Mesleki etik kavramını, bütün mesleki uğraşların iyi ve doğruya yönlendirilmesi konusunda ilkeler koyan, meslek üyelerinin kişisel arzularını sınırlayan, belli bir çizginin dışına çıkmalarını önlemeye çalışan, mesleki idealleri geliştiren ve ilkesiz üyeleri meslekten dışlayan bir ilkeler dizgesi olarak tanımlamıştık. Dünyada tüm meslekler için üyelerinin davranışlarını çerçeve içine alan etik ilkeler oluşturularak, meslek üyelerinin bilgisizlikten ya da kişisel eğilimlerinden kaynaklanan etik dışı davranışlara yönelmeleri engellenmeye çalışılmaktadır.

Eğitim-öğretim işinin aynı zamanda bir etik boyutu olduğu, doğru etik değerlendirmelerin yapılabilmesinin kuramsal bir temel ve analitik bir yaklaşım gerektirdiği gerçeğinden yola çıkılarak, tüm eğitimcilerin hizmet öncesinde iyi bir etik eğitiminden geçmesi gerekmektedir. Aday öğretmenler kararlarının ve eylemlerinin temeline esas aldıkları etik ilkelere bağlı olarak öğrencilere ve başkalarına nasıl davranmaları gerektiği konusunda ve karşılaşabilecekleri etik ikilemleri nasıl çözümleyebilecekleri konusunda hem kuramsal bir altyapı hem de bir farkındalık geliştirebilmelidirler.

Öğretmenlik ve etik birbirine çok yakın kavramlardır. Etiğin ve eğitimin doğası gereği bu iki kavram birbirinden ayrı düşünülmemelidir. İdeal bir öğretmen, yalnız kusursuz öğretme yetenekleri ile değil, aynı zamanda yaşama biçimi ile de örnek alınacak ahlaki bir modele dönüşür. Yani bu anlamda öğretmen, öğrettiklerini örnek olarak yaşayan ideal biridir.

 Tüm alanlardaki etik çalışmalarda yükümlülük-sorumluluk ve hak kavramları birbirinden ayrılamaz bir nitelik taşır. Öğretmenin etik yükümlülükleri, öğrencinin haklarını oluşturur aslında. Öğretmenin haklarının sağlanması ise yönetimin etik yükümlülükleri arasındadır. Bir örnek vermek gerekirse, pek çok meslekte olduğu gibi “ayrımcılık yapmamak” öğretmenlik mesleğinin temel etik ilkeleri arasındadır. Bu yükümlülük aynı zamanda öğrencilerin “okulda eşit muamele görme” hakkını garanti altına alır.

Dünyadaki uygulamalara bakıldığında öğretmenlerin etik ilkeler çerçevesinde yetiştirilmesi, hizmet öncesi eğitim süreçlerinde başlar. Genellikle öğretmenlere bu yükümlülüklerini benimsetmek ve sürekli hatırlatmak amacıyla “Öğretmen Antları” hazırlanmıştır. Bu antlar, öğretmenlere daha mesleğe girmeden üstlenecekleri görevle birlikte yüklendikleri etik sorumlulukları ve uygun davranmaları beklenen etik ilkeleri de hatırlatır. 

Meslek etiği ilkelerinin evrensel değerler üzerine kurulu olduğu gerçeğinden hareket edildiğinde branşı her ne olursa olsun, hangi düzeyde öğretim etkinliğinde bulunursa bulunsun, bir öğretmenin bazı etik ilkeler doğrultusunda davranmasını beklemek yanlış olmayacaktır.

Öğretmenlik yalnızca birtakım bilgilerin aktarılmasını kapsayan bir meslek olmanın ötesinde, genç nesillere değerler kazandırılması hedefini de içeren bir meslektir. Ancak burada önemli olan öğretmenlerin kendi değer sistemlerinin ne durumda olduğudur. Eğitim sürecinde kazandırılacak değerleri yönlendiren temel kılavuz meslek etiği ilkeleri olmalıdır. Vesselam!!