Emekli oldum, ancak bir hocamın eşinin sözü hiç aklımdan çıkmıyor. Çayır Mera Yem bitkileri alanında özellikle yonca çalışan Prof. Dr. Şehabettin Elçi hocam emekli olduktan sonra sanki emekli olmamış gibi günlük mesaisine devam ediyor, hocamımn eşi dayanamayıp hocama soruyor, Şahabettin siz emekli olmadınız mı, her gün eskisi gibi işlere devam ediyorsun, yoksa emekli olmadınız mı? Şahabettin hocam, hanım hanım ben emekli oldum ama yonca emekli olmadı ki diye cevap veriyor. Ben de Çayır mera Yem bitkileri çalışan emekli bir  Öğretim Üyesi olarak “il otlatma takvimi”nin uygulanmasını ilgililerin dikkatine sunmak istedim. Çünkü biz emekli oluyoruz, ancak konularımız emekli olmuyor.

Günümüz dünyasında artan nüfus, sanayileşme, göçler, kentlerde stresi ve beraberinde bazı olumlu ve olumsuz gelişmeleri de beraberinde getirmektedir. İnsanların genel bir ihtiyacı olan yeşil alanlar yanında çayır mera alanları da esas görevleri yanında yeşil alanlar olarak da kabul edilmektedir. Bazı yönleriyle benzerlikleri ve ekonomik olarak da önemli olan çayır meralarımıza diğer yeşil alanlara ve ormanlara gösterilen ilgi maalesef gösterilmemektedir. Çayır meralarımızda doğru kullanılmış olsalar bu alanlarımızda bulunan bitkilerimiz daha fazla büyüyebilecek, yeşil olacak, atmosferdeki karbondioksidi emerek bitki besin maddesi oluşturacak, ortama oksijen verecek ve tozları tutarak çevreyi daha çok temizleyecektir. Ülkemizde 14.6 milyon hektar ve Konya'da 761.461 hektar çayır mera alanı bulunmaktadır. Konya arazi varlığının %18.7'sini çayır meralar kaplamaktadır. Bu kadar geniş alanın büyük bir kısmı da tarıma uygun olmayan alanlardır. Bu kadar geniş mera alanı mera amenajman kurallarına uygun kullanılmış olsa bu alanlardan daha fazla yeşil ot alınabilecek, daha uzun süre meralar yeşil kalacak, artan verim ve kalite ile canlılık artacaktır. Artan canlılık hem evcil hem de evcil olmayan canlıların artışı yanında doğal hayatın canlılığı çevreyi ve su kaynaklarını etkileyecektir. Çayır ve meralar önemli yem kaynağı olması yanında toprağın oluşumu, ıslahı, verimliliği ve erozyon önlemedeki fayda ve önemleri de vardır. 

Yeşil kalan, verimlilik düzeyi yüksek olan meralarımızdan hayvancılıkta önemli girdi olan yemi sağlamada en ucuz kaynaktır. Çayır ve meralardan elde edilen yemin temin değeri diğer kaynaklardan elde edilen yemlere göre en az %50-300 oranında daha ucuzdur. Meralarımızın doğru kullanımı ile artacak yem ile daha fazla hayvan beslenilecek, et ve süt ihtiyacımız kolay karşılanacak, dışa bağımlılık azalacak ve en önemlisi de köyden kentlere göç önlenecektir. Çayır ve Meralarımıza kaynak olarak gereken önem verilmiş olsa, bu alanlarımıza diğer kaynaklarımıza gösterilen ilgi gösterilmiş olsa bu kaynakların sağlayacağı faydalar yanında daha temiz bir çevre ve daha temiz su kaynaklarına da sahip olabiliriz.

Tarımsal alanlara ektiğimiz bitkilere, ormanlarımıza ve diğer kaynaklarımıza gösterdiğimiz ilgiyi çayır ve meralarımıza da gösterelim ki bu alanlardan beklenilen faydayı sağlayabilsin. Bu konuda özellikle idarecilerimiz her yıl Gıda Tarım ve Hayvancılık il müdürlüğünce hazırlanan “İl Otlatma Takvimine” uyulması konusunda gereken hassasiyeti göstermelidirler.

Çayır ve meralarımızda bir çok bitki ve ağaçlar yağışı tutar, su döngüsüne katkı sağlar, karbondioksidi emer ve oksijen üretir, taşkınları önler, su toprağı tutarak erozyonu önler. 

Mera alanlarında bitki örtüsü iyi olduğu takdirde kültür alanlarına göre daha fazla karbondioksiti emmekte, çünkü bu alanlarda yaprak alanı indeksi 2-3 kat fazla olmaktadır. Meraların bir metrekaresinde en az 20 ile 300 kadar bitki bulunmakta ve bu bitkiler hayvan besleme açısından faydalı olmasalar bile fotosenteze katkıda bulunmaktadırlar. Meralarımız çok uzun zamandır aşırı ve zamansız otlatıldığından verim güçlerini kaybetmiş, birçok yerde beklenilen faydayı sağlayamamakta olduğu bir gerçektir. Ancak meraların bu verimsizliği ve kötü durumları bu alanların mera olmasından değil, bu alanların doğru kullanılmamasından kaynaklanmaktadır. Tabiat gerçekten cömerttir. Eğer meralarımız mera amenajman kurallarına uygun kullanılmış olsa, gerekli bakım işleri yapılmış olsa birden bire canlanmakta, kendinden beklenen faydayı sağlamaktadır. 

Şu gerçek unutulmamalıdır; meraların zayıf durumda olanlarında bile azda olsa bitki vardır. Bu bitkiler 2-3 yıl korunduğu zaman hemen canlanmakta başlamakta ve erozyona karşı fonksiyoner hale gelirler. Zayıf meraları iyi hale getirmenin tedbirlerini hep birlikte almalı ve bu kaynakları verimli yapmalıyız. Bu görev meraları kullananların, meralardan idari olarak sorumlu olanların Valiler, Kaymakamlar, Gıda Tarım İl Müdürlüğü yetkilileri, bu konuda çalışan bilim adamları ve hepimizindir. Daha yeşil, verimli, uzun süre toprak, su, çevre ve diğer kaynaklara zarar vermeden faydalanılabilen kaynak haline getirmemiz için hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız.

 Özellikle bu yıl kar yağışından dolayı bu güne kadar meraya hayvanlar çıkarılamamıştır. Bundan sonrası içinde ne olur 1. Derece de sorumlu olanlar GTHB İl Müdürlüğünce hazırlanan otlatma takvimine uyulmasını sağlasınlar ki, o tarihe kadar meraya hayvan çıkartılmasın, meralarımızda beklenen ot büyümesi sağlanabilsin.

 

Şu Atasözümüz bu gerçeği açıkça ortaya koymaktadır; “Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur”. Hangi yerleşim yerinde meralara bakım yapılmakta, meralar mera yönetim tekniğine uygun kullanılmaktadır?. Meralarımızdan 4342 sayılı Mera Kanununa göre faydalanma esası getirilmiş olmasına rağmen faydalananların ne kadarı bu kanuna uymaktadır. Mera yönetiminin 4 temel esasına (Otlatma mevsimi, Otlatma kapasitesi, Üniform otlatma ve Meraya Uygun Hayvan Cinsi ile Otlatma) uyulmalıdır. Bu prensiplerden hangisine uyulmakta veya uyulması için görev ve sorumluluğu olanlar üzerimize düşeni yerine getirmeye çalışıyorlar? Bunlar meradan faydalanan herkesin görevidir.

Türkiye Büyük Millet Meclisinde, 1954 yılı Tarım Bakanlığı bütçesi görüşülürken zamanın Tarım Bakanı Sayın Nedim Ökmen  “Türkiye'de et meselesi ot meselisidir” diyerek önemli bir hususu dile getirmiştir. 63 yıl kadar öncesi söylenilen bu söz günümüzde de geçerliliğini koruduğuna göre bundan ders alarak meralarımızı kanuna uygun kullanalım. Sorumlu olanlar sorumluluktan kaçmamalı, hiç olmazsa “İl Otlatma Takvimine” uyulmasını sağlamalıdırlar. Çayır meracı olarak bu önemli konuyu ilgililere bir defa daha belirtmeyi görev saydım, İnşaallah beklentimizin gerçekleşmesi temennisiyle ilgili ve okuyucularıma saygılarımı sunarım.