Hızla değişen ekonomiler içerisinde işletmeler de gelişiyor.

Bazıları büyüyor, gelişmeden kayboluyor, bazıları gelişiyor ve kayboluyor.

Özellikle Anadolu işletmelerinde büyüme ve gelişme şartlara göre oluyor. Yani işletmeler şartların pasif unsuru oluyor.

Oysa gelişen dünya düzeninde işletmeler;  firma, marka, teknoloji satın almalar ve birleşmeler ile stratejik üstünlükler kurmaya,  güç haline gelmeye çalışıyor.

Gelişen bu  firmalar;  piyasayı, şartları çok iyi analiz eden,  piyasada oyun kurucu olarak var olan veya oyun kurucu olmak isteyen firmalar.
Bunlar piyasada etki meydana getirir bu etkileri ile piyasa tarafından dikkat ile izlenir

Öyle ki sadece kendi piyasasında değil, o ülke ekonomisinde ya da global ekonomide bu firmaların aldıkları pozisyonlar piyasalara yön verir.

Her firmanın kendi iç kapasitesine,  piyasaya, konjonktüre göre farklı farklı seviyelerde  ölçek büyüklükleri vardır.

Ölçek büyüklüğü, bir firmanın olmak istediği piyasada maliyeti minimize ederek sürdürülebilir karlılığını sağlayacak üretim seviyesine ulaşmasıdır.

Optimum ölçek büyüklüğü sınırsız bir büyüme değildir. İşletme maliyetini minimize edinceye kadar büyür. Maliyetin minimum olduğu üretim seviyesi, en uygun seviyedir bu seviyeden sonra üretim artışı  maliyet artışına sebep olur.

İşletmeler bu seviyeyi doğruya yakın bir şekilde  belirleyebilmek için ,üretim, insan kaynakları,Pazar verileri ve finans verilerini doğru düzenli  kayıt edip işletmeleri analiz edilebilir hale getirebilirse ölçebilir.

Onun için Satış, satın alma, üretim yönetim kadar verilerin düzenli kaydedip analiz edilebilecek hale getiren bir ekibe ve teknolojik alt yapıya ihtiyaç vardır.

Anadolu’da işletmelerimizin çoğu öngörerek değil de şartların yönlendirmesi ile büyümeye ve gelişmeye çalışırlar. Oysa her işletme kendi seviyesinde az veya çok bu sitemi kurabilir. Böylece sürpriz sonuçlara karşı direnç kazanır.

Aslında belki de birçok işletme bölgesel oyuncu olmaktan çok ulusal hatta küresel oyuncu olmaya elverişli potansiyele sahip, ancak içinde barındırdığı gücün metodolojik olarak yeteri kadar farkında olmadığından,  büyüme ve gelişmenin ölçek büyüklüğünden faydalanabilecek adımları atamıyor, atmıyor.

Öyle işletmeler var ki;  piyasa koşulları, tedarik  avantajları, bilgi birikimleri,  maliyet avantajları piyasanın konjonktürel  yapısı işletmenin bulunduğu bölgesel konumunu bırakalım  ülke ya da Asya, Avrupa ve Afrika piyasalarını dikkate alacağımız bir ölçek büyüklüğüne ulaşabilir ve bu bölgelerde stratejik ve küresel güç olabilir.

Yani potansiyeli bulundukları ekonomik seviyenin çok üstünde bir ölçek büyüklüğünü hak ediyor

Dedim ya bakış açısı ve bu hedefin gerçekleşmesine uygun olgun adımların atılması gerekiyor.

Optimum ölçek büyüklüğüne ulaşmak için sadece ekonomik olarak belirli bir güce ulaşmak gerekmiyor.  Varmak isteyeceği,  olmak isteyeceği konumu hedefleyip projelendirerek de bu işi yapabilir.

Elbette bu bir bakış açısı gerektiren durum.

Aynı zaman da birikim.

Eğer bakış açısı varsa kendi birikimi ile başkalarının birikimlerini birleştirerek ölçek büyüklüğüne ulaşabilir.

İ phon’un kurucuları, facebook’un kurucuları çok küçük işletmeler olarak başladılar, öyle bir ölçek büyüklüğüne ulaştılar ki sadece ekonomik olarak etkileri yok, sosyal ve siyasi olarak da  dünya çapında stratejik bir platform, güç.
Öyle ki dünyanın süper gücünün yönetiminin değişiminde etkili olabiliyor.

Her işletme bulunduğu noktayı çok iyi tespit edip, diğer seviyeleri birkaç adım sonrasını hayal ederek, projelendirerek ölçek büyüklüklerine ulaşarak ilerde olacağı stratejik noktaları hedefleyebilir.

Ölçek büyüklükleri işletmenin mevcut pozisyonunu iyi tespitle başlar.

O bir verimlilik sistemidir. İşletmenin bütün potansiyellerini maksimum verimlilikte kullanmayı gerektirir.

Satın alma, depolama, üretim,  personel, satış, muhasebe finans ve yönetimin güçlü uyumunu gerektirir.

İşletme içi her türlü kapasitenin paralel kapasite olmasını bunların da iyi yönetilmesini gerektirir.

En zayıf halkaların tespit edilip güçlendirilmesi ekibin etkili hale getirilmesi şart.

Bir kere en yetkili kişiden en vasıfsız elemana kadar ölçek büyüklüğüne uygun bir personel yönetimi, bu iş için şart.

Böyle işletmelerde bir veya birkaç kişinin başarılı olduğu bir yönetim değil işletmenin bütün unsurlarının başarılı olabileceği bir yönetim tarzı gerektirir.

Onun için işletmenin her seviyesini liyakat ile donatmak, liyakatle donatacak gerekli adımları atmak lazım

Elbette optimum ölçek büyüklüklerinin basamaklarını hedefleyip istenilen amaca varabilmek için o seviyenin davranışlarına da sahip olmak gerekiyor.

Belki bu yönde önümüzdeki en büyük engelimiz alışkanlıklarımız, değiştiremem dediğimiz davranışlarımızdır.

Onun da çözümü, varmak istediğimiz hedefin, yürümek istediğimiz yolun alışkanlıklarını bünyemize katarak eski alışkanlıklarımızın etkisini hızla azaltmaktır.