Çok Değerli Meslektaşım.

Kaç kez tayin gördün? Kaç kez nakliyat ambarlarıyla muhatap olup, kaç kez pazarlık yaptın kamyoncularla?

Kaç ev sahibi ile muhatap oldun, kaç kez kırıldı gardırobunun kapısı hatırlıyor musun?

Evlatlarının kaç okulu, kaç öğretmeni, kaç okul arkadaşı oldu?

Eşinin kaç komşusu hüzünle bakakaldı her iki yılda bir henüz alışamadan bırakıp gittiğiniz mekanların köşelerinden?

Operasyon bölgelerine gidişlerinin hesabını tuttun mu hiç? Kaç kez vedalaştın eşinle çocuklarınla, evinden çıkarken?

Kaç günde bir çıkarıyorsun postalını ayağından? Görev süren boyunca, çocuklarınla eşinle birlikte bir sofra başında kaç kez kahvaltı yapabildin?

Annenin, babanın yakınlarının ölüm haberlerini aldığın günden en son ne kadar zaman önce görmüştün sıcak yüzlerini?

Hülasa kaç kez yaralandın, kaç kez uzuvlarını bıraktın o yüksek dağların başlarında, yamaçlarında, eteklerinde? Kaç kez öldün vatan için hiç hatırlıyor musun?

Kaç kez tayin gördün sevgili arkadaşım?

Daha önceden de biliyordum. Ancak; hasbelkader mesleğimin, meslektaşlarımın haklarını savunmak ve eksik olanlarını temin edebilmek maksadıyla yedi yıla yakın bir süre ile üyelik, başkan yardımcılığı ve şube başkanlığını yaptığım TEMAD görevlerim sırasında edindiğim bilgiler doğrultusunda, Türk Ordusunun önemli bir parçası olan Kahraman Jandarma Teşkilatımızın değerli mensuplarıyla çok yakından teşrikimesaimiz olmuştu. Hâlâ da gönül bağım devam ediyor tabi ki...

Her insanın bir hayat hikâyesi vardır ve çok kıymetlidir ama onların her birinin hayat hikâyeleri ciltler dolusu kitaplara yazsanız yine sığdıramazsınız.

O kadar çok değişir ki görev yerleri, mesela eğitim seviyelerini yükseltmek isteseler de dağ başlarında kurulu bir üniversite yok ki üniversite okuyabilsinler. Ancak bu zor şartlara rağmen yine de üniversite bitiren, hatta akademik kariyer yapanlar da yok değildir. Emekliliklerinde avukatlık yapan, başka mesleklere yönelen birçok jandarma arkadaşımızın varlığını da söylemek isterim.

Birçoğu, her astsubayın her uzman jandarmanın hayali olan derece kademe ilerlemesi ve birinci derece ek gösterge haklarına ulaşma hedeflerini dahi gerçekleştiremeden emekliliklerini talep etmek zorunda kalırlar.  Kendilerinin, çok zor görevler icra ettiklerinden ve bu görevleri sürdürmeme niyetlerinden değildir emeklilik talepleri... Onların bu talepleri, sırf, çocuklarının iyi bir eğitim almalarını temin için eğitim alma imkânı olan şehirlerde yaşama isteklerinden kaynaklıdır.  Bu konuda diğer kuvvetlerde görev yapan meslektaşlarının dahi eleştirilerine maruz kalabilmektedirler. “Kardeşim çalışsaydı da ulaşsaydı istediği derece kademeye” diyerek, meselenin özünü bilmemekten kaynaklı sitemlere maruz kalabilmektedirler.

Bir gün, bir Jandarma emeklisi arkadaşıma sormuştum. "Sen söyle ben yazayım. Bakalım kaç tayin yeri görmüşsün, Türk Milleti rahat ve huzur içinde yaşasın diye kaç görev yerinde vatanın sınırlarını beklemiş, iç güvenlikte kaç merkezde vazife icra etmişsin?" diye

O söyledi ben yazdım. 1.2.3.4.......18,19, 20, 21... "E, yeter artık nefesim daraldı" demiştim ve öylece yarıda kesmiştik konuyu...

2020 yılı “Kanun Ordusu” diye tabir edilen Jandarma Teşkilatımızın 181 inci kuruluş yıl dönümüdür.

Demem o ki, jandarma teşkilatımızın subay, astsubay, uzman jandarma, er, erbaş ve sivil memur, eş ve çocuklarının emekliler de dahil olmak üzere, tüm mensuplarının kuruluş yıl dönümlerini kutlar, halen görevde olanlarına hayırlı görevler, emeklilerine de sağlık, huzur ve mutluluklar dilerim.