Herkesin dilinde aynı soruyu duyar gibiyim. İnsan insanlık görevlerinin yanısıra kulluk görevlerini unutmuş gibi. Vaziyet o ki vazifeler insanlara unutturulmuşta yerini kaygılar, dünyasını karartacak endişeler almış..

Türkiye 'nin en ücra köşesindeki birey ile en gözde yerindeki bireyin yaşama tutunuşları aynı değil belki ama, vazifeleri bir. Yaşama amaçları bir.

Birinci sınıf talebesinin yaşamı alfabeyi öğrenmeye çalışmasıdır. Küçük bir çocuğa sormayın, onun yaşam amacı ışıklı ayakkabısı ve üç beş adet oyuncağından başka birşey değildir.

Üniversitesi çok yoğun, dersleri çok zor olan birinede yanaşmayın onun amacıda başka, işleri seyrinde olmayan ona tat vermeyen esnafada sormayın onun içinde çok başka.

Peki insan ne için yaratıldı? Gidişatımız, hayatımıza verdiğimiz yön, hayatımızda aldığımız kararlar.. Her gün monoton düzende monoton hayatını yaşamak için mi?

Peki, savaş altında mağdur bir insan ile savaş yüzü görmemiş ve refah içinde yaşanan iki farklı insanda da bir amaç var? Evet.. Tüm insanların bir yaratılma amacı var.

Gidişatımızı kısa bir süre kenara koyup genel pencereden bakacak olursak, biz insanlar Allah'a kulluk için yaratıldık.

Ama ne çok uzaklaştık ondan..
Ne çok ayrıldık Allah'a kul olmaktan.. Halbuki hepimizin farklı ve doğru gerekçeleri yok mu bunlar için?

Zaman ne gösterecekse biz onu yaşayacağız. Biz müslümanlar için normal şartlarda bu çok zor olmasa gerek. Bizim inancımız gereği bize bugunü yazan Allah elbette geleceği de yazmıştır. Bizim başımıza Allah'ın yazdığından başkası gelemez. Eğer Allah'ın yazdığı gelirse zaten Hak Teala 'dan gelmiştir.

Unuttuk...
Unutturulduk..
Birçok değerimizi karşıdan izliyoruz.
Kendi değerlerimiz kaybolunca başka değerler tanır olduk..

Bize unurturulan ruhlar, 1915 yılında Özbek Türk' lerinin hacca giderken yolda halifenin Cihad ilanını duyup trenlerinden inen ve Osmanlı kuvvetlerinin yanında şehadet şerbetini içen ruhlardır.

Bu insanlar ne için yaşadı?

Peki Ulubatlı Hasan'lar bayrakları dikerken, Tarık Bin Ziyad'lar gemileri yakarken, Selçuklu Sultanı Sultan Alparslan 'lar kefenleri üzerlerinde savaşa giderken hayatlarını ne uğrunda feda etmişlerdi?

Ve niceleri..
Yaşayacak nedeni yoktur bazı insanların. Yaşayacak neden bilmezler ama ölmek için nedenleri vardır. Uğruna yaşayacak şeyler bulamayınca uğruna ölünecekleri bulurlar.

Malazgirt savaşındada, Çanakkale savaşındada, nicesindede sayıca az olan ecdadımız çoklara karşı nasıl galip gelmişlerdi biliriz. Ama biz inanırız ki sayıca çok olan galip gelmez, Allah kimi isterse o galip gelir.

Tarih kitaplarına sığmaz ecdadın Allah'a adanmış ruhlarının kahramanlıkları.

Meselenin özünü kavrayınca çok şey öğreneceğiz.

İnsan ne için mi yaşar?

Dönüp bir bakıversin, ne için yaşamış ecdad..

Güzel insanın güzel dizeleri bitirsin bu haftaki yazımızı

Baharı yaz uğruna tükettik, aşkı naz uğruna.
Ve papatyaları seviyor sevmiyor uğruna.
Derken ömrü tükettik bir hiç uğruna...

Selam ve Dua ile...
Twitter : @senolyilmz