ÖĞRETMEN-ÖĞRENCİ VE VELİ-EVLAT GÖRÜŞMELERİ!

Bir kişi, birini içtenlikle kabul eder ve bunu iletebilirse kişide yardım etme yeteneği var demektir. Başkalarını oldukları gibi kabul etmek, ilişkileri kuvvetlendirmede önemli bir etkendir. Böyle bir ilişkide diğer kişi büyüyebilir, sorunlarını çözmeyi öğrenebilir, psikolojik sağlığı düzelebilir, daha üretken ve daha yararlı olabilir ve gizil gücünü tümüyle kullanabilir. Bu yaşamın basit ama güzel çelişkilerinden biridir. Başkası tarafından, olduğu gibi içtenlikle kabul edildiğini anlayan bir kişi kendini özgür hisseder ve nasıl değişeceğini düşünmeye başlar. Nasıl büyüyeceğini, nasıl farklı olacağını, yapabileceklerinden daha fazlasını nasıl yapabileceğini tasarlar.

Kabul, küçücük tohumları bile en güzel çiçeğe dönüştürecek verimli bir toprak gibidir. Toprak yalnızca tohumun çiçeğe dönüşmesine yardımcı olur. Tohumu büyütür. Ama asıl iş tohumdadır. Genç insan da kendi organizmasında bir gelişme yeteneği taşır.

Çocuğumuza kabul etmediğimiz davranışlarını ve özelliklerini şimdi söylersek, ileride onun daha iyi olacağını sanırız. Bu yüzden birçok yetişkin, kabul etmeme dilini kullanmaya ağırlık verir. Bu da gençte ters tepkilere yol açar. Kabul çocukları açar, onları duygularını ve sorunlarını paylaşmak için yüreklendirir. Psikolog ve danışmanlar bu dilin çok önemli olduğunu bildiklerinden görüşmelerine ilk önce kabul diliyle başlarlar. Öğretmenler, konuşmalarıyla içten bir “kabul edilme duygusu” aşıladıklarında, gerçekten inanılmaz derecede etkili bir güce sahip olduklarını görürler. Öğrencilerine kendilerini kabul etmeyi, kendilerini sevmeyi ve kendi değerlerine anlamayı öğrenmelerinde yardımcı olabilir.

Başkalarını olduğu gibi kabul etmek gerçekten sevmektir. Kabul edildiğini hissetmek sevildiğini de hissetmektir. Psikolojide sevildiğini hissetmenin görkemli gücünü yeni yeni anlamaya başlıyoruz. Sevgi, bedenin ve aklın büyümesini sağlayan, fiziksel ve ruhsal yaraları iyileştiren bir güçtür. Yani konuşma doğru olursa iyileştirebilir ve yapıcı bir değişiklik sağlayabilir. İnsanların karşısındakini yalnızca dinleyerek ona yardım edebileceğini anlamaları ve kabul etmeleri zordur. Ama bir kişiye yardım etmenin en önemli yolu hiçbir şey yapmaksızın orada olmaktır. Bu şaşırtıcı ve inanılmaz gibi görülebilir ama onu sadece dinleyerek birçok yolu açacağınızı da garantiler.

Öğrencileri dinlemenin ve böylece onların sorunlarına daha etkili biçimde yardımcı olmanın farklı yolları vardır;

Edilgin Dinleme (sessizlik):Sessizce dinleme gerçekten kabul edilmeyi gösterir. Edilgin dinleme öğrenciye gerçekten kabul edildiğini hissettiren ve sizinle daha fazla paylaşması için onu yüreklendiren çok güçlü bir sözlü iletidir. Hep konuşan siz olursanız, öğrenci kendisini rahatsız eden şeyleri anlatma fırsatı bulamaz.

Kabul Ettiğini Gösteren Tepkiler:Sessizlik iletişim engelini ortadan kaldırmakla birlikte. Sık yapıldığında öğrencinin iletilerinin kabul edilmediği izlenimi uyandırır. Sessizlik, her zaman anlatana gerekten tüm dikkatinizi verdiğinizi kanıtlamaz. Bu nedenle dinlerken, özellikle duraklamalarda, onu gerçekten dinlediğinizi göstermek için sözlü ya da sözsüz belirtiler vermeniz son derece yardımcı olacaktır. Bunlara “kabul tepkileri” diyoruz. Baş sallamak. Öne eğilmek, gülümsemek, kaş çatmak ve başka uygun davranışlar yapılırsa onu gerçekten dinlediğinizi belli etmiş olursunuz. hı- hı, anlıyorum, evet gibi sözcüklerde yine aynı görevi görecektir.

Kapı Aralayıcılar:Öğrenciler, bazen daha çok konuşmak, derine inmek ve başlamak için bile ekstra yüreklendirme beklerler. Örneğin,

-Bu konuda daha fazla şeyler söylemek ister misin?

-İlginç, devam etmek ister misin?

-Söylediklerin ilgimi çekti, sonra.

-Bu konuda konuşmak ister misin?

Bu cümlelere dikkat edecek olursanız, hiçbirinde söylenenle ilgili değerlendirme olmadığını göreceksiniz.

Etkin Dinlemenin Gereği: Sessizlik, kabul ettiğini gösteren tepkiler ve kapı aralayıcılarının kullanılmasında sınırlamalar vardır. Karşılıklı etkileşime pek fırsat vermezler. Tüm işi konuşan yapar. Konuşan, dinleyenin yalnızca dinlediğini bilir, anlayıp anlamadığını öğrenemez.

 Etkin dinleme daha fazla etkileşim sağlar ve dinleyenin yalnız duyduğunu değil, aynı zamanda doğru olarak anladığını da gösterir. Bu nedenle usta bir dinleyici etkin dinlemeyi daha yaygın kullanır.

 Etkin dinlemenin etkili olabilmesi için öğretmenin belirli bazı tutumlara sahip olması gerekir. Bunlar olmadan öğretmenler içtenlikten uzak ve yönlendirici olarak algılanırlar, hatta en doğru yapılan etkin dinleme bile öğrencilere yapay ve mekanik görünür.

1. Öğretmen öğrencinin kendi sorunlarını çözebileceğine içtenlikle inanmalıdır. Öğrenci çözüm bulmada yavaşsa ya da bocalıyorsa, öğretmen yine de yönteme güvenmeli, günler, haftalar, hatta aylar alsa bile etkili dinlemenin amacının çözüm bulmayı kolaylaştırmak olduğunu unutmamalıdır.

2. Öğretmen, öğrencinin dile getirdiği duygu ve düşüncelerini, bir öğrencide olmaması gereken düşünceler saysa bile gerçekten kabul edebilmelidir. Öğrenciler bu duyguları açıkça dile getirip derinlemesine incelediklerinde onlardan kurtulabilmelidir.

3. Öğretmen, duyguların genelde geçici ve anlık olduğunu bilmelidir. Etkin dinleme, öğrencilerin duygudan duyguya atlamalarına ve duyguların açığa çıkarak boşaltılmasına yardımcı olur.

4. Öğretmen, öğrenciye sorunlarında yardımcı olmayı istemeli ve bunun için zaman ayırmalıdır.

5. Öğretmen, sorunu olan her öğrenci ile birlikte olmalı ama kendi kimliğini korumalıdır. Öğrencinin sorunlarını kendininmiş gibi hissetmeli, ancak kendi sorunu olmasına izin vermemelidir.

6. Öğretmenler, öğrencilerin sorunlarını paylaşmak ve konuşmaya başlamak için zorlanabileceklerini bilmelidir. Etkin dinleme, öğrencinin sorununa açıklık getirip derine inilmesine, böylece rahatça anlatmaya başlamasına yardımcı olur. Ayrıca öğretmenler konuşmak istemedikleri zaman bunu açıkça belirtmeliler ve ona yararlı olabilecek başka kişileri önermeliler.

7. Öğretmenler, öğrencilerin sorunlarının gizliliğine saygı duymalılardır. Çoğu zaman öğretmenler odasında sorunlar açıkça konuşulur. Oysa hiçbir şey danışmanlık ilişkisini bundan daha çabuk yok edemez. DEVAMI VE HAFTAYA!