Öğretmen deyince ilk aklıma gelen tabi ki merhum babacığım olur.

O örnek bir öğretmendi. Görev yaptığı okullarda öğrenciler onun için; "inci minci kim birinci, öğretmenler içinde Veyis hoca birinci" diye tekerlemeler söylerlerdi.

O aynı zamanda evimizin ve evimizde hepimizin ilk öğretmenimiz idi. Bugün taşıdığımız iki cihanda kurtuluşun düşünce temelini o attı. O bizim babamız ve hayat öğretmenimizdi. İlk ama hiç değişmeyen öğretmenimizdi.

Onun gözünde öğretmenlik Peygamber mesleği idi. Gerçekte de öyleydi zaten. Peygamberlerin birinci derecedeki görevleri insanları eğitmek ve onlara doğruyu öğretmek değil miydi? Böylesine kutsal bir görevi icra etmenin mutluluğu içindeydi.

31 yıllık öğretmenlik hayatında bir gün dahi izin ve rapor kullanmadı. Hastalıklarında bile görevini aksatmadı. Bir gün dahi dersine geç girmedi. Çok dakikti. Bir dakikanın bile hesabını yapardı.

Benim de öğretmen olmamı isterdi. Peygamberlerin yaktığı eğitim meşalesinin kendisi gibi bir ışığı olmamı arzu ederdi.

Rabbim bu kutsal mesleği bana da nasip etti. Benim, 15 yıl boyunca severek icra ettiğim asli mesleğim öğretmenliktir. Önce eğitimcilik sonra da yazarlık, merhum babamdan bana intikal eden iki önemli özellik oldu. 

Öğretmenlik yıllarımı ve bu yıllarımda geçen hatıralarımı unutmam mümkün değildir. O yıllar hayatımın en müstesna, en nadide anlarını yaşadığım yıllardır. Zaman zaman karşılaştığım öğrencilerim bana öğretmenlik yıllarımı hatırlatmakta ve en güzel duygularla bezenmemi sağlamaktadırlar.

Tanımakta zorlandığınız bir kişinin karşınıza geçip “hocam ben sizin öğrencinizim” dediği ve elinizi öptüğü anlar oluyor ya, işte o an insanın mutluluktan uçacağı bir andır. O an bütün vücudunuzun titrediğini hissettiğiniz ve kendinizi zirvede gördüğünüz andır. Yaşadığınız o kısacık an dünyalara bedeldir. Öğretmen için en büyük mutluluk ve sevinç kaynağı, emek verdiği öğrencilerini yıllar sonra bir vazife başında görebilmesi ve ondan gerekli saygıyı alabilmesidir.

Öğretmenlik; sabır, hoşgörü, emek, sevgi, şefkat ve fedakârlık isteyen bir meslektir. Öğretmenlik; toplumumuza yön ve şekil veren, çocuklarımızın geleceklerini tayin eden, bir ülkenin âtisi ile ilgili hayati bir konuda rol oynayan ve söz sahibi olmayı gerektiren çok önemli bir hizmet kapısıdır.

 Böylesine kutsal bir görev ifa eden öğretmenlerimiz de elleri öpülmesi gereken saygın kişilerdir. Öğretmen; evlatlarımızı eğitmeyi görev bilen, onlara rehberlik eden, yavrularımızı her türlü yanlıştan kurtararak doğruya ve güzelliklere yönelten ve onları hayata hazırlayan kimsedir. Öğretmen; bir milletin geleceğini yoğuran eğitim ordusunun önemli bir ferdidir. 

Bir milletin kalitesi eğitimi ile doğru orantılıdır. Eğitim - öğretim seviyeleri üst derecelerde olan milletlerin ömürleri de aynı derecede uzun ve verimlidir. Bir milletin kalitesini ve ayakta kalma süresini belirleyen en önemli faktör o milletin eğitim seviyesidir. Eğitim seviyesini belirleyen de, eğitim ordusunu oluşturan öğretmenlerdir.

Öğretmenler, sadece eğitim-öğretim alanında değil aynı zamanda kültürel ve sosyal alanda da rol oynayan etkin kişilerdir. Yurdun dört bir yanında bütün zorluklara göğüs gererek, sadece milletimize hizmeti ön planda tutarak görev yapan öğretmenlerimizin çaba ve gayreti her türlü takdirin üstündedir.

Ülkemizin geleceğinde söz sahibi olacak olan evlatlarımızı teslim ettiğimiz, istikbâlimizin temsilcileri olan yavrularımızı şekillendiren ve onların yetişmelerinde en büyük pay sahibi olan saygıdeğer öğretmenlerimiz yılda bir gün anılarak diğer günler unutulmaya terk edilmemelidir.

Peygamber mesleği olan bu kutsal görevi yapan tüm öğretmenlerimizi tebrik eder, sadece bir günde değil senenin her gününde hatırlanmaları dileğiyle tüm günlerinin güzel geçmesini temenni ve niyaz ederim. Aşağıdaki şiirimi tüm öğretmelerimize ithaf ediyorum.

ÖĞRETMENİM

Ülkemizin geleceğine yön verensin,
Gayretinle ilimde zirveye erensin,
Cehaleti ta kökünden yere serensin,
Bulunmaz dehasın sen öğretmenim.

Evlatlarımızı elinde yoğuran sensin,
İlme, sevgiye, saygıya çağıran sensin,
Kardeşliğe, güzelliğe doyuran sensin,
Unutulmaz sehasın sen öğretmenim.

Nesillere tarihimizden ders aldırırsın,
Öğrencini ilim deryasına daldırırsın,
Cühelânın elinden tutar kaldırırsın,
Güzellik dolu behasın sen öğretmenim.

Peygamberler mesleğini icra edersin,
Ömrünce ilim irfan yolunda gidersin,
Vatan bayrak yolunda candan geçersin,
Milletin önünde şehasın sen öğretmenim.

Işığınla zifiri karanlıkları söndürürsün,
Yılmayan azminle yüzümüzü güldürürsün,
Cehalet bataklığını yeşilliğe döndürürsün,
Sarsılmaz, yıkılmaz nehasın sen öğretmenim.

Ulvi medeniyetimiz seninle yol bulur,
Geleceğimizin inşası seninle kurulur,
Ebu Cehillerin kasırgası seninle durulur,
Tüm dertlerimize devasın sen öğretmenim.

Oku diye başlayan yüce inancın neferi,
Sen başlattın sen sürdüreceksin ilmi seferi,
Cehaletle savaşta sen kazandırırsın zaferi,
Burçlara dikilecek Livasın sen öğretmenim.

Salih Sedat bu ulvi mesleği sen de yaptın,
Dosdoğru yoldan ne saptırdın ne de saptın,
İnşaallah manevi himmet ve bereketi kaptın,
Cennetlere lâyık mevasın sen öğretmenim.

Salih Sedat Ersöz