Selahaddin-i Eyyubi'nin harika bir tespiti var; “dostlarıyla uğraşanlar düşmanlarıyla savaşamazlar"

         11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün son çıkan KHK için muğlaklık ifadesini kullanması tartışmaların fitilini iyice alevlendirdi.

Uzun süre kendi kendime bu veyahut buna benzer bir çok konu oldu yazmamak için direndiğim.Çünkü bizim bir kimliğimiz var, davamız büyük, derdimiz büyük, vizyonumuz büyük. Türkiye ile, İslâm dünyası ile ilgili ardı sıra birbirini takip eden sıkıntılar, önemli konular dururken,  kendi kendimizle ve yakın dostlarımızın ufak tefek yanlışlarıyla uğraşmak bizeyakışmazdı. Yani mahalle yanarken saçımızı tarayanlardan olamayız. Böyle öğrendik, böyle gördük büyüklerimizden.

      Sevgili Peygamberimiz Aleyhüssalâtü vesselâm Efendimiz “ Allah katında değerini bilmek istiyorsan ne ile meşgul olduğuna bak" buyuruyor. (Suyuti, CamiusSagir 6/49 hadis no:8386)

         Cumhurbaşkanımız  Tayyip Erdoğan en zor zamanlarında bile Abdullah Gül'ün arkasında durmuş ve kimseye tek kelime dahi söyletmemeye gayret etmiştir. Hatta kendisi kurucusu olduğu AK PARTİ’ninbir çok proğramına iştirak etmemesine karşın, önemli toplantı ve açılış törenlerinde kendisini davet etmiş, taltif etmiş ve konuşma yapması için olanak sağlanmıştır.

Cumhurbaşkanımız     Tayyip Erdoğan Abdullah Gül'ü aday gösterirken onca kargaşa ve sıkıntıya rağmen “kardeşim Abdullah Gül bizim adayımızdır “ diyerek gereken değeri vermiştir. Lâkin görevi Tayyip Erdoğan'a devrederken kendisi aynı coşku ve heyecanı göstermediği gibi saygıdeğer eşlerinin“intifada" ve “biz buradan ayrıldıktan sonra bu tabloların birinin bile yeri değişirse hesabını bizzat ben sorarım" (Çankaya Köşkü'ndeki tablolar için) ifadelerine en ufak müdahalede dahi bulunmamıştır. Buna karşı Tayyip Bey tek bir cevap bile vermeyerek gereken olgunluğu göstermiştir. 

      Sayın Abdullah GÜL'ün geçmişteki  olaylar karşısındaki tutumunu şöyle bir hatırlayacak olursak;

  • 17-25 Aralık kumpasında MİT Müsteşarı Hakan Fidan ifadeye çağrıldığında, Hakan Fidan ilk önce Tayyip Erdoğan'a ulaşamamış dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL'ü arayınca “git ifadeni ver,bişey olmaz" demiştir.
  • Twitter açıklaması ve malumunuz Gezi Olayları ile ilgili tutumlarını unutmak ne mümkün. 
  • Almanya, Avusturya ve Hollandalı siyasiler Türkiye düşmanlığı yaparkenve bakanımızı sınır dışı ederken
  • Erdoğan,Oneminute  ve Dünya Beşten büyüktürdiye haykırırken
  • ABD bize TeröristbaşıFeto'yuvermeyip kendilerine sığınanlara kucak açarken ve PKK’ya binlerce tır dolusu silah ve mühimmat verirken
  • Myanmar'da Müslümanlara yönelik soykırım uygulanırken
  • NATO tatbikatında Erdoğan düşman olarak gösterilirken 

Türkiye İslâm İşbirliği Teşkilatı ve BM'de tarihi Kudüs kararı alırken ve daha sayamayacağımız bir sürü örnekler. Bu arada aklıma gelmişken 16 Nisan'da birileriyle EVET demeyip Hayırcıların yanında yer alması da cabasıdır.

      2018'e girmiş bulunuyoruz. Bu yıl ve önümüzdeki yıl seçimler var ve gitgide ortalık kızışacağa, tartışmalar büyüyeceğe benziyor. Bu necip millet her zaman olduğu gibi sandıkta kendine yakışan cevabı vermeye devam edecektir. Bakalım önümüzdeki seçimlerde sandıklardan kim Muğlak çıkacak?

Ve mekeru ve mekerallahi.  Selâm ve dua ile