Meclis başkanını seçti. Meclis Başkanlığı seçimi Demokrasi tarihimizde hiç bu kadar önem arz etmemişti.İlk kez partilerin aldığı oyların önüne geçti bu başkanlık seçimi.

Neydi seçimi bu kadar önemli kılan?

12 yıldır tek parti ile yönetilen parlamentomuz ilk kez parçalı, yani koalisyon yahut bir veya birkaç partinin dışarıdan desteği ile azınlık hükümeti ile yönetilecekti.Meclis başkanlığı seçimi kurulacak koalisyonun ipuçlarını verecekti.Partilerin birbirlerini yoklamaları asgari müştereklerini bulmada yardımcı olacak öğelerdir.

Her ne kadar birbirlerine demediklerini bırakmayan siyasiler aslında hükümet olma arzularını böyle dışa vuruyorlar.

Demokrasi tarihimizde bunun örnekleri çoktur. En olmaz denilen koalisyonlar bir anda kuruluveriyor. İlkeler, kırmızıçizgiler tepetaklak.

1973 CHP-MSP, 1977(1 MC) AP-MSP-MHP-CGP, 1977 CHP-Güneş motel(AP den transfer edilen 12 milletvekili,bakanlık karşılığı),1978 (2.MC) AP-MSP-MHP,1979 KERHEN MC Hükümeti AP azınlık MHP-MSP dışarıdan destekli.1991 DYP-SHP,1996 RP-DYP,1999 DSP-ANAP-MHP koalisyonları kurulmuştur.

Kurulan Koalisyonlara baktığınız zaman hiçbir siyasi partinin bir biri ile ortak yanı yoktur.

O zamanın deyimi ile “Komünistlerle”, “faşistler”, “takunyalılar” bir araya gelebilmişler ve hükümet edebilmişlerdir.İçlerinde çok hayırlı hizmet verenlerde olmuştur.En başarılısı RP-DYP hükümetidir. O da dış ve iç baskılar neticesinde 11 ay sürebilmiştir.

 

Bugün ilk bakışta baktığımız zaman MHP'nin HDP'yi yok sayması HDP'nin AK Partiyi asla kabul etmemesi, bu gün için kabul edilebilir gözüküyor.Ancak görevlendirme yapıldıktan sonra bu reddiyelerin yerini daha aklıselim yaklaşımlar alacaktır.Almalıdır da!

Daha öncede belirttim, en az koalisyona muhtaç parti AK Partidir. En fazla muhtaç parti ise HDP'dir.HDP şayet Türkiye partisi olmak istiyorsa peşin hükümlü olmamalıdır.Bu gün siyaset yapma imkânı bulmuşlarsa AK Partinin yapmış olduğu reformlar sayesindedir. Kendilerinin ve CHP-MHP'nin de karşı çıktıkları Anayasa değişiklikleri sayesinde bu gün Parlamentoda temsil yetkisi almışlardır.Anlayamadığımız kendisini yok sayan MHP'ye bile yeşil ışık yakan HDP neden AKP ye bu kadar kin ve nefret duymaktadır.Halbuki kendisini en iyi ifade edebileceği ortam, özgürlüklerin önünü açan AK Parti ile birlikte hareket etmesi. Ancak HDP, AKP'ye demir gibi kapıları ilk günden kapattı.

Bunun iki nedeni olabilir                               

1-HDP olası bir AK Parti koalisyonuna eli güçlü bir şekilde girmek,isteklerini daha çok kabul ettirmek.(özerklik ve Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması gibi)

2-CHP-MHP ile koalisyonuna içeriden veya dışarıdan destek vererek, siyasetini milliyetçilik esası üzerine bina eden ve her şehit cenazesinde sokağa dökülüp “şehitler ölmez vatan bölünmez”,kahrolsun PKK ve iş birlikçileri” diyen, kendilerini yok hükmünde sayan MHP ile koalisyona girerekMHP i tabanı ile ters düşürüp siyaseten bitirmek.

 3-Çözüm sürecini ve istenilen özgürlüklerin AKP eliyle verilmiş olmasından, aklıselim sahibi ve sağduyulu Kürtlerin AKP'ye kayacağından rahatsızlık duymasındandır.

AKP'nin bu yaklaşımı ellerindeki mağdur argümanını yitirmesine sebep olması endişesidir. AK Parti hükümetlerinin güney doğuya 350 milyar dolar yatırımının Kürtler üzerindeki olumlu etkisini, şimdilik İngiltere ve İsrail içerideki işbirlikçileri,kanlı terör örgütü PKK'ın masum insanları gözünü kırpmadan öldürmesi, sağduyulu seçmenlere silahla baskı kurması ile MHP ve CHP marifeti ile baltalamış gözükmektedir.

Evet,HDP'nin derdi Kürtler değildir.Türkiye de değildir.Şayet Kürtlerin son dönemde edinmiş olduğu anadilde eğitim,televizyon,savunma hakkı gibi hakların AK Partinin yapması Türkiye cumhuriyetinin sınırları içerisindeki yaşayan etnik kökeni ne olursa olsun, hepsini birinci sınıf ve eşit vatandaş saymış olması, HDPnin siyasi argümanlarını elinden almaktadır.

HDP son seçimde de görülmüştür ki İngiltere ve İsrail menşeli ve içerideki güdümlü medya marifeti ile projelendirilmiş proje partidir.Dertleri ülkeyi yönetmek değildir.İsrail ve İngiltere'nin bu bölgelerdeki çıkarlarına hizmet etmektir.Hatta “samanlık devrimcisi”bir milletvekili kapitalist ve faşist diye nitelediği Türkiye Cumhuriyetinden,sırf sosyalist olmasından dolayı Yunan Başbakanına yardım edin talimatı vermektedir.Sanki kendisi beş para koymuş gibi.Acaba savcı cinayetinin talimatını veren, DHKP-C liderinin Yunanistan'da olmasından bir vefa borcumu var mıdır?

Ben daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi HDP'nin ehlileştirilerek hiç olmazsa, içlerindeki sağduyu sahibi milletvekilleri ile topluma kazandırılması gerektiğini söylemiştim.Yine ısrar ediyorum.PKK terör örgütü ile bağını kesmiş HDP'nin zararından çok faydası olacaktır.HDP'nin bu günkü yönetimi İsrail ve İngiltere bağlantılı olduğu gerçeği daha bir gün yüzüne çıkmaktadır.HDP'nin içerisindeki sağduyu sahibi insanlarla HDP'yi yeniden dizayn etme şansıda böylelikle yakalanmış olacaktır.Ancak teenni ve itidalli davranarak.Aksi; toplum olarak bölünüyoruz!

Bugüne kadar çözüm sürecine karşı çıkan CHP'de birden bire HDP aşkı depreşmiştir. CHP yaHDP'yi iyi okuyamamıştır, yada 20 yıllık iktidar Abazalığını ne olursa olsun giderme peşindedir.

Demokratikleşme ve çözüm sürecine CHP ve MHP başından karşı çıkmışlardı.Şimdi onlara birde HDP ilave oldu.Burada MHP kendi üzerine oyunu erken fark etmesi İsrail ve İngiltere'nin CHP-HDP üzerinden oynan oyunu görmesine sebep olacaktır.Dilerim MHP; yok cumhurbaşkanlığı,yok 17-25 Aralık, yok çözüm süreci diye diretip de HDP'nin ekmeğine yağ sürmez.

Meclis Başkanlığı seçimindeki tutumundan dolayı MHP üzerinde baskı oluşturulmak istenmektedir.Halbuki CHP daha önce cumhurbaşkanlığı seçiminde çatı adayı olarak gösterdiği Ekmelettinİhsanoğlu'na destek vermeyerek AKP'nin adayının seçilmesini sağlamıştır.Hem koalisyon kuralım diye yanıp tutuşacaksın hem de daha önceden de tanıdığın ismi desteklemeyeceksin.Sonrada MHP üzerinde baskı oluşturarak AK Partiden uzak tutmaya çalışacaksın.Bu olsa olsa senin AK Parti ile gerdeğe girmeye can attığını göstermektedir.AK Partisiz hükümet kurulamayacağını CHP ve MHP kabul etmişlerdir.Meclis başkanlığı seçimi MHP ve CHP'nin bir birini ekarte edip AKP ile koalisyon olma senaryosunun özetidir.

Muhalefetin diline doladığı yolsuzluk iddiaları olan 17,25 Aralık operasyonlarında bahsi geçen bakanların, milletvekillikleri düşmüştür.Dokunulmazlık zırhı yoktur.Şayet elinizde belge ve bilgi varsa Cumhuriyet Savcılıkları ne güne duruyor.Yüce divandı falan diye ipe un sermeye lüzum yok.Hemen soruşturma ve kovuşturma açtırabilirsiniz.Varsa yolsuzlukları bağımsız Türkiye Cumhuriyet'i mahkemeleri cezasını verecektir.

Şayet 45 gün içerisinde hükümet kurulamazsa “ Anayasa'nın 116. maddesi gereği, yeni seçilen TBMM'de Başkanlık Divanı seçiminden sonra 45 gün içinde Bakanlar Kurulunun kurulamaması halinde Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanına danışarak seçimlerin yenilenmesine karar verebiliyor. Yenilenme kararı Resmi Gazete'de yayımlanıyor ve seçime gidiliyor.”

En erken Kasım ayında. Seçimlerin yenilenip yeni hükümet kuruluncaya kadar parlamentodaki gurubu olan siyasi partilerin aldıkları oy nispetinde yeni hükümette temsil edilmesi gerekiyor.

Yani MHP; HDP'nin olduğu yerde olmam dediğinde bu hükümette HDP daha çok Bakanlıkla yer alacaktır.Kendi eli ile kuzuyu kurda teslim edecektir.Buda Kasımda yapılacak seçimde MHP'nin sonunu getirebilir.

Bir başka yol ise ya AKP ile içeriden yada dışarıdan erken seçim vadi ile hükümete destek olmak.Kendi içlerinde hükümeti kurup İsrail ve İngiltere işbirlikçisi HDP ve CHP'yi dışarıda tutabilirler.

Bir başka sorunda mevcut milletvekillerinin büyük bölümü ilk kez seçilmişlerden oluşmaktadır.Yani olası bir erken seçime hayır diyebilirler.Çünkü tekrar seçilme garantileri yoktur.2 yılı da doldurmadıklarından milletvekilliğinden emekli olma hakkı da elde etmediği için beklide partilerinden istifa edip koalisyonu kurabilecek partiyi destekleyeceklerdir.

Kısaca siyaset bizim baktığımız pencereden gözüktüğü gibi kolay gözükmüyor.

En olmazların kedi uysallığında olduğunu göreceğimiz bir dönemden geçiyoruz.

SEÇİLEMEME KORKUSU, MECLİSİN İHTİŞAMLI HAYATI VE İKTİDAR GÜCÜNÜN NELERE KADİR OLDUĞUNU HEP BİRLİKTE GÖRECEĞİZ.