18 maddelik anayasa değişikliği için referandum tarihi yaklaştıkça; propaganda çalışmalarının yerini şerefsizlik almaya başladı. 

15 Temmuz'da darbe girişimine "DUR" diyen, Fırat Kalkanı Hareketi ile bölgede büyük bir oyunu bozan ve 16 Nisan'da da Türk Siyaseti'nde Batı'nın, Amerika'nın vesayetçi zihniyetini ortadan kaldıracak bir değişikliğe hazırlanan Türkiye'de hainler, batı uşakları hâlâ kirli siyasetlerini sergiliyor. 

Diyarbakır'da asılan ve görünce hepimizin tepki gösterdiği o ucube pankart bunun örneğidir. 

Ne deniyor ucube pankartta; "Her 'Evet' Şeyh Said ve arkadaşlarına bir Fatiha'dır" şeklinde haince ifade kullanıldı. 

Kabul edilebilir bir yanı yok. 

Çünkü İngiliz uşağı Şeyh Said'in hainliği ortadadır, neden idam edildiği tarihi vesikalarla bellidir. İngilizlerin kışkırtması ile sözde Kürdistan kurmak için ayaklanan Şeyh Said'in sonu da diğer hainler gibi olmuş, ekmeğini yediği vatana ihanetin bedelini canı ile ödemiştir. 

Bugün de bölgedeki Şeyh Said tohumları boş durmamakta, 16 Nisan'ın akıbetini değiştirmek için ülke içinde kutuplaşmaya yol açacak hal ve tavır içindedirler. 

O pankartı AK Parti'nin azmayacağı aşikar. 

Nitekim AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Konya Milletvekili Ahmet Sorgun da pankartın partileri tarafından asılmadığını belirtti...  Pankart kaldırıldı... 

AK Parti'nin bu pankartı asmayacak kadar siyasi tecrübesi var... 

Peki nereden çıktı bu pankart? 

Olay açıkça HAYIRSIZLARIN işi, PKK'nın işi, Batı uşağı yerli işbirlikçilerin işi, Şeyh Said tohumlarının işi, vesayetçilerin işi, FETÖ kalıntılarının işi... 

Dolayısıyla böyle bir pankarttan yola çıkaracak "HAYIR" demekte en az pankartı asanlar kadar ahmakça bir hareket olacaktır. 

Zaten amaç o. 

Milliyetçi seçmen üzerine etki edip, sandıktan HAYIR çıkartmak. 

15 Temmuz sonrası yaşananları göz önüne aldığımızda, son dönemde Avrupa'nın Türkiye'ye yönelik baskılarını, ABD ve İngiltere'nin Türkiye'den gelecek uçaklarda laptop ve iPad yasağı getirmesini değerlendirdiğimizde 16 Nisan'da güçlü EVET'in çıkması doğrudan devletin bekasıyla alakalı olacaktır. 

Türkiye'ye yönelik oyun için oyun kurulurken, kurulan oyunda figüran olmaya gerek yoktur. 

Böyle bir figüranlığa sırf Erdoğan düşmanlığı ya da AK Parti düşmanlığı peşinde koşanlar hariç gerçek anlamda Türk milliyetçilerinin düşmeyeceğine inanıyorum. 

16 Nisan'da sandıktan çıkacak EVET ile Türkiye yeni bir yola girecektir. Bu yol sırat-ı müstakim yolu olacaktır. Türk Milleti, devlet için, Türklük için, vatan için, gelecek için EVET diyecektir. Tercihi istikrar, istikbal ve istiklal olacaktır. 

Kim ne derse desin, kim hangi oyunu kurursa kursun Türk Milleti bir kere uyanmış ve tekrar uyumaya da vakti yoktur. Türkiye eski Türkiye değildir. Algı operasyonları ile sözde kışkırtıcı hain pankartlar ile millet HAYIR diyecek kadar da ahmak değildir ve ferasetini kaybetmemiştir. 

Bir kere yemin ettik ve yeminimizden de dönecek kadar aşağılık değiliz. 

Diyeceğimiz söz; EVET'tir, vuracağımız mühür de EVET olacaktır. Her EVET'le, Şeyh Said'in ateşine odun atılacak,  o hainin günümüz işbirlikçilerine Osmanlı tokadı indirilecektir. Her, EVET şehitlerimizin ruhlarına Fatiha olacaktır. 

Sözde vesayetçi kalemlerin yazdıkları gibi Türk Milleti, HAYIR demeyecektir. EVET diyecek oyunları bozacaktır. 

16 Nisan vesayetçilerin son kalesidir. Bu kale yıkılacak, Anadolu'nun gerçek söz sahibi millet olacaktır.

"Biz biliriz anlayışı sona erecek" her şeyi millet bilecek, milletin üzerinde başka bir güç olmayacaktır. "Diktatörlükmüş, rejim değişecekmiş, Meclis kapanacakmış, yargı ortadan kalkacakmış" gibi safsatalara karnımız toktur. 

16 Nisan'dan çıkacak EVET, Türk Milleti için bayram, vesayetçiler için kabus, Haçlı-Siyonist İttifakı için yeni bir yenilgi olacaktır. 

***

Her ne kadar o ucube pankart HAYIRSIZLARIN oyunu olsa da AK Parti, asanlar hakkında gerekeni yapmalıdır. Sineklerin mide bulandırmasına izin verilmemelidir. Millet kader seçimine giderken, "O pankart bize ait değil demek" yetersiz bir ifadedir. Milletin vicdanında o pankartı asanlar vatan hainliğinde yargılanmalıdır. Tıpkı hain dedeleri Şeyh Said gibi...

Diğer yandan seçim sürecine kadar kara propagandalar bitmeyecek. Bu propagandalara karşı da milletin uyanık olması önemlidir. Gelişen iletişim ortamında her türlü kirli bilgiyi yaymak mümkündür. Arkasını araştırıp ona göre tavır almak yeniden diriliş yolunda en hassas durmamız gereken konudur. 

Büyük oyunu bozmaya az bir süre kalmışken, kirli oyunlara alet olmak ahmakça bir hareketten öteye gitmez. 

Onun için 15 Temmuz milli ruhu ile feraseti elden bırakmadan, büyük şölene hazırlanmalıyız.