Seçime daha  7 haftaya yakın bir zaman var..

Şimdi Partilerin programlarını açıklama dönemi  başladı.

Önümüzdeki hafta sahaya iniyorlar.. Kıran kırana bir rekabet.. Bütün vekiller, kendisinin ve  partisinin ulusal,bölgesel ve o yöreye göre hedeflerini anlatacak!

İşte tam bu dönemde hepimizin şapkayı önümüze koyup, hislerimizi bir kenara bırakıp, bireysel,  toplumsal, şehrimiz ve bölgemizle  ilgili sorunlarımızı tespit edip, gerçekçi beklentilerimizi, tanımlamalı; onlardan bu konuda ne düşündüklerini , fikirlerini hedeflerini, yaklaşımlarını, bakış açıların, öğrenmeliyiz.

Partiler ve vekillerinin ,topluca ve bireysel olarak evimize, kahvemize, derneğimize, sivil toplum örgütümüze ziyaretleri esnasında;

Hatta yapabilirsek; bütün dileklerimizi yazılı hale getirip, bir kopyası da  bizde kalmak şartı ile eline tutuşturmalıyız.

Mesela benim sıralayabildiğim önerleri sizler daha da geliştirebilirsiniz;

Bu onların ödevi, vekalet taslağı olmalı!

Çocuğumuzun geleceği ve eğitimi,

Gelir ve giderlerimizi etkileyecek hedefleri, mesela bölgede yapılacak yatırımları sormalıyız..

Üniversiteleri sormalıyız, bir tarafta organize sanayi bölgelerinin kalifiye iş gücü açığı, bir tarafta, işsiz üniversitelileri hatırlatmalı, ekonomideki ihtiyaca uygun insan kaynakları düzenlemesini,

Yüksek Hızlı Tren yatırımlarını ve bölgenin turizm geleceğini turizm öngörülerini, turizm alanlarımızın nasıl değerlendirileceğini,

Sanayide katma değeri nasıl arttıracağımızı, şehrimizin Orta  Asya,Orta doğu ,Doğu Akdeniz ve Avrupa ekonomi ile enteğrasyonu ve bunların ilimize yansımaları,

Dünya şehri olarak Konya'mız daha ileri götürmek için neler düşündüklerini, programlarına bu konuda neler koyduklarını,

Dünyada açlık sorunu varken gıda ve  tarım kenti Konya ve Havalisinin katma değeri yüksek üretimle dünya ihtiyaçlarına cevap verme stratejimizi ve  gelirimizi nasıl arttırabileceğimizi, bunların sanayici ve çiftçimize yansımalarını,

Kapasitesi geçtiğimiz yıl arttırılan Fuar merkezimizle  ülkemizin bölgesel çekim merkezi olması konusunda neler yapabileceklerini,

Teknoloji, üniversite ve sanayi işbirliği konusunda modern ve gelişmiş ekonomilerin arasında, rekabet gücümüzün arttırılabilmesi için neler yapacaklarını,

Kevgire dönmüş, Anayasamızın yenilenmesi konusunda neler düşündükleri,eğer çözüml önerileri varsa, ki; olmalı. Bunları nasıl gerçekleştireceklerini,

Adalete karşı sarsılmış toplum güvenini yeniden nasıl tesis edeceklerini,

Her seferinde bir yerden düğmeye basıldı, ya da yabancı güçler işleri karıştırdı, sebeplerine karşı ne kadar kendimiz olabileceğimizi, kendi öz politikalarımızı oluşturmak için; neler düşündüklerini,

Seçimlerde demokratik sistemi nasıl kuracaklarını, siyasi partiler yasalarında bunun için ne gibi yenilikler yapacaklarını,

Lidere bağlı siyasi parti, ülke yönetimini siteme bağlı kurumsal hale getirmek içineler yapabileceklerini,

Kişiye göre yorumlanan, ya da uygulanan kanun , tüzük,yönetmeliğin  yerini objektif hukuk ve yönetim kurallarının alması için neler yapabileceklerini,

Particilik, hemşehricilik, tertipçilik, ya da güçlülerin haklı olduğu sistemin yerine hangi  sistemi ikame edeceklerini,

Mecliste çok konuşan, kavga eden, ancak konuşmayı bilmeyen vekillerden çok çektik,Siz sayın adayları, sevmediğiniz insanlarla dahi konuşabilen vekillerin bu memlekete kazandıracaklarının farkında olup olmadıklarını,

Bunlara sizin kişisel düşünce beklentilerinizi de ekleyerek,

Soralım, cevap almaya çalışalım. Hangi, parti ve vekil gelirse kapımız açık olsun..İsteklerimizi dileklerimizi  düşüncelerimizi, konuşarak ,anlatarak ,sorarak  onlara iletelim ki kendilerini sorumlu hissetsinler..

Düşünsünler, bilsinler ki bu milletin uyandığını, oraya yaşamlarınınsonucu bir ödül olarak gitmediklerini, sorumlu olarak vekil tayin edildiklerini bilsinler.

Bizler bunları yaparken milletin ortak aklını harekete geçirip, ortak dilimizi geliştirerek,konuşabilen seçmen ve iletişim halinde bireyler olarak onlar;nasıl bir  hal ve tavırda  olduğumuzu da anlatmış olmaz mıyız? Onlar da vekilimiz olarak orada kendilerine çeki düzen vermezler mi?

Belki de böylece toplumsal mutabakatın da alt yapısını oluşturmuş oluruz..

Particilik, kin nefret sadece  kişisel hırslarımızı tatmin eder, başımızı kuma sokar!

Üstelik bizler partilerin fedaileri değil, partiler milletin egemenlik araçlarıdır.

İnsanlar layık oldukları ile yönetilir, düsturu gereğince