15 Temmuz ; darbeyi hedefleyen   FETÖ terör örgütünün ,  onları  kullanan, destekleyen Amerika ve Batı ülkelerinin ,  darbeye maruz kalan yöneticilerin ve   milletimizin ön göremediği bir kapı açmıştır..Birçok  kapıyı da kapatmıştır.

Milletimiz ,7 Ağustosta  Yenikapı'da, tam bir uzlaşma ile kalben ve aklen,  bütün temsilcileri ile  bu kapıdan girip yürüme iradesini göstermiştir..
Milletimiz 15 Temmuz'da direniş için meydana getirdiği güç yoğunlaşmasını,Bilinç uyanışını, Yeni Kapı'da bayram havasında,geleceğe yürüyüş rotası haline getirmiştir..

Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve Muhalefet liderlerimiz , milletimizin bu beyanını  anladıklarını göstermiş , icabet etmişlerdir..

Bu samimiyet devam ederse,  rehavete kapılmazsak ve bu kapıya nasıl geldiğimizi çok iyi irdeler ve çıkardığımız dersleri  hayata geçirebilirsek, muasır medeniyet    ufukta göründü demek..Tabi ki ihtiyaç duyulan zamanı ve gayreti unutmadan sabırla..

Yeni kapıdan girilen yolda , devlet yöneticilerinden, politikacılardan, milletimden ve  başta kendim olmak üzere bütün vatandaşlardan beklentilerim;

  • Öncelikle başta cumhurbaşkanımız olmak üzere bütün politikacılarımızdan beyan ettikleri yeni anayasayı tez elden yapmaları. Anayasa  muassır medeniyeti hedefleyen devlet  organizasyonun ana kuralları demek.
  • Yıllarıdır bütün hükümetlerin şikayeti ; hantal bürokrasi  . 657   Devlet memurları kanunun değişeceği söyleniyor.. Devleti  kapağı atılınca yan gelip yatılan bir organizasyon olmaktan çıkarılması lazım!
  • Devletin insan kaynakları  tedariki ve yönetimi objektif ölçülere göre olmalı!. Vatandaşın dayı ile , hükümete yakın adam bulma, cemaate üye olma  , tanıdık ile işe girme inancını  kırmamız lazım.. Devlete girmenin, devlette kariyer yapmanın liyakatla,devlet ve millet sevgisiyle olduğuna inanmalı!.İnanmazsa,  vatandaş bu arayışa devam edecektir..
  • Devlette çalışma sistemi, görevini şeklen yapan, iki yüzlü,, samimiyetsiz, lakayıt ,çıkara göre, makamını koruma içgüdüsüyle hareket eden, etliye sütlüye  karışmayan,  memur zihniyetini iyi analiz edip bu yapıyı kaldırmamız lazım..
  • Performansa göre yönetim ve değerlendirme bu işin ana  direği olmalı!
  • Siyasi yakınlık ,cemaatçilik, aşiretçilik, hemşehricilik ,okulculuk gibi tarafa göre değerlendirme ölçüleri devletimizi, hem Osmanlı döneminde hem de Cumhuriyet döneminde  ne hallere soktuğunu hepimizin anlamış olması lazım.
  • Yargı ile de adımlar atılıyor! Adaleti sevdiğimiz, sevmediğimiz, dostumuz düşmanız,alnı secdeye gelen, gelmeyen, Atatürkçü  ya da olamayan,kim olursa olsun adil işleyen bir hukuk düzeni  kurulsun!.
  • Yeni kurulacak sistem fikir üreten, bilim üreten keşif ruhumuzu harekete geçirecek  şekilde özgür, olmalı..
  • Üniversiteler kesinlikle sosyal, bilimsel, makro ve mikro ekonomik yaşamda icra edenlerle el ele olmalı..
  • Hukukun üstünlüğü tartışmasız bir şekilde tesis edilmeli.
  • Sistem açık, hesap verebilir ve dolayısıyla kolay denetlenebilir olmalı..Kurumsal denetlemenin önü açılırsa, kişisel denetime gerek kalmaz! Kişi , samimiyet ve performansla ölçülür.. teknoloji bunu da kolaylaştırdı.. Kim ne yaparsa başarı, ödül ya da ceza gibi başına geleceği bilmeli!
  • Bu açıklık, değerlendirmeler kişileri kula kul yapan, ya da insanları belirli güçlere mahkum eden yapıların önüne geçecektir..
  • Sistem gelir dağılımını adil bir şekilde düzenleyen, açık ve kendimize özgü bir yapı olmalı!  Gücü  siyaseten, ekonomik,  belirli grupların ele geçirip kendi menfaatine dönüştüremeyeceği bir sistem olmalı..
  • Başımıza gelen bütün olaylarda gördük ki; basın, düşünür, bürokrat, muhalefet,  gibi birçok taraftan gelen uyarılara karşı gerekli hassasiyet gösterilmemiş! Belki bu uyarılar dikkate alınsa, izler takip edilse erken uyarı sistemi oluşabilirdi...
  • Genel olarak yaşamımızda, devletimizin  yönetiminde   ya da kişisel yaşamımızda çok  kolay kullandığımız ötekileştirme huyumuz sadece bizleri bölmeye çalışanların değirmenine su taşıyor!Bu konuda birey olarak başta kendimizden toplumun bütün mekanizmalarına kadar bu huyumuzu sorgulamalıyız!

Ayrıca dünya ile entegrasyon açısından;

  • Bütün bölgesel ilişkilerimiz yeniden yapılandırılmalı. Her türlü ortak paydaya göre özel fayda kanalları oluşturacak stratejik   birliktelikler kuracak yapı ve ekibi kuracak nesil planlanmalı
  • Taşeron devlet görünümünden acilen çıkmalıyız! Kendimize göre açılımlarımızı yapmalıyız..Kapalı toplum özelliğimizi tamamen terk etmeliyiz..
  • Bunun için kendimize has dış politika, siyaset,, dünya toplumları ile entegrasyonu kendi özelliklerimizi  kaybetmeden, farklılıklarımızı  ortaya koyarak tesis etmeliyiz. Benzemeye çalışan, taklitçi, kopyacı  davranışlarımızı acil bir şekilde terk etmeliyiz..
  • Uluslar arası ilişkilerde uyanık , boş adımlardan çok, akılcı hazırlanmış hamlelerimizle var olmalıyız..
  • Coğrafi, kültürel, enerji, sanayi, turizm, denizler, taşımacılık bir çok konuda doğal stratejik bölgeyiz.. Bu avantajımız   sadece devlet olarak değil ülkemizin şehirlerinden başlamak üzere yeniden organize etmeliyiz..
  • Acilen bölgemiz bilim, finans, ulaşım, iletişim ve enerji açısından muasır medeniyet hedefine uygun yeninden yapılanmalı!.
  • Bölgenin en güvenli, adil devleti biz olmalıyız!

7 Ağustos Yenikapı bize muasır medeniyet yolunda çok önemli sorumluluklar yüklemiştir.. Bu birlikteliği diri ve sürekli tutmak Cumhurbaşkanımız, Hükümet,Muhalefet, meclis ve vatandaşlar olarak hepimizin asli görevidir..

Bunu bir anlık zafer gösterisi gibi değerlendirir, çabuk unutursak  başımıza daha büyük felaketlerin gelmesi için davetiye çıkarmış oluruz..

Unutmayalım gelişen olaylar gösteriyor ki;  Belki de saat fark ile ülkemiz emperyalist canavarların salyasından kurtulmuş!..

Tam bağımsız Türkiye, Muassır Medeniyet yoluna açılan Yeni Kapı'yı  ele ele , kalben ve aklen iyi değerlendirelim!.