu işi koalisyon protokolüne sokarak daha rahat bir şekilde yürütürler. Şov yapmalarına da gerek kalmaz. 

Sonuç olarak MHP kendi adayına oy vererek, Baykal'a bir yerlerden verilen Meclis Başkanlığı sözünü işlem dışı bıraktı. Böylece transfer dönemi başlamadan bitirilmiş oldu. Bir yerler birilerine verdikleri sözü tutmamış oldukları için güvenilirliklerini kaybettiler. Kaybedenler oyun kurucular oldu.

Kazananlar ise ülke ve kullanabilirse Ahmet Davutoğlu oldu.

***

 

Uyanmak yok uyumaya devam.