Ormanlarımız yanıyor.

Sadece yeşil alanlarımız değil, oksijen kaynaklarımız yanıyor.

Oksijen kaynaklarımızın yanması demek, oksijensiz kalan ciğerlerimizin yanması demektir.

Ciğerlerimizin yanması demek, canlılığımızın yok olması demektir.

Ormanlarımız kendiliğinden yanmıyor, hain ellerce yakılıyor.

Hain eller, havamızı oksijensiz bırakmak için yakıyor ormanlarımızı…

Hain eller, yeşil alanımızı yok etmek ve ülkemiz alanlarını kuraklığa mahkûm etmek amacıyla yakıyor ormanlarımızı…

Hain eller, ülkemizin iklimini bozmak için yakıyor ormanlarımızı…

Hain eller, erozyonun ve sel baskınlarının ülkemize daha fazla zarar vermesi amacıyla yakıyor ormanlarımızı…

Hain eller, insanımızı beton yığınlarına mahkûm etmek amacıyla yakıyor ormanlarımızı…

Hülasa hain eller, Türkiye’mize her türlü zararı vermek, maddi ve manevi olarak ülkemizi karanlığa sürüklemek amacıyla yakıyor ormanlarımızı…

Asker ve polisimizin yaptığı operasyonlarla iyice zayıflayan ve köşeye sıkışan PKK son yıllarda, bilhassa bu yıl hedef olarak ormanlarımızı seçmiş bulunmaktadır.

Sadece bir ay içinde, 20 Temmuz ile 20 Ağustos tarihleri arasında Türkiye'nin 503 noktasında orman yangını yaşandı.

Bu tarihler arasında Türkiye'nin cennet ormanlarından bin 344 hektarı, yani yaklaşık 1300 futbol sahası büyüklüğünde bir alan kül oldu.

Son Hatay orman yangınında ise 2500 hektar yani 25 bin dönüm yani 25 milyon metrekare ormanımız kül oldu.

Orman yangınlarımızın ardı arkası kesilmiyor.

İstatistiklere göre ise ülkemizde her yıl meydana gelen 4 bin yangında, 10 bin hektar orman yangınlarda zarar görüyor.

Yani her yıl 10 bin futbol sahası kadar ormanımız kül olup gidiyor.

Bu sebeple Türkiye, orman yangınlarında Akdeniz'in riskli ülkeleri arasında kabul ediliyor.

***   ***   ***

Orman yangınlarının erken haber alınması veya tespit edilmesi için ülke genelinde 776 yangın gözetleme kulesinde yangın sezonu boyunca gözetleme yapılıyor. Ormanlık bölgeler kameralar ile izlenerek personele destek olunuyor.

İhbar alınan veya tespit edilen orman yangınına 1.173 noktada konuşlanmış ilk müdahale ekibi ile yangınlara müdahale edilmektedir.

Yangına hassas ormanlarımızın bulunduğu bölge müdürlüklerinde, yangına ilk müdahale süresi 2003 yılında 40 dakika iken; verilen eğitimler, geliştirilen altyapı faaliyetleri ve teknolojiyle donatılmış sistemler sayesinde 2018 yılında 12 dakikaya indirilmiştir.

Birkaç yıl içerisinde de 10 dakikaya ulaşmak için gerekli yatırımlar yapılıp ve tedbirler alınmaktadır.

Yangınlara erken ve etkili şekilde müdahale edilmesi için 2019 yılı için yer ekiplerinde 1.076 adet arazöz, 281 adet su tankeri, 586 adet ilk müdahale aracı, 182 adet dozer, 426 adet diğer araç-iş makinaları ile birlikte toplam 2.551 adet araç ve bu araçlarda görevli 11.039 yangın işçisi, 3.000 teknik eleman, 5.000 memur olmak üzere 19.039 personel görev yapmaktadır.

Yangınlara erken ve etkili müdahale edilmesinde havadan destek sağlanması için 2019 yılında 6 idare helikopteri yanında 34 adet su atar helikopter görev yapmaktadır.

Orman yangını organizasyonunda kullanılan 8 bin araç, anlık olarak araç takip sistemi ile takip edilmektedir.

Yangından zarar gören orman alanlarında en kısa sürede yanan kısmın kesimi ve sahadan uzaklaştırılmasını müteakip, ormancılık teknikleri ile aynı yıl içerisinde rehabilitasyon ve ağaçlandırma çalışmaları ile tekrar ormanlaştırılıyor.

2018 yılında yanan 5.644 hektar alanın 1.722 hektarı aynı yıl içinde ağaçlandırılmış olup 1.197 hektar yanan alandaki çalışmalar 2019 yılında tamamlanacaktır.

Ağaçlandırılmaya konu edilmemiş 2.725 hektar alan ise örtü yangını olması, mevcut ağaçların zarar görmemesi ve diğer teknik nedenlerden dolayı müdahale gerektirmeyen alanlardır.

Son 10 yılda ise 66 bin hektar yanan ormanlık alanın 46 bin 852 hektarı ağaçlandırılmış olup ağaçlandırılmaya konu edilmemiş 19 bin 148 hektar alan ise örtü yangını olması, mevcut ağaçların zarar görmemesi ve diğer teknik nedenlerden dolayı müdahale gerektirmeyen alanlardır.

***   ***   ***

Ormanlarımızı korumak için yapılan bu faaliyetler elbette güzel gelişmelerdir ama yeterli midir diye de sormadan edemiyoruz.

Yeterli olmuş olsa idi bu kadar ormanımız yanarak heba olmazdı.

Demek ki ormanlarımızı korumak için daha fazla tedbire ihtiyaç vardır.

Ayrıca ormanlarımızı yakanlar için caydırıcı cezalar şarttır.

Hem inancımızda hem tarihimizde bizim ağaca ve ormana verdiğimiz değer hep zirvededir.

Peygamber Efendimiz;

“Kıyamet kopacağını bilseniz elinizdeki fidanı dikiniz” ve,

“Bir kimse ağaç diker de o ağacın meyvesinden bir insan veya Allah’ın mahlûkâtından herhangi bir varlık yerse bu, o ağacı diken kimse için sadaka olur.”

Buyurarak ağaçlandırmanın önemini ortaya koymuştur.

Fatih Sultan Mehmed Han; “Ormanlarımızdan bir dal kesenin başını keserim” diye ferman ederek ormanların korunmasına büyük önem vermiştir.

Ormanlarımızın daha doğrusu ciğerlerimizin yakılmasını önlemek için hem modern koruyucu tedbirlere hem de şiddetli caydırıcı cezalara ihtiyaç vardır.

Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.