Öşrün ne anlama geldiğini açıklayan Selçuk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi İslam Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Yalçın, öşrün Arapça bir kelime olduğunu ve onda bir anlamına geldiğini kaydetti. Yalçın, “Öşür zekât ibadetiyle ilgili bir kavramdır. Bilindiği gibi İslam’ın temel ibadetlerinden birisi zekât vermektir. Zekât, hali vakti yerinde olan Müslümanların malından bir kısmını ayırarak yılda bir defa bu ayırdıkları miktarı fakir fukaraya aktarmasıdır. Böylece toplumun alt gelir guruplarıyla üst gelir gurupları arasında bir köprü kurulması hedeflenir. Zekât verecek kadar zenginliğe sahip olan kişilerin sahip olduğu zenginliğin kaynağına göre parasal gelirlerinden, hayvanlarından, ticaret mallarından ve zirai ürünlerinden farklı oranlarda zekât vermesi gerekir. Zirai ürünlerinin zekâtı esas olarak 1/10 oranında belirlendiği için öşür diye isimlendirilmiştir” dedi.

7-1 ismail yalçın

SEBZE VE MEYVELER DE ZEKATIN İÇİNE DAHİL

Doç. Dr. İsmail Yalçın, tarım ürünleri buğday, arpa, pirinç, baklagiller gibi saklanıp yıl boyu tüketilebilen toprak ürünlerinin sulama vb. bir masrafa girmeden üretilebiliyorsa elde edilen ürünün 1/10’unun öşür zekâtı olarak verilmesi gerektiğini belirterek, “Sebze ve meyveler de günümüzde korunabilme ve ticarete konu olma bakımından diğer tarım ürünleriyle benzer bir konuma geldiği için aynı yaklaşımla zekâta konu edilmelidir. Zekâtı toplayan ve hak eden kişilere ulaştıran bir kurum bulunursa zekât bu kuruma verilebileceği gibi doğrudan hak sahibine de verilebilir. Ayrıca zekât ve dolayısıyla öşür aynî veya nakdî olarak ödenebilir” diye konuştu.

7-3-26

‘İKRAM, İNSANİYETİN EN GÜZEL ÖRNEĞİDİR’

Öşrün öneminden bahseden Doç. Dr. İbrahim Yalçın, “Müslüman her türlü nimetin asıl sahibinin Allah olduğuna ve elde ettiği nimetlerin Allah’ın lütfu ve ihsanı olduğuna iman eder. Her ne kadar biz çalışmış ve kazanmış olsak da bize bu imkânları veren, malın ve mülkün asıl sahibi Allah’a şükretmek kulluğumuzun en önemli göstergesidir. Bu sebeple ihtiyacımızdan fazlasını ihtiyaç sahipleriyle paylaşmak, bizim ulaştığımız ancak bazılarının ulaşamadığı nimetlerden bir kısmını başkalarına ikram etmek insaniyetin güzel bir örneğidir. Maaş gelirleri, kira gelirleri, ticari gelirler gibi tarım ürünleri de yılda bir defa hasat zamanı zekâta konu edilmelidir” dedi.

7-4-28

‘TARIMSAL ZEKAT DA İHMAL EDİLMEMELİ’

Öşrün ülkemizde zekâtın diğer alanlarından daha az bilindiğini söyleyen Yalçın, öncelikle birikmiş para ve altın için zekât verilmesinin akla geldiğini ve birçok insanın öşrü bilmediğini ifade etti. Yalçın, “Ayrıca tarımsal üretim yöntemleri ve çeşitleri çok değiştiği için klasik kitaplarımızda yazan bilgileri günümüze uygun anlamlandırmakta güçlük çekilmektedir. Ama günümüzde bir kısım insanların gelir ve geçim kaynağı tarımsal üretim olduğuna göre bunların zekâtı da ihmal edilmemelidir. Fakirlik sınırları üzerinde bir geliri tarımsal ürünlerden elde edenler aynî veya nakdî olarak (günümüz şartlarında nakdî olması daha uygundur) zekatını vermelidir. Öşür onda bir olmakla birlikte bazı durumlarda bu oranın yirmide bir veya kırkta bir olarak uygulanmasına izin verilebileceği göz önüne alınarak bu konuda yeterli bilgisi olmayan Müslümanların İlçe veya İl Müftülüklerine başvurmaları ve yıllık zekatlarını hesaplatmaları uygun olur. Böylece zekatını tam olarak ödeyip malını arındırmanın gönül huzurunu elde etmiş ve dini hassasiyetin gereğini yerine getirmiş olur” şeklinde konuştu.

Akören Tarihi -125 Akören Tarihi -125

TUBA KAYA

Editör: Birkan Bakay